Nâzım’a 50 yıllık sansürün son halkası: YKY

Nâzım Hikmet’in Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından basılan “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” adlı kitabına, 35 noktada sansür uygulandı. Uygulanan sansür kitabın farklı dillerdeki çevirileriyle karşılaştırılarak, incelenmesi sonucu ortaya çıktı.

Otobiyografik roman olan kitap, Hikmet’in en politik romanı ve aynı zamanda kendi yaşam öyküsünü, tanıdığı pek çok komünistin yaşamlarından anılarla harmanlayarak aktarıyor. Ekim Devrimi ve dönemin Türkiye’sinin siyasal hayatının yer aldığı kitap, dünyada birçok yerde basılırken Türkiye’de ilk olarak Gün Yayınları tarafından, 1967’de İstanbul’da basıldı. Yayınevi ilk baskıyı yaparken dönemin siyasi atmosferinden dolayı, kitabı sansürlü biçimde basıyor. Türkiye baskıları, o günden bu yana sansürlü olan kitabın YKY tarafından basılan 21’nci baskısı da sansürlü. Alp Altinörs kitabı diğer baskılarıyla karşılaştırarak, yeni baskısına da sansür uygulandığını ortaya koyan bir makale ele aldı. Makalede romandaki sansürlerin parantezler içinde üç noktalı […] kesintiler halinde görüldğünü belirten Altınörs, daha yakın bir inceleme ile kitabın pek çok başka bölümünün de sansürlü olduğunu ortaya çıkarıyor.
Böylelikle Altınörs kitabın Türkiye’de yayımlanışının 50. yıldönümünde, Hikmet’in Türkiyeli okur bakımından kayıp olan bu sayfalarını gün yüzüne çıkartmış oldu. Makalesinde 50 yıllık bu ayıbın artık son bulması yönünde bir çağrı da yapan Altınörs, “Bu sansür, sadece ele aldığımız eserinde değil, en ünlü şiirlerinden ‘Tanya’da ve başka eserlerinde tespit edilmiştir” diyor.

“Nâzım’ın mirasını taşıyabilecek yayınevlerine bu kitabın sansürsüz versiyonunu ulaştırarak, basmalarını isteyeceğiz” diyen Altınörs, makalesinde şöyle devam ediyor: “Nâzım üzerindeki bu 50 yıllık sansürü kıracağız. Sansürcü hiçbir yayınevinin Nâzım Hikmet’in kitaplarını basması meşru değildir.” Makalesinde kitaptaki sansürün iki nokta üzerinde yoğunlaştığını belirten Altınörs, “İlki; Bolşevizm, Ekim Devrimi ve uluslararası komünizmle ilgili ifadelerin çıkartılması veya değiştirilmesidir. İkincisi ise; Türk egemen sınıflarının İstiklal Mahkemeleri, Suphilerin katli, Ermeni Soykırımı gibi tarihsel suçlarına dair anlatımlara, keza roman kahramanlarının işkencecilere, katliamcılara karşı sınıf öfkesini ifade eden sözlerine uygulanan sansürdür” diye belirtiyor
YKY’nin çıkarmış olduğu 20. Baskı’nın sayfaları üzerinden de incelemelerde bulunacaklarını belirten Altınörs, kitapta tırnak içinde italik ile yazılmış ifadelerin sansürlenmiş yerler olduğunu belirterek, birçok örnek veriyor. Bu örneklerden birkaçı:

Kürt isyanı mahkemelerini getirmenin
vesilesi:
II. Sayfa 36’daki “emeğin Alman demircilerine selam” ifadesi, aslında “komünizmin Alman demircilerine selam” şeklindedir. (B 32)

Suphilerin katlinde Mustafa Kemal
bağlantısı:
III. Sayfa 71’deki ilk […]: “namussuzlar” (yuhalamış, taşa tutmuş Suphilerin yaylılarını) (B 63) (İngilizce baskıda da sansürlü)
V. Sayfa 71’de ayrıca, aslında “Trabzon’da komünist var mı?” (B 63) olan soru, “Trabzon’da bizden kimse var mı?” şeklinde değiştirilerek konulmuş. Bu ifade İngilizce baskıda da sansürlüdür.(İ 74)

30

EN SON EKLENENLER