Sancar: Bahar bizimle gelecek

HDP Eşbaşkanı Sancar, partilerinin siyaset dışına itilme çabalarına tepki göstererek, ‘O kadar büyük günahlar biriktirdiler ki bunu ancak iktidarda kalarak örtebileceklerini düşünüyorlar, bahar bizimle gelecek’ dedi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu. Sancar’ın gündemdeki gelişmeleri ilişkin değerlendirmelerinden satırbaşları şöyle:

Yaşar Kemal

‘Çakmağı yandıran kavdır, demiri dövdüren tavdır, dayan İnce Memed dayan, imdi direnecek çağdır’. Bu büyük ustanın değerli dizeleri bugün bize pek çok şeyi anlatıyor. Sayısız eser verdi. Bugün ölüm yıldönümü, 98 yaşında. Eserleri değerleriyle hafızamızda ve fikriyatımızda yaşamaya devam ediyor. Tıpkı kendisinin de söylediği gibi ‘insan bu evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar’. Yaşar Kemal’i bugün daha fazla okumalı, anlamalı ve anlatmalıyız. Çünkü o, ‘benim romanlarını okuyanlar savaş sözcüğünü ağızlarına almasınlar, insanları aşağılamasında, sömüremesinler’ diyen ve barış için emek veren bir hakikat anlatıcısı ve adalet savunucusuydu.

Anadil kampanyası

Anadili bir halkın varlığı ve onurudur. Bugünlerde bir kampanya yürüyor. Bunun başlangıcını Diyarbakır’da 9 Kürt partisiyle birlikte çeşitli sivil toplum örgütleri ve girişimlerle birlikte verdik. İstediğimiz şudur: Kürtçe resmi dil olarak kabul edilsin eğitim dili olarak kabul edilsin. Bu imza kampanyasına en başta Kürtlerin imza vermesini istiyoruz. Ama sadece Kürtlerin değil anadilin değerini temsil eden onurlu bir yaşamdan olan herkesin ister anadili Kürtçe olsun ister başka diller olsun bu kampanyaya imza vermesi sadece bir dayanışma gereği değil aynı zamanda bir insanlık görevidir. Herkesi her kesimi din, dil herhangi bir ayrım gözetmeden Kürt halkının dilinin eğitim dili olarak kabulü için başlatılan kampanyaya destek vermeye çağırıyorum.

2 Mart darbesi

“Parlamento zemininde başlatılan çözüm arayışlarına bir darbeydi. O darbenin doğrudan hedeflerinden biri olan bugün aramızda bulunmayan değerli dostum, yoldaşımız, kardeşimiz Orhan Doğan’ı saygıyla özlemle anıyorum. Onların bıraktığı mirasa her alanda sahip çıkıyoruz. O gün DEP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırarak Meclis’i Kürtlerden arındırmaya, kendi kimliği ile siyaset yapmak ve yaşamak isteyen Kürtlerden arındırmaya çalışanların amacı belliydi. Tıpkı bugün olduğu gibi Kürt halkının demokratik siyasal mücadelesini, barış arayışlarını ve eşit şekilde yaşam hedefini ortadan kaldırmıştı. Kürtlerin demokratik siyasetten vazgeçeceğini sanıyorlardı. Peki ne oldu? DEP’liler tutuklanıp partileri kapatıldıktan sonra aynı siyasal gelenek dalga dalga büyüdü. Her türlü gadre uğramış ama pes etmemiş bu siyasal gelenek, imkansızlıklar ve zorbalıklar içinde başladığı yolculuğunu bugün milyonlarca insanla sürdürüyor.”

