İkrarına sahip çık

“Kendi hakikatinden kaçan ve kendi hakikatiyle yüzleşmeyen bir toplum nursuzlar, çıkarcılar-menfaatçiler ve riyakârlar (ikiyüzlüler) tarafından asimile ve manipüle edilmeye mahkûmdur!” DERVİŞ.

Öncelikle Hakk ve Hakikat Yol’una (Aleviliğe) talip olan, ikrarına sahip çıkan canlara aşk-ı niyazlarımı sunuyorum. Gerçeğe HÜ!

Değerli Canlar; her şeyden önce bilinmesi gereken husus şudur: Her dinin ve inancın kendine özgü belli kavram ve kuralları olduğu gibi, Hakk ve Hakikat Yol’unun da (Alevilik) kendine özgü kavram, kural ve kaideleri vardır ve bir başka dinin, inancın kavram, kural ve kaidelerine ihtiyacı da yoktur! Alevilik ikrar ve rıza esaslı bir Yol’dur. Aleviler; rızalık esaslı, ikrarlı, müsahipli (yol kardeşliği) bir toplumdur! Bizler de Hakk ve Hakikat Yol’unun ikrarlı talipleriyiz zira ikrarsız talip olunmaz. Hakk ve Hakikat Yol’u (Alevi) öğretisinin (inancının) temelini, özünü ikrar ve rızalık oluşturur. Bu yüzdendir ki, öncelikle ikrar ve rızalığı iyi bilmek gerekiyor. İkrar ne demektir? İkrar; “söz vermek, kabul etmek” demektir. İkrar vermek, “Yol”a girişi sembolize eder. İkrar vermek, “ölmeden önce ölmektir!” İkrarından dönen can, Hakikat meydanında (cem erkânında) düşkün ilan edilir. Düşkün ilan edilen can ceme alınmaz, lokması yenmez ve toplum içerisinde yeri olmaz! Yol uluları; Yol’a ikrar vererek giren can’ın geri dönüşünün olmayacağını “öl ikrar verme, öl ikrarından dönme” diyerek noktalamışlar.

Değerli Canlar; yeryüzünde yaşam sürdüren tüm canlılar kendi özlerinde bir enerji taşırlar, bu enerjinin doğal tükenme ve değişim haline de Yol diliyle Hakk’a yürüme denir. Hakk’a yürüme her canlının mutlak suretle geçeceği kapının adıdır. Hakk ve Hakikat Yol’u (Alevilik) talipleri bu enerjiye/tanrı parçacığına CAN derler. Çar (4) anasır dediğimiz dört kutsal element, Ateş, Hava, Su, Toprak insan bedenini oluşturan ana unsurlardır. Bir can Hakk’a yürüdüğünde dört ana element kendi özleriyle buluşur/karışır ve yeni yaşamlara hayat verirler, Can ise kendi özüne yani Hakk’a karışır/ulaşır, Bu döngüye/dönüşüme ise DEVRİYE denilir. Hakk ve Hakikat Âşığı Karamanlı Güfrani (Dursun Ali) devr-i daim’i şöyle anlatıyor;

“Katre idim Ummanlara karıştım
Kaç bulandım kaç duruldum kim bilir
Devre edip âlemleri dolaştım
Bir sanata kaç sarıldım kim bilir

Bulut olup ağdığımı bilirim
Boran ile yağdığımı bilirim
Alt anadan doğduğumu bilirim
Kaç ebeden kaç soruldum kim bilir.”

