Başaran: Kadının sesini duyurmak için 5 merkezde yürüyeceğiz

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, haftalık basın toplantısı düzenleyerek kadın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başaran, Sivas ve Çorum katliamlarında yaşamlarını yitirenleri anarak başladığı konuşmasında, “İktidar, önceki iktidarlara benzer bir şekilde Alevilere yönelik nefret söylemlerine karşı hiçbir şey yapmayarak, aksine bunların önünü açarak, tahliye ederek bu katliamların destekçisi olduğunu gösteriyor” dedi.

İNTİHAR ADI ALTINDA KADIN CİNAYETLERİ

Başaran, “AKP’nin 18 yıllık dönemi içerisinde 7 bin 500 kadın resmi rakamlara göre katledilmiş. Yine 100 binin üzerinde kadın tacize maruz kalmış. 200 binin üzerinde kadın ise yine cinsel saldırıya maruz kalmış. Bunların resmi rakamlar olduğunu, şüpheli ölümlerin bu sayılar içinde yer almadığını, tablonun görünenden çok daha vahim olduğunu biliyoruz. Pandemi ile birlikte kadına yönelik şiddet olaylarının artacağı konusunda defalarca uyarı yapmamıza rağmen AKP iktidarı kadına yönelik hiçbir şekilde şiddet yokmuş gibi bir hamaset dili ile bunun üstünü örtmeye devam ediyor” dedi.

“Son günlerde intihar adı altında şüpheli kadın ölümlerinin arttığını görüyoruz. Ağrı’da 35 gün içerisinde 5 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmiş” vurgusunda bulunan Başaran, “Kayıtlara intihar olarak geçmiş ama hiçbiri intihar değil; kadınlar bir şekilde katledilip intihar süsü verilmiş ya da kadınların içinde bulduğu psikoloji, kadınlara uygulanan psikolojik şiddet sonucunda kadınlar yaşamına son vermek zorunda kalmış. Kadınlar ölüme ve intihara sürüklenmiş” diye belirtti.

AKP Grup Başkanvekilinin, “AKP’den önce kadının adı yoktu” ifadesine dikkat çeken Başaran, “Kadın katliamlarının araştırılmasını engelleyen, kadınların bütün kazanımlarını berhava etmek için elinden gelen gayreti gösteren, kadınlara her alanda saldıran, polis ve askerleri eliyle Rojbin arkadaşımızın yaşadığı gibi işkenceye uğratan bir taraftan da örgütlendirdiği erkek eliyle kadınların şiddete maruz kalmasına neden olan, İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açan, kadınları koruyan 6184’ü tartışmaya açan, sığınaklara başvuruyu pandemi sürecinde durduran AKP’den önce kadının adı yokmuş” şeklinde konuştu.

HDP VE AKP’DE KADIN TEMSİLİYETİ

Başaran, kadın temsiliyetine dair şu verileri de paylaştı:

“2015’te HDP’nin kadın temsiliyeti yüzde 40, AKP’nin yüzde 15. 2015 genel seçimlerinde HDP’nin grup içerisindeki kadın temsiliyeti yüzde 39, AKP’nin yüzde 11. 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde HDP’nin genel grup içindeki temsiliyet oranı yüzde 38, AKP’nin yüzde 17. Meclisin 2020 itibariyle kadın temsiliyet oranı yüzde 17. Bütün bu tabloyu yan yana koyduğumuzda kimin kadın mücadelesi yürüttüğü kimin de hamasi söylemlerle kadın mücadelesinin önüne set koyduğu, kadın kazanımlarına saldırı gerçekleştirdiği çok açık ortada.

Yerel yönetimlerde de tablo farklı değil. 2020 itibarıyla yerel yönetimlerde kadın oranı yüzde 2.66. Bu oran 2014 seçimleri sonrası yüzde 3.2’ydi. O zamanki artışın nedeni de AKP’nin kadın siyaseti değildi. Eşbaşkanlık sistemimizin bir yansımasıydı. Biz son seçimde de 65 belediyemizin 61’inde eşbaşkanlık sistemi uygulayarak neredeyse bütün alanlarda eşit temsiliyeti sağladık. Şimdi bütün bu gerçeklik ortadayken öte yandan kadınların son süreçte yaşadıkları saldırılar ortadayken AKP Grup Başkanvekilinin ‘AKP’den önce kadının adı yok’ söyleminin altının ne kadar boş olduğunu biliyoruz.”

AKP iktidarının, “kadının adının” işkenceyle, katliamla, hak gasbıyla telaffuz edildiği bir Türkiye’yi ortaya çıkardığını vurgulayan Başaran, “Bir Barış Annesi 75 yaşında hasta Makbule Anne geçen hafta gözaltına alınarak tutuklandı. Kadın eğer mücadele yürütüyorsa hedeftir, diyen bir AKP var karşımızda” diye ekledi.

5 MERKEZDE YÜRÜYÜŞ

Başaran, “Önümüzdeki günlerde kampanyamızın devamı olarak kadına yönelik şiddete ve intihar süsü verilerek kadınların şüpheli öldürülmesine tepkimizi ortaya koyacağız” diyerek, şu bilgileri verdi:

“Kadının sesini yükseltmek için 5 merkezde yürüyüşler düzenleyeceğiz. Bunlardan biri Ağrı olacak. Çünkü maalesef Ağrı kadına yönelik şiddetle anılan bir kent haline geldi. Dersim’de olacağız, Gülistan Doku için yürüyeceğiz. İstanbul’da olacağız. Aydın’da olacağız; yani Türkiye’nin dört bir tarafında kadınlar olarak sokağa çıkıp artık bize reva görülen bu yaşamı kabul etmediğimizi, hiçbir şekilde mücadeleden geri adım atmayacağımızı daha yüksek sesle ifade edeceğiz.”

EN SON EKLENENLER