4 barış imzacısı akademisyen daha hakim karşısına çıktı: Bildiriye vicdani ve insani olarak rıza verdim

“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı Barış Bildirisini imzaladıkları için “Terör örgütü propagandası” iddiasıyla haklarında dava açılan 4 akademisyen daha hakim karşısına çıktı.

Emekli akademisyen Ahmet Yücel Candemir’in avukatı Burak Can, çıkarılan KHK’lerle hakimlerin de görevlerine son verildiğini anımsatarak OHAL sürecinde hakimlik teminatı olmadığını ve bu nedenle yargılamanın OHAL bitene kadar durdurulmasını talep etti. Ancak mahkeme, mevcut delil durumunu gerekçe göstererek talebi reddetti.

Evrensel’den Cansu Pişkin’in haberi şöyle: İstanbulBölge’deki sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan hak ihlallerinin ve çatışmalı sürecin sona ermesi için Barış Bildirisini imzalayan 150’yi aşkın akademisyen hakkında açılan davalar kapsamında yapılan yargılamalara devam edildi. Barışı savundukları için Terörle Mücadele Kanunu 7//2 maddesi gereğince 7 buçuk yıl hapis istemiyle yargılanan 4 akademisyen Çağlayan’daki İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmayı, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu ve HDP Parti Meclisi üyesi Beyza Üstün’ün de bulunduğu çok sayıda akademisyen izledi.

BİRLEŞTİRME TALEBİ DAHA SONRA DEĞERLENDİRİLECEK
Akademisyenlerin tekil yargılanmalarına İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Kerem Eksen ile başlandı. Eksen’in avukatı, usule ilişkin dilekçe sunduğu mahkemeden 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın getirtilip davaların birleştirilmesini talep etti. Duruşma savcısı da, 13 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın, bakanlığa yazılan talep yazısının ve gelen cevabın istenmesinden sonra birleştirme kararının verilmesini talep etti. Birleştirme talebine dosyayı içeriğini incelendikten sonra değerlendireceğini söyleyen mahkeme, bir sonraki duruşmayı 19 Nisan saat 10.00’a erteledi.

‘VİCDANİ VE İNSANİ OLARAK RIZA VERDİM’
Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen Meryem Didem Dayı Tirek, ortada bir suç bulunmadığı için savunma yapmak yerine kendini ifade etmek amacıyla beyanlarda bulunabileceğini söyledi. Bildiriye vicdani ve insani olarak rıza verdiğini anlatan Tirek, “Etrafımızda olan bitenden sorumlu hissetmezsek nasıl insan kalabiliriz ve ne kadar aciz bir eylem olsa da barış diyen bir metne dünyanın neresinde olursa olsu kim için olursa olsun imza veremezsek nasıl kendimize saygı duyabiliriz” dedi.

‘NE KAHRAMAN, NE DÜŞMAN SADECE VİCDANI OLAN BİRİYİM’
Tirek, 2 oğlu ve öğrencilerini yetiştirmekle uğraştığını anlatarak, “Onların önünde yaptıklarımla ve yaşamımla örnek olmak isterim. Ben sadece barış talebine cılız bir ses verdim. Metnin şiddete çağırdığını düşünmüyorum, aksine bir çatışmasızlık ortamını ve barış düşüncesini önceleyen bir metindi benim için. Sürecin başından bu yana bizler bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşları olarak görülmedik, anayasal hakkımızı kullanarak barış istediğimiz için, çözümün barışçı yollar ile üretilmesi gerektiğine inandığımız için işimizden edildik, haklarımız elimizden alindi, üniversitede çalışmamız ve seyahat özgürlüğümüz engellendi ve şu anda hapis cezası ile yargılanıyorum. Ben ne kahramanım, ne de düşman sadece vicdanı olan bir insanım” diyerek beraat talep etti. Tirek’in avukatı suçun maddi unsurları oluşmadığı için derhal beraat talebinde bulundu. Talebi bu aşamada reddeden mahkeme, bir sonraki duruşmayı 24 Nisan saat 09.10’a erteledi.

TÜRKAY’IN DURUŞMASI 26 NİSAN’A ERTELENDİ
Galatasaray Üniversitesi’nden akademisyen Mehmet Rıza Türkay’ın Avukatı Emel Ataktürk usulü beyanlarda bulunarak, TMK 7/2 maddesinin Anayasaya aykırı olduğunu ve dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Ataktürk, 13 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın getirilmesini ve birleştirilmesini de talep etti. Mahkeme, mevcut delil durumunu göz önüne alarak Anaysa Mahkemesi’ne gönderilme talebinin reddine karar vererek duruşmayı 26 Nisan saat 13.30’a erteledi.

‘OHAL BİTENE KADAR YARGILAMA DURMALI’
Daha sonra İTÜ’den emekli akademisyen Ahmet Yücel Candemir’in duruşmasına geçildi. Candemir’in avukatı Burak Can, OHAL bitene kadar yargılamanın durmasını istedi. Can, “Yayınlanan KHK’larla hakimlerin görevine son verilmektedir. OHAL sürecinde hakimlik teminatı yoktur. Akademisyenler bu davada ibret-i alem için yargılanacaklar. Bu davanın korkutma davası etkisi vardır. Bu ülkede çözüm süreci de yaşandı. İnsanlar barışa inandırışmıştı. Bildiri siyasi tercihlerle itiraz mahiyetindedir. İtiraz çoğunluk tarafından paylaşılmayabilir ama bu durum bunu dava haline getiremez. Akademisyenlerin ülke sorunları hakkında konuşmaları görevleri ve misyonları gereğidir. Ancak bu açıklama ile ceza tehdidi altına sokulmuşlardır. Mahkumiyet verilmesi halinde bu kararların AİHM’den döneceği düşüncesindeyiz. OHAL sürecinde durma kararı verirseniz bunun önüne geçebiliriz. 1128 kişi yargılanırken bir hakimin beraat vermesi kahramanlık olur. Bunu bekleyemeyiz. OHAL bitene kadar yargılama durmalı” dedi. Mahkeme, durma talebini mevcut delil durumu sebebiyle duruşmayı 26 Nisan saat 14.00’a erteledi.

EN SON EKLENENLER