EVET, GELELİM ASIL KONUMUZA ALEVİLİK’TE HAKK’A YÜRÜME VE SIRLAMA ERKÂNINA

Değerli Canlar; yazının başında belirtiğim gibi, her inancın kendine özgü belli kavram ve kuralları olduğu gibi, Hakk ve Hakikat Yol’unun da kendine özgü kavram ve kuralları vardır. Bu çerçeveden bakarak cenaze (ölü) ve Hakk’a yürüdü kelimesinin özüne bakalım: “Cenaze” kelimesi “ölüyü gömme töreni veya gömülmeye hazır ölü” anlamına gelmektedir. Biz Hakk ve Hakikat Yol’u talipleri öldü demeyiz, Hakk’a yürüdü deriz. Cenaze namazı demeyiz, Hakk’a yürüme ve sırlama erkânı deriz. Çünkü Hakikat Yol’unda ölüm diye bir kavram yoktur. Pir Yunus’un dediği gibi “ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil!” Bu nedenledir ki; cenaze (ölü), defin ve mekânı cennet olsun gibi deyimleri kullanmamak gerekiyor. Alevi öğretisinin özü “ölmeden evvel ölmeyi” öğütler. Devriye gereği Hakk’a yürüyen can için devr-i daim olsun, mekânı gönüllerdir ve sevenlerine sabırlar diler acılarını paylaşırım dememiz yeterlidir. Hakk ve Hakikat Âşığı Hıdır ÇAM (Deruni Baba) bu manada Yol taliplerine şöyle sesleniyor;

“Ne cenneti ala, ne firdevs bağı
Mah cemalden özge gülü bilmeyiz
Dondan dona girip, bin bir kandilde
Konarız, göçeriz ölü bilmeyiz.”

Değerli Canlar; son 4-5 yıldır ve son günlerde sanatçı Engin Nurşani’nin Hakk’a yürüme erkânında yaşanılanların ardından “Alevi dünyası içinde” ve dışında gerek sosyal medyada ve görsel medyada ve de yazılı basında Hakk’a yürüme erkânı tartışılıyor. Kimileri Hakk’a yürüme erkânı şöyle olsun, yok böyle olsun, erkân değil, cenaze namazı! Anadan-atadan böyle gördük, bağlama eşliğinde deyiş ve nefes söylenmesin, yok bağlama eşliğinde deyiş ve nefes söylensin, semah dönülsün, hayır dönülmesin, fatiha okunsun, hayır okunmasın, 4 tekbirle olmadı, 5 tekbirle olsun, kadın canlar saf tutsun, hayır tutmasın. Hakk’a yürüme erkânını yürüten ehil kişinin (hocanın-bu deyim bana ait değil, mevcut Cemevlerinin %80’ninde bu kişiye hoca diye hitap ediliyor!) arkasında saf tutulsun, hayır cemal cemale olsun. Bu konuya dair tartışmalar bu şekilde uzayıp gidiyor.

Değerli Canlar; sanatçı Engin Nurşani’nin Hakk’a yürüme erkânında yaşanılanların ardından Alevi toplumsalından gelen tepkiler üzerine Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi tarafından söylenecek sözümüz var denilerek; kamuoyuna önemle duyurulur başlığı altında Hakk’a uğurlama ve sırlama erkânları bundan sonra böyle olacaktır diye bir bildiri yayınladı. Bu bildiriden yaklaşık 13 gün aradan sonra (26 Ocak 2021) Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) İnanç Kurulu Hakk’a uğurlama erkânı’na dair, içeriği aynı olan bir genelge bir yayınladı. (Aynı bileşen içinde yer alan kurumlar neden ayrı ayrı açıklama yaparlar ve ayrı ayrı bildiri ve de genelge yayınlarlar takdir kamuoyuna aittir.) Evet, yayınlanan bu bildiri ve genelge doğru ve yerinde bir karardı ama geç kalan bir açıklamaydı. Neden? Bu nedeni de “Yol cümleden uludur, gönül kalsın, Yol kalmasın” şiarıyla kısaca açıklamaya çalışacağım! Aşk ile.

