İçeride başka, dışarıda başka mesaj veriyor

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yurtdışı ziyaretlerinden dönüşlerinde, uçakta yaptıkları açıklamalarda, Rusya ile Batı’yı karşı karşıya getiren casusluk krizinde taraf olamayacağını belirten sözlerinin aksine İngiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott, Türkiye’nin “NATO, AGİT, Avrupa Konseyi ve Kimyasal Silahlarla Mücadele Örgütü’nde çok güçlü destek verdiğini” belirtti. Chilcott şunları söyledi:

“Yaptıkları bu açıklamalarda (Türkiye) bütün bulguların Rusya’yı işaret ettiğini belirtti. Skripal konusunda biz Türkiye hükümetinin gerçekten görüşlerinin ve desteğinin bizim yanımızda olduğunu çok net şekilde hissediyoruz. Bu konuda kafamızda herhangi bir soru işareti yok. Ama şunu da çok iyi anlıyoruz; özellikle birkaç hafta önce Putin’in Ankara’ya gelmesi ve burada birtakım görüşmelerde bulunulmuş olması, Astana sürecinin devam ediyor olması, Türkiye’nin Rusya ile iş ve ticari ilişkilerini devam ettirmesi gerekliliği; gerek enerji konusunda, gerek Suriye’de yaşananlar konusunda olsun, bazı açıklamaların belki çok da kamuya açık şekilde yapılmasını engelliyor olabilir. Biz bu konuyu anlayışla karşılıyoruz.”

Kimyasal silah kararlılığı

Chilcott, Türkiye’nin Suriye’ye yapılan askeri harekâta verdiği destekten memnuniyetini vurgularken Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Operasyonla Türkiye’yi Rusya’dan ayırdık” sözlerini de değerlendirdi:

“Türkiye çok sık ve açık şekilde operasyonun gerekçesi olan Suriye rejiminin kimyasal silahlar kullanılmaması konusunda, ABD, İngiltere ve Fransa’ya destek verdi; bu ülkelerin yanında olduğunu belirtti. Normalde Suriye rejimi üzerinde gerçekten güçlü nüfus sahibi olan, Rusya ve İran gibi ülkeler, bu etkilerini Suriye’deki rejimin kimyasal silah kullanmasını durdurmak için kullanmıyorlar. Dolayısıyla buradaki açıklama çok net; Türkiye’yi bu iki kesimden ayrı tutuyor, müdahaleye bakış açısıyla Türkiye farklı tutuluyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın sözlerine karşı çıkmış olmuyorum galiba…”

Büyükelçi, operasyonun Türkiye’ye veya Astana sürecine bir mesaj içermediğini belirtirken, Suriye’de rejim değişikliğinin ve Rusya’nın stratejik hedeflerine zarar vermenin hedeflenmediğinin altını çizdi. Büyükelçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sadece kimyasal silahlara karşılık verilmesini eleştiren sözlerini de değerlendirdi:

“İnsani açıdan bakacak olursanız kimyasal silahla veya normal bir silahla öldürülmenin hiçbir farkı yok. Suriye’de yaşanan korkunç olaylara her insanın vereceği en doğal tepki budur. Ancak uluslararası hukuka göre kimyasal silahlar farklı bir kategoride bulunmaktadır. Kimyasal silahlar, uluslarası kanunlar tarafından yasadışı ilan edilmiştir. Aslına bakarsanız, kimyasal silahların uluslararası hukukla tamamıyla yasadışı ilan edilmesi, bizce 20’nci yüzyılda kazanılmış en büyük başarılardan biridir. Biz bu büyük başarının desteklenmesi ve korunması gerektiğine inanıyoruz. ”

EN SON EKLENENLER