Helin Bölek’in annesi: Çocuklarımızı duyarsızlık öldürdü

Adil yargılanma talebi ile bedenlerini ölüme yatıran Avukat Ebru Timtik geçtiğimiz hafta 238. gününde yaşamını yitirdi. Aytaç Ünsal ise ölüm orucunun 212. gününde Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararınca tahliye edildi. Yine özgürce konser vermek için ölüm orucuna giren Grup Yorum’un solisti Helin Bölek 4 Nisan, İbrahim Gökçek ise 8 Mayıs’ta hayatını kaybetmişti.

ANF’ye konuşan, Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi, kızının ölüm orucunda olduğu süre boyunca kanal kanal gidip kızının ölmek üzere olduğunu haykırdığını, o süreçte garantör olmaya söz veren vekillerin ve sanatçıların ellerini çekmesiyle toplumsa kırılma yaşandığını belirtti. Bilgi, “O garantörler sözlerini tutsaydı ne kızım ölecekti ne İbrahim ne de Ebru” dedi.

‘HASTANE SÜRECİ ÖLÜME GÖTÜRDÜ’

Ebru Timtik’in yaşamını yitirmesinin kendisinde sil baştan bir acı yarattığını söyleyen Bilgi, hastane sürecinin kızında olduğu gibi Timtik’te de kötüleşmeyi hızlandırdığı aktardı. Bilgi, şunları anlattı:

“İbrahim ve Helin direniş evindeyken bir gece baskınıyla onları kaçırmışlardı. Bizi ters kelepçeyle attılar bir tarafa, onları da hastaneye götürdüler. O sırada Şebnem Korur Fincancı da söylemişti, onların hastane süreci sağlıklarındaki kötüleşme sürecini bir ay hızlandırdı. Dediği gibi de oldu. Ebru ve Aytaç’ı aldıklarında da aynı şey onlar için geçerli oldu. Biz Helin ve İbrahim’in yanındaydık, koku, ışık, gürültü gibi faktörleri ortadan kaldırmak için elimizden geleni yapıyorduk ama Ebru ve Aytaç tüm bunlardan yoksun kaldı.”

‘ELLERİNİ ÇEKTİLER VE ÇOCUKLARIMIZ ÖLDÜ’

Helin Bölek hastanedeyken konser sözü için bir heyetin oluşturulduğunu, heyette CHP vekilleri Ali Şeker, Hilmi Yarıcı, bir avukat, kendisi ve eşinin yer aldığını söyledi. Bu isimlerin garantör olduklarını, ne yapılabileceği konusunda maddeler oluşturduklarını da ekleyen Bilgi, “Çalışmaları yapacağız’ dediler. İbrahim bırakıldığında bazı sanatçılar, milletvekilleri ‘konser için gerekli her şeyi yapacağız’ dediler. Garantör oldular. Onlar İbrahim’in gitmesiyle bu sözü unuttular. Eğer o gün bu sanatçılar, vekiller sözlerini tutmuş olsaydılar, ki bu bir kırılma noktası oldu, bir şeyler elde edilirdi ve halk umutlu olurdu. Ama onlar çektiler ellerini, herkes. İster istemez halk da sessiz kaldı” dedi.

‘NASIL SEYREDİYORSUNUZ?’

“Helin gitti, İbrahim gitti ve Ebru da gitti” diyen Bilgi, kimsenin hiçbir şey yapmadığından yakındı. Kanaat önderlerinin sessiz kalmalarının toplumda da ciddi tepkilere neden olduğuna dikkat çeken Bilgi, birkaç kişi dışında kimsenin duyarlılık göstermediğinden duyduğu rahatsızlığı belirtti. “Kanaat önderleri bu konuda kilit nokta. Eğer ellerini çekmeseydiler ölmeyeceklerdi. Özellikle Ebru…” şeklinde devam eden Bilgi, şunları da söyledi:

“Tarihte ilk defa bir sanatçı ve bir avukat ölüm orucuna girdi ve hayatını bu uğurda kaybetti. Neden hep ilkleri biz yaşıyoruz? Bir sanatçı, bir avukat hak için, adalet için bedenlerini ölüme yatırıyor. İnsanlar da nasıl seyrediyor bunu? Hayret ediyorum. Herkes konuşurken çok fazla bize söylüyorlar, ‘yanınızdayız, haklısınız’ diyorlar ama her şey söylemde kaldı, kalıyor. Biraz cesaret… Türkiye’deki herkes potansiyel ölüm orucu adayıdır. Yarın onların da başına gelebilir bu haksızlık, hukuksuzluk.”

‘HABER YAPILSIN DİYE GAZETECİLERİN PEŞİNDEN KOŞTUM’

Toplumsal duyarsızlığın yanında Türkiye’deki medyanın da bu direnişlere karşı sorumsuz davrandığını, gidip haber yapılmasını talep ettiğini söyleyen Anne Aygül Bilgi, “Aytaç’ın ve Ebru’nun ailesini izledikçe kanal kanal gezip derdimi anlatırken kendimi görüyorum. Eskiden gazeteciler haber peşinde koşardı, defalarca o dönem ben haber yapılsın diye gazetecilerin peşinden koştum. Aytaç’ın ve Ebru’nun ailesi de aynısı yaptı. Kızım ölüyor diye alanlara çıktım. Bu kadar mı duyarsız bir hale geldik biz” şeklinde konuştu.

 

 

EN SON EKLENENLER