HDK: Onurlu barış mücadeleyle gelir

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, “Libya’da harcanan kurşunun geçim sıkıntısından intihar etmeye itilen vatandaşın boynuna geçirdiği urgana, dünyaya karşı atılan Türk-İslamcı naraların savaş mağduru Suriyeli göçmene karşı kine, ‘tek millet, tek dil’ şovenizminin köyü boşaltıldığı için Türkiye metropollerine göç etmek durumunda kalmış Kürt gencinin kalbine saplanan hançere, ‘tek adam’ fetişizminin boşanmak istediği için katledilen kadının bedenindeki kurşunlara eşdeğer olduğu, akıl ve vicdan sahibi her birey tarafından görülmektedir” denildi.

‘EN GÜÇLÜ GÖRÜNDÜKLERİ AŞAMADA YIKILDILAR’

“Hitler faşizmi en güçlü göründüğü aşamada tüm yakıtını tüketmiş bulunuyordu ve ulaştığı genişlemenin gerçek anlamda bir büyümeden ziyade balon misali bir şişme olduğu, el attığı yerlerde yıkım dışında hiçbir iz bırakmadan yok olup gittiğinde tüm açıklığıyla görülmekteydi” vurgusunun da yapıldığı açıklamada, şöyle devam edildi:
“Bugün minberlerde yapılan kılıçlı ritüeller, gözaltına alınan yurttaşlara yapılan işkence görüntülerinin bizzat kolluk güçleri tarafından sosyal medyaya servis edilmesi, kadına ve özellikle de Kürt kadınına yönelik tecavüz ve cinayet pratiğinin ödüllendirilir halde oluşu, ve daha da arttırılabilecek bir çok örnek şiddetin AKP-MHP bloku için tek kutsal olduğunu göstermektedir. İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmeye dönük hamleler, yine adil yargılama hakkını yok sayan ‘adalet’ gerçekliği de ‘şiddete tapma’ halinin dışavurumu olmaktadır. Sadece toplumu sindirmek, korkutmak vs. için değil, hiçbir nizama uydurma gereği duymadan katıksız bir şiddetle varlığını, bekasını sağlayabileceğini anlayan iktidar, şiddeti aleni bir tapınç gerekçesine dönüştürmeye çalışmaktadır.

‘ÖCALAN’LA BİRLİKTE HALKLARI TECRİDE ALDILAR’

Kürt sorunu ve bağlantılı birçok sorunun çözümü önündeki en büyük engel olarak Türkiye ve Kürdistan toplumunun önünde duran ‘İmralı Tecridi’ de bu anlayıştan bağımsız değildir. AKP-MHP iktidar blokunun Kürt sorununun çözüme kavuşması, barışın, huzurun, adaletin tesis edilmesi gibi bir gündemleri yoktur, olamaz. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan şahsında bir bütün Türkiye ve Kürdistan halklarının tecride alındığı, özgürlük alanının olabildiğine daraltıldığı açıktır.”
HDK, açıklamasının sonunda ise şu mesajları verdi:
“HDK olarak, burjuvazinin illüzyon oluşturmaya dönük kof hümanizmi ve mücadelesizlik zemininde, pasifist bir içerikle sunmaya kalkıştığı ‘barış’a karşı, yeni yaşamı yaratma iddiası ve iradesine sahip olan, bunun için de gözünü budaktan sakınmadan mücadele bilincini yükselten kadının, gençliğin, emekçinin yarattığı barışla geleceğin kurulacağını vurguluyor; devrimci, demokrat, yurtsever tüm özgürlük ve onurlu barış savunucularının mücadelesini sahiplenip, büyütmeyi asalet yüklü bir barışın gereği olarak görüyoruz.”

 

EN SON EKLENENLER