En çok Van Gölü etkilenecek

Yaşanan kuraklık tüm dünyada olduğu gibi bölge kentlerinde de ciddi su sıkıntısı yaratıyor. Van Gölü ile birlikte kentte yer alan iki barajdaki su seviyesi düştü

Doğaya yönelik yapılan talan ve tahribatın sonucu olarak son yıllarda barajlardaki su seviyelerinde ciddi düşüşler yaşanıyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki yıllarda kuraklık başta Akdeniz havzası olmak üzere Türkiye’nin de içinde bulunduğu çok sayıda ülkede büyük sorun yaratacak. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) paylaştığı verilerle 700 milyon insanın 43 farklı ülkede su kıtlığı çektiğini duyururken, NASA’nın geçtiğimiz aylarda yayınladığı dünya yer altı suları haritasına göre ise Türkiye de büyük bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya.

HES’lerle düştükçe düştü

Özellikle Serhat bölgesinde yer alan Van ve diğer kentlerinde şimdiden büyük su sorunları yaşanıyor. Van Gölü ile birlikte kentte yer alan iki barajdaki su seviyesi düştü. EPİAŞ Şeffalık Platformu’nun 22 Şubat tarihli raporunda Van’daki Sarımehmet Barajı’nın aktif doluluk oranı yüzde 2.5 olurken, Zernek Barajı’nın doluluk oranının ise yüzde 44.8 olduğu bilgisi yer aldı. Yine Van’ın Çatak ilçesinde yer alan Sortkin Çayı’na kurulan HES’ler ile Muradiye ilçesinde kurulan Ayrancılar HES nedeniyle bu bölgedeki derelerin su seviyesinin düştüğü gözlemlendi. Bu durum ise balık ölümlerine neden oldu. ‘Su krizi ile karşı karşıyayız’ Yaşananları MA’dan Dindar Karataş ve Müjdat Can’a değerlendiren HDP Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Menekşe Kızıldere, yaşanan su kriziyle alakalı olarak aktivistler ve sivil toplum kuruluşlarının ilgili bakanlıklar ve devlet kurumlarını sürekli uyardığını söyledi. Fakat su yönetimi ile alakalı herhangi bir adımın atılmadığını paylaşan Kızıldere, “Enerji politikaları, maden politikaları ve yapılaşma politikaları ile su varlıklarına zararlar verildi. Bu iç içe süreçler yüzünden büyük bir su krizi ile karşı karşıyayız” dedi.

‘Hiç olmayan şeyler oluyor’

İklim krizi ile birlikte yaşanan aşırı hava olaylarının kalıcı olduklarını gözlemlediklerini belirten Kızıldere, “Aşırı kar yağışı, aşırı rüzgârlar, kuraklık sorunu… Van’da hiç görmediğimiz şeyler görmeye başladık. Sel baskınları görmeye başladık. Sellerden kaynaklı hayvancılar ve köylerde tarım yapan çiftçiler olumsuz etkilendiler. Yeterince kar yağmadığı için su depoları dolmuyor. Nehirlerin üzerine de gereksiz hidroelektrik santralleri yapılıyor. Oradaki su varlıklarına da zarar veriliyor. Elbette yapılması gereken ise bu kriz zamanında orada bulunan su varlıkların korunmasıdır” diye konuştu.

‘Kayyum yönetimleri yapmaz’

Van’ın yer altı ve yer üstü su kaynakları yönünde zengin bir yöre olduğunu dile getiren Kızıldere, Van Gölü’nün varlığının çok kritik olduğunu ve bölge için çok önemli olduğunu ifade etti. Van Gölü’nün Kürdistan’da bulunan ekolojik koridorların bağlantı noktası olduğunu söyleyen Kızıldere; türlerin, canlı varlıkların ve kuşların uçuş yönlerinin bile buna göre belirlendiğinin altını çizdi. Kızıldere, “Böyle bir önemde olan Van Gölü çok büyük tehlike altında. Bu kuraklığın ve su krizinin en büyük zararı Van Gölü’ne olacaktır. Bundan dolayı çok ciddi önlemlerin alınması gerekiyor. Devletin acilen su yönetmeliğini yapması gerekiyor. Yerel yönetimlerin de ayrıca kendileri için su yönetmeliklerini yapması gerekiyor. Ancak kayyum yönetimlerinde maalesef böyle şeylerin olmayacağını biliyoruz. Maalesef var olanları da yıktıkları için, olmayacak bir şey talep ediliyormuşuz gibi görünebiliriz. Ancak olması gereken budur” dedi. Kuraklıkla mücadelede halkın da bilinçlendirilmesi gerektiğini önemle vurgulayan Kızıldere, “Elbette su varlıklarını korumak ve zarar vermemek hepimizin görevidir. Bu nedenle de asıl atılması gereken adımları devlet kurumları ve yerel yönetimler atamalıdır” diye konuştu.

VAN

EN SON EKLENENLER