Değerli Canlar; 2016 yılının ikinci yarısından sonra Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) öncülüğünde, Alevilere yönelik asimilasyoncu politikalara karşı durmak için ve inançsal alanda mücadele vermek için pirler, dedeler, analar ve baba erenler meclisi kuruldu. Bu kurulun kurucu başkanlığını Kureyş Ocağı Evladı Pir Hüseyin GÜZELGÜL yaptı. Bu Heyet Pir Hüseyin GÜZELGÜL’ün başkanlığında, yaklaşık 4 aylık bir çalışmayla, Türkiye’nin farklı bölgelerinde (12 bölge) inanç önderleriyle toplantılar düzenlendi. Bölge çalışmalarından bir tanesi de 11 Şubat 2017 tarihinde Erzincan’da gerçekleştirildi. Buradaki toplantıda alınan kararda asimile edilmeye çalışılan Aleviliğin özüne yönelik çalışmalar yapılacağı, hizmetlerin, erkânların Alevi inancına uygun hale getirilmesi için çalışma yürütüleceği kaydedildi.

(Erzincan Mollaköy Beldesi Cemevi – 11. 02. 2017.)

Değerli Canlar; devamında Türkiye’nin 12 bölgesinde inanç önderleriyle yapılan toplantılar sonucunda; hizmet yürüten Ana, Pir ve Dedelerin katılımıyla 4 Mart 2017 tarihinde, Maltepe’de Türkan SAYLAN konferans salonunda Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF)’nun öncülüğünde bir toplantı düzenlendi. Bu toplantı da Alevi Bektaş İnanç Kurulu oluşturuldu, devamında Alevi Bektaşi inanç kurulunda yer alan pirler, dedeler, analar ve baba erenler burada birbirlerine ikrar verdiler. Salonda bulunan cümle canları da bu ikrara şahit kıldılar. Ve Pirlerin, dedelerin, anaların ve baba erenlerin birbirlerine verdileri ikrara dair de gülbank okundu.

Değerli Canlar; Şimdi o neden sorusuna geçelim: Hakk’a yürüme erkânları üzerindeki tartışmalar ve cemlerde dâhil genel asimilasyon politikalarına karşı bundan böyle Aleviler kendi erkânlarını başkalarının yazmasına asla izin vermeyecek denilerek: Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) bünyesinde oluşturulan inanç kurulu ortak akıl ve büyük bir heyecanla Hakk’a Yürüme / Uğurlama Erkânı hazırladı. Devamında Alevi Bektaşi İnan Kurulu, başlığı altında Hakk’a Yürüme Erkân’ı adıyla bir kitapçık haline getirip yayınladı.

Şimdi, buradan ikrarını bilen ve ikrarına sahip çıkan Yol’un talibi bir CAN olarak; Alevi Bektaşi İnanç Kurulu başlığı altında Hakk’a Yürüme Erkân’ı olarak kitapçık haline getirilip yayınlanan ve bu kitapçıkta isimleriyle ve görev tanımlarıyla yer alan Alevi Bektaşi Federasyonu ve Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Başkanına, Analara, Pirlere, Dedelere, Babalara ve de Alevi Bektaşi Federasyonun tüm bileşenlerine sesleniyorum: Büyük emeklerle ortaya çıkarılmış, kitapçık olarak hazırlanmış ve basılmış ve de naçizane alan çalışması olarak yaptığım Hakk ve Hakikat Aşkına Yol’u Yürütenler çalışmamın birinci ciltti içine dönemin İnanç Kurulu Başkanı Pir Hüseyin GÜZELGÜL’den rızalık alarak ve kaynak göstererek aldığım Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Hakk’a Yürüme Erkânını neden bileşenlerinizin Cemevlerin de (5-6 Cemevi hariç) bu güne kadar uygulamadınız? Neden bu güne kadar bu kitapçık hazırlanmamış ve yayınlanmamış ve de yokmuş gibi davrandınız?

