Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’ın davasında avukatlar salondan atıldı

Gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak’ın aralarında bulunduğu 7 sanığın darbeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme başkanı Kemal Selçuk Yalçın, Altan kardeşlerin avukatı Ergin Cinmen’i salondan attı. Dosyaya ulaşan belgeleri okuyan başkan Yalçın, dosyada bulunmasına karşın Anayasa Mahkemesi’nin Mehmet Altan hakkındaki ihlal kararına değinmedi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün başlayan ve Cuma gününe kadar sürmesi planlanan duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup Şimşek katılırken, Ahmet ve Mehmet Altan Silivri Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman da salonda yer aldı. Duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Article 19 Temsilcisi Georgia Nash ve PEN International’dan Sarah Clarke da izledi. Duruşma öncesi Ahmet Altan’ın “Ahmaklığın Adaleti”, Mehmet Altan’ın ise “Yargıladığınız gibi yargılanmak ister misiniz” başlıklı savunmaları kitapçık halinde dağıtıldı.

Duruşma başlangıcında heyet başkanı Kemal Selçuk Yalçın, Başbakanlık ve TBMM’nin geçtiğimiz celse davaya katılma talebi olduğunu belirtti ve talep ile ilgili kapatılan Zaman gazetesinin görsel yönetmeni ve grafik tasarım sorumlu Fevzi Yazıcı’nın beyanı alınamadığından karar verilmediğini söyledi. Yazıcı’nın beyanı alındıktan sonra başkan Yalçın, talebin kabulüne karar verdi. Bunun ardından Yazıcı esasa ilişkin savunmasını yaptı. Sanık Fevzi Yazıcı, evinde ele geçirilen Fethullah Gülen’e ait mektuba ilişkin savunma yaptı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen’in söz konusu mektubun 2015 yılında hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer’e FETÖ soruşturmalarında tutuklu bulunan 63 şüphelinin tahliye edilmesi talimatını içerdiğini iddia etmişti. Yazıcı, “Evimde yapılan arama usulsüz olduğu için zaten imza koymamıştım. Benim yokluğumda emniyet personeli flash belleğe bir mektup koymuştur. Bu belge sahtedir” dedi. Kayyıma kadar ve kayyımdan sonra da gazeteyi dizayn ettiğini söyleyen Yazıcı, “Çünkü ben işimi seviyorum. Bir darbeci böyle mi olur? Çünkü ben bir profesyonelim. Gazetede terörist faaliyetlere şahit olmadım. Olsaydım bir saniye durmazdım” diye konuştu.

Yazıcı, iddianamede suçlama konusu yapılan Zaman gazetesi reklamlarına ilişkin de savunma yaptı. Yazıcı, Zaman gazetesi reklamlarının her yıl Ekim ayında reklamlarını yayınladığını belirterek, “Reklamın zamanlamasında bir tuhaflık yok. Reklamlardan birinde siren sesi var ve savcı bunu cımbızlayıp darbe ile ilişkilendirmiş. Ben darbelerde siren sesi çaldığını hiç duymadım” dedi. Mahkeme başkanı Kemal Selçuk Yalçın araya girerek Yazıcı’ya, “Kaç darbe gördün” diye sordu. Yazıcı ise 12 Eylül darbesini gördüğünü söyledi. Mahkeme başkanı Yalçın, “Kaç yaşındaydın” diye sordu. O tarihte 8 yaşında olduğunu söyleyen Yazıcı’ya mahkeme başkanı Yalçın, darbeyi hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Yazıcı ise hatırlamadığını, ancak okuduğunu söyledi. 27 Temmuz 2016’da gözaltına alındığını söyleyen Yazıcı, hakkındaki iddianamenin gözaltı tarihinden 9 ay 10 gün sonra, 3 Mayıs 2017’de kabul edildiğini hatırlatarak, “Hiçbir geçerliliği olmayan rastlantı ve çıkarsamalar dayanarak suçlanıyoruz. 19 aydır gecikmiş adaletin tecellisini bekliyorum” dedi. 

Ergin Cinmen’i çıkardı

Yazıcı, flash belleğinde bulunan mektuba ilişkin hazırlanan bilirkişi raporu ile ilgili eksik hususlar kalması nedeniyle tekrar beyanda bulunmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanı Yalçın, gerek olmadığını söyleyerek Yazıcı’yı yerine gönderdi. Bunun üzerine Altan kardeşlerin avukatlarından Ergin Cinmen, usule ilişkin söz almak istedi. Söz hakkı vermeyen başkan Yalçın, Cinmen’i duruşmanın düzeninin bozduğu gerekçesiyle salondan çıkardı. Bu sırada Yazıcı’nın avukatı Sevgi Taş, “Düzeni bozmadığına şahidiz” dedi. Başkan Yalçın, avukat Taş’ı da salondan çıkardı ve duruşmaya ara verdi. Başkan Yalçın, aranın ardından duruşmayı noktaladığını, duruşmaya yarın saat 09.00’da Silivri’de devam edeceğini söyledi.

Ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istenmişti

Bir önceki celse açıklanan esas hakkındaki mütalaada Altan kardeşler ve Ilıcak’ın aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edilmişti. Tutuksuz sanık Sanlıman’ın ise örgüte yardım suçlamasıyla cezalandırılması istenmişti.

EN SON EKLENENLER