AP’den Türkiye’yle Müzakerelerin Askıya Alınmasına Onay

Avrupa Parlamentosu, Hollandalı AP milletvekili ve raportör Kati Piri tarafından kaleme alınan 2019 Türkiye Raporu’nu kabul ederek Türkiye’yi Avrupa Birliği’nden biraz daha uzaklaştıran bir karara imza attı. Raporda, Türkiye’yle 15 yıldır devam eden üyelik müzakerelerinin “resmen askıya alınması” kararı da yer aldı.

AP Genel Kurulu’nda görüşmelerin ardından yapılan oylamada, “Türkiye ile katılım müzakerelerinin resmen askıya alınması” önerisinin yer aldığı rapor, 109’a karşı 370 oyla kabul edildi. Oylamada, 143 parlamenter ise çekimser kaldı.

Genel Kurul’daki görüşmelerde, rapora ek yapılması için çok sayıda değişiklik önergesi verildi. Hıristiyan Demokratlar’ın oluşturduğu AP’nin en büyük grubu Avrupa Halk Partisi (PPE) ile aşırı sağ grup, “Türkiye ile üyelik görüşmelerinin tümüyle kesilmesi yönünde” karar alınmasını içeren önergeler verdi. Ancak bu önergeler, Genel Kurul’da kabul görmedi.

Kabul edilen kararda, bundan böyle Türkiye ile işbirliği içinde “yeni bir ilişki biçimi belirlenmesi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi AB ile Türkiye arasında devam eden diğer müzakerelerin de ‘insan hakları şartına’ bağlanması” gibi yeni ifadelerin yer alması dikkat çekti. Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin “Türkiye’deki insan hakları reformlarının teşvik edilmesinde bir araç olarak kullanılması gerektiği” ifadesine yer verildi.

AP seçimlerinden önce son Türkiye Raporu

AP kararında, AB’nin idari organı Avrupa Komisyonu ve tüm üye ülke liderlerinin oluşturduğu Avrupa Birliği Konseyi’ne üyelik müzakerelerinin askıya alınması yönünde çağrı yapılıyor. Tavsiye niteliğinde olan AP kararları bağlayıcı olmasa da, 26 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleriyle yenilenecek parlamentoya önemli bir gündem bırakıyor. Anketler, yeni parlamentoda Türkiye ile müzakerelerin sona ermesini isteyen sağ ve aşırı sağ grubun daha çok sayıda sandalyeye sahip olacağını gösteriyor.

Askı kararının gerekçeleri

Türkiye ile 3 Ekim 2004’ten bu yana devam eden müzakerelerin askıya alınmasına gerekçe olarak, demokrasi ve hukuk devleti alanlarına ilerleme sağlanamaması, insan hakları ihlalleri, haksız ve uzun tutuklamalar, ifade ve basın özgürlüğü üzerindeki baskılar başta olmak üzere pek çok gerekçe sıralanıyor. OHAL uygulamasının fiilen devam ettiği, darbe girişiminin ardından devam eden yargılamaların önemli eksikler içerdiği ve insan hakları savunucularının büyük risk altında olduğu eleştirileri getiriliyor. Türkiye’nin AB üyesi olan Güney Kıbrıs’a ilişkin politikaları eleştiriliyor, Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığına son vermesi isteniyor. Ermenistan’la ilişkilerin ise normalleştirilmesi çağrısı yapılıyor.

Türkiye’yle ilişkilere ilişkin olumlu çok az sayıda görüş ve tespite yer verilen raporda, Suriyeli göçmenlerin Türkiye’de ağırlanmasından övgüyle söz ediliyor. Türk vatandaşlarına yönelik taahhüt edilen vize serbestisinin önemine ve NATO üyesi Türkiye’nin bölgede oynadığı önemli role vurgu yapılıyor.

Kati Piri’den Avrupa’ya eleştiri

Raporun hazırlayıcısı Hollandalı politikacı Kati Piri, oylama öncesinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de artık yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünün kalmadığını,insan hakları savunucularının da büyük risk altında oluğunu söyledi. Piri, gerekli adımları atmayan Türk hükümetinin yanısıra gelişmelere sessiz kalan Avrupalı liderleri de eleştirdi. Kati Piri, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri konusunda, AB liderlerinin, ancak kendi vatandaşlarıyla ilgili bir ihlal sözkonusu olduğunda harekete geçtiklerini söyledi. Raporda da yer aldığı gibi, Türkiye’yle yeni bir ilişki stratejisi geliştirilmesi gerektiğini belirten Kati Piri, halen devam eden Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakereleri, AB fonları ve bir takım başka araçlarla, Türkiye’nin hukuk ve insan hakları alanındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi için baskı kurmasını istedi.

EN SON EKLENENLER