Sivas’a bağlı Örencik, Akkoç ve Yağmurluseki Alevi köylerine yapılmak istenen Maden Ocağına Tepki

Sivas’a bağlı Örencik, Akkoç ve Yağmurluseki köyleri sınırları içinde kalan bölgeye asbest-talk madeni kurulmak isteniyor.
Sivas’a bağlı Örencik, Güneli, Akkoç, Yağmurluseki köyleri sınırları içerisinde kalan ve bölgenin su kaynaklarının, meraların, şahıs arazilerinin bulunduğu alana asbest-talk madeni kurulmak isteniyor. Zehirli kansorejen etkisi bulunan asbest-talk madeni, bölgenin su kaynaklarını, endemik bitki örtüsü ve faunasını ciddi şekilde olumsuz etkileyecek. Bölgenin en önemli su kaynağı olan ve yaklaşık 25 köyün su ihtiyacını karşıladıktan sonra Kızılırmak’a dökülen dere sularını, insan ve canlı sağlığını, hava kalitesini ve hayvancılık için kullanılan mera ve tarım alanlarını ciddi oranda tehdit edecek olan madene karşı köylüler bir açıklama yapacaklar.
Maden firmasının çalışma süreciyle ve itirazlar üzerine 25 Aralık Perşembe günü saat 13.30’da Güneli Köyü Kültür Evi’nde Sivas Çevre İl Müdürlüğünce “Halk Bilgilendirme Toplantısı” düzenlenecek.
Madene olan tepkilerini yazılı olarak bize ileten Örencik Köy Derneği eski başkanı Sezgin Gülal Yağmurluseki Köyü Dernek Başkanı Hasan Ateş, bilgilendirme toplantısının özellikle kış şartlarının yoğun yaşandığı tarihlere denk getirilerek halkın toplantıya katılımın engellenmeye çalışıldığını vurguladılar.
“ÇED RAPORU GEREKLİDİR”
Sanatçı Metin Karataş aracılığıyla elimize ulaşan yazılı açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
Daha öncesinde aynı proje başka bir maden şirketince yapılmak istenmiş ancak yapılan inceleme ve itirazlarda suların ve doğanın katledildiği görülmüş ve “Çed Raporu Gereklidir” kararı verilmiştir. Akabinde Yağmurluseki Köyümüzce açılan davada istenen Bilirkişi Raporu madenin bölge tarım ve su kaynakları için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu ortaya koymuş, bu bilirkişi raporu doğrultusunda Bölge İdare Mahkemesi maden ruhsatının durdurulması yönünde karar vermiş, valilikçe karar temyiz için Danıştay’a gönderilmiş ancak Danıştay’da kararın haklı olduğunu teyit ederek kararı onamıştır.
“BÜTÜN HALKIMIZ DUYARLILIK GÖSTERMELİDİR”
Tüm halkımızın duyarlılık göstererek (en azından muhtarlık için gösterdiği duyarlılığın yarısı kadar) toplantıya katılımını ve itirazlarını kararlılıkla dile getirmesi gerekmekte ve tüm itirazların toplantı tutanağına işlenmesi hayati önem taşımaktadır. Su canlı yaşamı için temel ihtiyaçtır ve sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkı Anayasamızın 56.Maddesince güvence altına alınmış temel bir haktır. Birleşmiş Milletler Küresel İklim Raporları Göstermektedir ki dünyada yaşanan küresel iklim krizinin sebep olduğu kuraklık nedeniyle temiz su kaynakları hızla tükenmekte ve suyun yakın gelecekte en stratejik unsur olacağı tüm ilgili çevrelerce kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalarda Türkiye yer altı suları bakımından fakir bir ülke olduğu açıkça görülmekte ve devletimizin en yetkili organlarınca bizzat ifade edilmektedir. Maden tabi ki hayatın sürdürülebilirliği açısından bir ihtiyaçtır ancak su ve hava ile kıyaslandığında su ve hava en temel yaşam ihtiyacı olduğu ve hiçbir şeyle kıyaslanamayacağı aşikârdır. Ayrıca içerisinde bulunduğumuz pandemi koşulları su ve tarımın ve doğanın ne denli stratejik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir.
FOTO ARŞİV: METİN KARATAŞ

 

Kemal Demir / İstanbul

EN SON EKLENENLER