Alevi bir Can’ın, Hakk’a yürüdüğünde Cemevinde Alevilikle uyuşmayan ve bir alakası olmayan, “kavram, söylem ve usullerle” Hakk’a uğurlanması her şeyden önce o CAN’a ve Yol’a saygısızlık değil midir? Ve bu durum iç asimilasyon değil midir? Yeri geldiğinde hep birlikte asimilasyondan ve manipülasyondan (hileyle yönlendirme’den) şikâyet ediyorsunuz: örgütlülüğün (kurumsallaşmanın) asıl amacı asimilasyona ve manipülasyona karşı mücadele etmek değil midir? Bu güne kadar bir başka inancın misyonerliğini üstlenen hınzırlar birçok cemevinde ve Alevi kurumunda yer bulurken neden sessiz kalıp görmezden geldiniz? Yok, böyle bir şey diyor iseniz; geçtiğimiz günlerde kamuoyuna önemle duyurulur başlığı altında Hakk’a uğurlama ve sırlama erkânları bundan sonra böyle olacaktır diye niye bildiri ve genelge yayınladınız ve de konuya dair açıklamalar yaptığınız?

Bir başka durumda uzun bir süredir biz Hakk’a yürüme erkânlarını “Arapça yapmıyoruz”, Türkçe yapıyoruz, asimilasyona engel oluyoruz denilerek derin bir manipülasyon (güdümleme) yapılıyor. Eylem, söylem ve içerik aynı olduktan sonra Cem erkânlarının veya Hakk’a yürüme erkânlarının hangi dilde yaptığınızın ne önemi var? Cümlemiz de biliyoruz ki, Hakikat Yol’unda (Alevilik’te) ikiliğe (ikiyüzlülüğe) yer yoktur.

Değerli Canlar; her türlü taklitçiliğe, asimilasyona, manipülasyona (hileye) karşı ses çıkaran, Yol’un değerleri ile kendisini buluşturup, Yol’un değerleri için emek harcayan, gayret gösteren ve başkalarına özenmeyi, benzeşmeyi kabul etmeyen, ikrarına sahip çıkan canlarımıza aşk-ı niyazlarımı iletiyorum. Gerçeğe HÜ!

4 Mart 2017 tarihinde İstanbul / Maltepe İçesinde bulunan Türkan SAYLAN konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıda verilen ikrarı gösteren resim… Alevi Bektaş İnanç Kurulu Başkanlığını Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanlığına seçilene kadar Kureyş Ocağı Evladı Pir Hüseyin GÜZELGÜL yürüttü. Günümüzde bu görevi Seyid Sabun (Sabır) Ocağı Evladı Pir Hasan KILAVUZ yürütmektedir.

Alevi Bektaşi İnanç Kurulu’nun hazırlayıp yayınladığı, Hakk’a Yürüme Erkânı kitapçığı ön kapak ve Alevi Bektaşi İnanç Kurulu’nun yönetim kurulu listesini görev tanımlarıyla gösteren sayfa (s.6)!

Hakk’a yürüyen can’ın, Hakk’a uğurlanma erkânını gösteren şema! Kaynak: AABF İnanç Kurulu Hakk’a Yürüme Erkân Kitapçığı!

Hakk’a yürüyen Can’ın sırlama erkânı: (Çorum / Alaca – Koyunoğlu Köyü Ve Büyük (Nesimi) Keşlik Köyü). Hizmeti yürüten, Hace Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’ Çorum Şubesi Cemevi Dedesi, Sarı Saltık Ocağı Evladı Şahin Polat Dede. “Hakk ve Hakikat aşkına Yol’u yürütüp sürdürenlere aşk olsun!”

KAYNAKÇA:

1-Baba Mansur (Bamasor) Ocağı Evladı Pir Ali koçak.
2-Derviş Cemal Ocağı Evladı Pir Haydar Buga (Pir Bela).
3-Cemal Abdal Ocağı Evladı Pir Hasan Doğan.
4-Alevi Bektaşi İnanç Kurulu, Hakk’ Yüreme Erkânı Kitapçığı.
5- Mehmet Kabadayı, Hakk ve Hakikat Aşkına Yol’u Yürütenler, Can Yayınları – cilt: 1 / İkinci Baskı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri