Bir Mayıs yaklaşırken, önümüzde duran ve yanıt bekleyen sorular vardır.

HASAN AYDIN

İşçi sınıfının örgütsel sorunu yanında öncü örgüt sorunu da, önemle tartışılması gereken bir durum olmaktadır.
Kuşkusuz bir Mayıs kapitalizmin bir armağanı değildir, işçi sınıfı büyük bedeller ödeyerek, kanı, emeği ve nasırlı elleriyle kazanmıştır.

İşçi sınıfının öncü örgütleri olduğunu iddia edenler, günümüz gerçeğini ve devinim yasasını görmeden dogmatik bir biçimde eski sol siyasal gerçekliklerin penceresinden dünyaya bakmaktadırlar.
Kapitalizmin alternatifi, devlet kapitalizmi ve parti diktatörlüğü, putlaştırılması olmadığı, tarihin ortaya çıkardığı gerçeklerden çıplak bir biçimde ortaya çıkmıştır.

Sol siyasal gerçekliklere bakıldığında herkes Marksist, sosyalist, işçi sınıfının öncü örgütü ama her nedense sağ hep iktidar, işçi sınıfı ve yoksul kesimler “Allah” evinde inşallah, maşallah, üfürük ve dualarla zengin olma, sahip olma güdüsü ve uğraşı içindedirler.
Emek anlayışında ki çarpıklık ve mülkiyet hırsı, toplumun tüm katmanlarını esir almıştır.
Artık işçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedeceği bir dünyası, zenginlik hayalı, cenneti, rüyası vardır.
Zaten üretim konusunda arızalı olan bir toplumsal zihniyet mevcuttur ve emek tutsaktır…
Toplumsal gerçeklikler görülmeden, ezbere dayalı, Rus, Çin, Arnavut modeliyle emeğin kurtuluşu ve özgürlüğü olmayacağını tarih bize göstermiştir.

Bugün bu ülkelerdeki emekçi sınıflar ve insan tipi, insan karakteri, sosyal paylaşım açısından sorun teşkil etmektedir. Geçmişle yüzleşmek, geçmişin sosyal sorunlarını görmek nasıl bir öncü örgüt konusunda bizi düşünmeye sevk edecektir.

Eski toplumsal ahlak ve anlayışla sosyalizm ve sosyalist demokrasi inşa edilemeyecektir.
Dünyadaki adaletsizlik ve sömürüye karşı, örgütlenmiş emekçi yığınların gücü küçümsenemez.
Mevcut siyasal gerçeklikler ne kadar büyük, tumturaklı laflar ederlerse etsinler tarihin öğreticiliğinden dersler çıkarmadan mevcut devrim anlayış ve öngördükleri toplumsal modelle kapitalizmin alternatifi olamayacaklarını bilmelidirler.
Parti diktatörlüğü ve tanrılaştırılması,devlet kapitalizmi değil de, insani, hak ve özgürlükleri, yaşamı önceleyen yeni siyasal gerçekliklere ihtiyacımız vardır.
Emeğin kurtuluşu ve devrimin sadece iktisadi boyutta indirgenmesi, tamamlanmış bir devrim olmadığını real sosyalist ülke gerçekliklerinde gördük.

Yeni sistemi, eski insan tipi,duygu, düşünce ve aklıyla inşa edilmezdir.
İnsanın kurtuluşu,
Yeni insan, birey olabilmek yeni toplumsal yapı ve ahlak gerekmektedir.

Emeğin özgürlüğünden öncelikli özgür bir kişilik,yeni insan tipi önem arz etmektedir.

Marx’in tanımladığı çağda yaşamamaktayız,
Işci sınıfının egosu, kirli dünyası ve fikirleri vardır.

Bu sahip olma anlayışı ve bencil dünya gerçeği Gözardı edilerek Sosyalizimden karar kalınamaz ve inşasında bir çekiç hatası sorun olarak önümüze çıkacaktır.

Real sosyalizmin gerçeğinden tarihin önümüze koyduğu önemli bir tarihi ödev de budur.
Ekonomik boyutunun yanında, sosyal ve psikolojik boyutu da sosyalizmi tamamlayan ana damar olmaktadır.
Dünyamızın kaderini elinde tutan bir avuç çılgın ve Egoist İnsana bakınca, sosyal adalet ve adil paylaşım, doğa, çevre ve doğru düşünceye ekmek, su, hava gibi ihtiyac duyulduğu bilinmektedir.

Bir Mayıs’ı bu anlamda önemserim. Üreten dünya insanının sırtında kambur olan bencil, egoist bir avuç çılgın tüketici insan vardır ve bunlar emek üzerindeki sömürü kadar insanlığımızı, temel hak ve özgürlüklerini de sömürmektedirler. Dünyamız, bu çılgın hastalıklı virüsün intihar vari politikalarına terkedilmemelidir.
Azmanlaşan Kapitalizm,
Korona virüsle ne kadar zavallı ve ömrünü bu anlayışla uzatamayacağını gerçeğiyle karşı karşıyadır.
Hayat durmuştur.
Dünyamızı yönetenlerin gerçeği daha açık bir biçimde ortaya çıkmıştır.
Büyük yok etme silahlarını, atomu yaratanlar virüse karşı hayatlarını, hayatlarımızı karantinaya almışlardır.
Bu virüs kapitalizmi gafil yakalamış ve insanla ilgili politik maskesini düşürmüştür.
Varlığını çıkar ve sermaye üzerinde kuranlar, can telaşı derdine düşmüşlerdir.
Milyarları para etmez, evlerde virüsün esiri olmuşlardır.
Bu gerçeklik sosyalizmi zorunlu ve yaşamsal kılmaktadır.
İnsan oğlunun soyunun devamı için, sosyalizm bir yaşamsal ihtiyaç olmaktadır.

Bu anlamda 1 Mayısları her türden şoven ve milliyetçilikten uzak, yaşam, hak ve özgürlükler için birlik ve dayanışma ruhuyla kutlamak özün öngördüğü tarihi ödevdir…
Yaşasın yaşam
Yaşasın Özgürlük
Yaşasın 1 Mayıs…

EN SON EKLENENLER