Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 yılında cinsel saldırıya maruz bırakıldıktan sonra katledilen Özgecan Aslan davasında Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanık Fatih Gökçe’ye verilen cezanın Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından bozulması üzerine ikinci duruşma Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü
Mahkeme heyeti katil zanlısının cinsel saldırı suçundan 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Kararı gazetemize değerlendiren feminist avukat Diren Cevahir Şen, Türkiye ve Kürdistan’da Özgecan Aslan gibi birçok kadının katledildiğini belirterek, “Kadın cinayetlerinin erkek katillerine iyi hal ve haksız tahrik indirimi yapılıyor. Bu indirimler kadınlar yargılandığında söz konusu değil” dedi.
‘Skandal bir karar’
Özgecan Aslan’ın katil zanlısı Fatih Gökçe’ye verilen 22 yıl 6 ay hapis cezasının farklı bir durum olduğuna dikkat çeken Şen, 24 yıl olarak verilen cezanın delil yetersizliğinden bozulduğu bilgisini paylaştı. Şen, delil yetersizliğinin sebebinin ise ‘Minibüsün yaşama alanı olarak görülmemesi’ olduğunu ifade ederek, “Minibüsün yaşama alanı olarak görülmemesi bana şu soruyu sordurtuyor. ‘Binmeseydi o minibüse mi diyelim” diye tepki gösterdi. Bu karar ile kadınlara mesaj verilmek istendiğini belirten Şen, şunları söyledi: “Cinsel saldırı yönünden Fatih Gökçe’nin cezası bozulurken kadınlara verilmek istenen mesaj ne? Özgecan orada olmak zorunda değildi ya da orası onun hayatını sürdürdüğü yer değil, minibüse binmeyebilirdi gibi soruları mı aklımıza getirmemiz gerekiyor?” Şen, verilen kararı skandal olarak değerlendirdi. Şen, Özgecan Aslan’ın katil zanlısı Fatih Gökçe’nin mahkeme yaptığı savunmada “O akşam kendimde değildim. Allah bir kapıyı kapatır bir kapıyı açar demiş. O gece tecavüz edecek kadar aklım başımda mıydı diye adli tıp raporu alınmasını istiyorum” dediği bilgisini paylaşarak, Gökçe’nin kadınlara cinsel saldırıda bulunan erkeklerin akli dengesinin yerinde olmadığı yönündeki kanaatlere gönderme yaptığını ifade etti. Kadınlara, “Minibüste başınıza böyle bir şey gelirse bunun sorumlusu sistem, erkekler ya da yargı değil; sorumlusu sizsiniz” mesajının verilmek istendiğinin altını çizen Şen, “Yüksek yargının verdiği bu karar kadınlara vurulan bir hukuk darbesidir” dedi.
Eda Narin/ Özgürlükçü Demokrasi