Türkiye’de akademide 1071 gerilimi

Türkiye’de barış akademisyenleriyle ilgili hukuki süreç yepyeni bir boyut daha kazandı. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler hakkında açılan davaların ‘hak ihlali’ olduğuna hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı sonrası açıklama yayımladı.

“Barış bildirisi adlı sözde manifesto üzerine” başlığını taşıyan açıklamada barış imzacısı akademisyenler hedef alındı. AYM kararına tepki gösteren 1071 akademisyen de bildiri yayımlayarak, Anayasa Mahkemesi’ni terörü meşrulaştırmakla suçladı.

Anayasa Mahkemesi “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için barış akademisyenlerinin “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermişti.

Mahkemenin bu kararını “terörü meşrulaştırmak” olarak değerlendiren 1071 akademisyen ise “Anayasa Mahkemesi Terörü Meşrulaştıramaz” başlıklı bildirileriyle, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinin ifade özgürlüğü kapsamında ele alınamayacağını iddia etti.

Bildiride, AYM’yi kınayan akademisyenler “Terörle mücadeleyi sekteye uğratmayı ve ülkemizi karalamayı amaçlayan her türlü kurum, organizasyon ve inisiyatifin karşısında olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi beyan ediyoruz. Türk milleti adına karar vermekle yetkili kılınan Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının adalete ve kamu vicdanına aykırı olmaması gerektiğine inanıyor, bu yanlış kararda imzası bulunanları kınıyoruz” ifadelerine yer verdi.

1071 1069’a indi

1071 kişilik imza listesinin içinden iki isimden listeye itiraz geldi. 

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Mehmet Şerif Eskin’in isminin 1071 kişilik listeye rızası alınmadan dahil edildiği ortaya çıktı. Eskin, Twitter hesabından “Zorunlu Açıklama” başlığıyla bir mesaj yayımladı ve böyle bir bildiriden haberi olmadığını, kimsenin kendisine imza için soru sormadığını, kendisinin de kimseye imza vermediğini duyurdu. Eskin, bu duruma tepkisini “Onayım olmadan ismim/imzam kullanılmış. Ayıptır” sözleriyle ortaya koydu. Eskin, ismini bildiriye koyanların düzeltme yapmasını aksi durumda hukuki haklarını kullanacağını belirtti.

Aydın Üniversitesi’nden Prof. Ercan Eyüboğlu da Facebook adresinden yazdığı mesajında isminin listeye izni alınmadan konulduğunu duyurdu. Eyüboğlu mesajında “Merhaba arkadaşlar, hayır, o ben olabilir miyim sizce? Bir ketempereye getirilmişti ki, düşman başına!” diye yazdı. “Benim böyle bir metni imzalamış olabileceğimi düşünen dostlarıma kocaman bir yuh” diyen Eyüboğlu, rektörlükten düzeltme isteyeceğini söyledi.

“Terör terördür”

Bildiride imzası bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Eyyup Günay İsbir DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada bildiriyle AYM’nin “terör tanımı”nı yanlış bulduklarını dile getirmek istediklerini söyledi. “Terör terördür. Anayasa’da, Türk Ceza Kanunu’nda, kamu hukukuyla ilgili tüm yasalarda terörün tanımı bellidir. Siz bunu bir kalemde değiştiremezsiniz” diyen İsbir, terörle mücadele konusundaki hassasiyetlerini AYM’ye iletmek istediklerini anlattı. İsbir, “Anayasa Mahkemesi’ne tepkimizi bildiride açıkça dile getirdik” dedi.

“Suç işliyorlar”

Barış bildirisi nedeniyle yargılanan ve üniversitedeki görevinden ihraç edilen Anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu ise barış akademisyenlerinin “terör suçu” işlemediğinin Anayasa Mahkemesi’nce de kabul edildiğinin altını çiziyor. Kaboğlu, “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Mahkeme kararına karşı kampanya başlatanlar suç işliyor” çıkışında bulundu.

“Ayağınızı denk alın” mesajı

Barış bildirisine imza koyduğu için üniversiteden atılan akademisyenlerden biri olan Ali Rıza Güngen, 1071 bildirisiyle asıl amacın üniversitelerde görev yapan, ihraç edilmemiş akademisyenlerin ifade özgürlüğünü engellemek olduğunu söyledi. Güngen, “Ayağınızı denk alın” uyarısının akademinin içinden gelmesinin de Türkiye’de üniversitelerin onarılmaz yaralar aldığının açık göstergesi olduğunu savundu.

“Ben 3 buçuk yıldır haklarımı kazanmak için hukuki mücadele veriyorum. Türkiye tarihinde ilk kez Anayasa Mahkemesi’nin hedef gösterildiğini görüyorum” diyen Güngen, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve akademik özgürlük sorununun giderek büyüdüğünü dile getirdi.

Anayasa Mahkemesi, barış akademisyenleri için “hak ihlali” kararı verirken, ihlalin ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine, “hak ihlali”ne uğrayan akademisyenlere de 9 bin lira tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

EN SON EKLENENLER