O gün arkadaşlarımızın iradesini kırmak için hareket edenler, kıracaklarını sananlar, onları Meclis’ten çıkarıp hapishanelere gönderenler kimlerdi? Bir ikisinin ismini hayal meyal hatırlayabilirsiniz, hatta onlar mı değil mi tereddüt edersiniz. Ben de şimdi en fazla başbakanların ismini hatırlarım, ondan da emin olamam. O gün o iradeyi hapsedenlerin kim olduğunu hatırlasak bile nerede olduklarını bilen var mı? Yüz akıyla, açık alınla tarihin önüne çıkacak cesaretleri var mı? ‘Biz çok iyi yaptık, iyi ki böyle yaptık’ diyen, açıkça konuşan var mı? Hayır. Ama biz açık konuşuyoruz. İyi ki o gün kardeşlerimiz, yoldaşlarımız o kararlı ve inançlı mücadeleyi verdiler. Bedel ödemekten asla sakınmadılar. Gözlerinde korkunun izini kimse göremedi. İşte biz onların adlarını böyle onurla anabiliyoruz. Onlar da onurla gururla halkların ve tarihin karşısına çıkabiliyorlar.

Karaçoban Belediyesi’ne baksın

Bu sabah bir belediyemize baskın haberiyle uyandık. Erzurum Karaçoban Belediyemize baskın düzenlendi, eşbaşkanımız gözaltına alındı. Biliyoruz bu baskından sonra neler geliyor. Kayyım hazırlığı, farkındayız. 28 Şubat yıldönümünde darbelerle hesaplaştığını, darbenin mağduru olduğunu söyleyen iktidar, 28 Şubat iktidarından, zihniyetinden daha da zalim pratiklere imza atıyor. O nedenle 28 Şubat’ın akıbeti ne olduysa bu iktidarın da akıbeti o olacak. Bundan da hiç kimse şüphe duymasın. 28 Şubat demişken, darbe ile hesaplaşmak öyle kolay bir iş değildir. Herkesin becerebileceği bir iş değildir. Önce adil hafızayı savunmak lazım, sonra geçmişe vicdanla bakmak lazım. Bu iktidarda bunların hiç biri yok. 28 Şubat’ın mağduru olduklarını iddia etmeleri bir kara mizah olabilir. Zulmün en kötüsünü bir zamanlar zulme maruz kalanların yaptığı zulüm oluşturur. Maruz kaldıkları zulümden daha kötüsüne yol açtıklarını eklememiz lazım. Kötücül karanlık bir zihniyet zaliminden öğrendiğini, gücü eline geçirdiğinde başkalarına uygulayan zihniyettir bu, bu iktidar böyle bir iktidardır.

HDP’nin hedef alınması

Bütün bu baskılarının sonuçlarının başarısız olacağını bile bile HDP’ye karşı saldırılarını çok yönlü sürdürüyorlar. HDP’yi siyasetin dışına itmeye, demokratik siyaset kanallarını tıkamaya çalışıyorlar. Biz bu politikaların gayesini gayet iyi biliyoruz, oyunlarını görüyoruz. HDP’siz bir Türkiye, HDP’siz bir siyaset, Kürtlerin kendi kimlikleri ile temsil edilmediği bir yaşam ve mazlumların sesinin çıkmadığı bir düzen. Hedef budur. Çünkü HDP onların siyasi oyun planlarının önünde bir kale suru gibi engel olmaya devam ediyor. HDP hakikatin sesi demokrasi ve adalet arayışlarının adresi, barışın güvencesidir. HDP topluma yayılmak istenen korku iklimini kıran ve cesareti yükselten bir parti olduğu için hedeftedir.

HDP’ye yönelik kesintisiz sürdürülen gözaltı tutuklama operasyonları ile aslında toplumun değişim umudunu ve cesaretini kırmayı hedefliyorlar. HDP’yi kendilerince etkisiz hale getirdiklerinde iktidarları için dikensiz gül bahçesi oluşacağını sanıyorlar. İşte bütün çabaları bu.

Saldırılar artıyor, artacak bu iktidarın bir beka sorunu var. Bunu yaşamakta da haklı olduklarını biliyorlar. Çünkü o kadar büyük günahlar biriktirdiler ki bunu ancak iktidarda kalarak örtebileceklerini düşünüyorlar. Bu hakikatler bizler tarafından her gün haykırılacak. İnanın bu mücadelede kararlılığımızı, dik duruşumu, vakarlı kişiliğimizi sürdürdüğümüz taktirde bu ülkeye baharı biz getirecek, bahar bizimle gelecek.”

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER