TC’nin Garê’de yaşadığı Vietnam sendromu

-Faşist Türk devleti Kürtlere karşı akıllara gelen her türlü zulmü yaptı. Yaptı yapmasına ama Kürtlere diz çöktüremedi. Türk devletinin Garê’ye yaptığı saldırı da geri tepti ve ‘Vietnam sendromu’ olarak kendilerini vurmaya başladı.

Tarihle ilgilenen herkesin bildiği bir gerçek yaşandı bu dünya üzerinde, ABD’nin Vietnam’a saldırması ve yaklaşık 4 milyon insanın ölümü ve 21 yıl süren bir savaş.

Amerika’nın gerek askeri, gerek askeri teçhizat bakımında onlarca kez üstün olduğu halde yenilgisi ile sonuçlanan bir savaş. Amerikan askerlerinin sivil Vietnam köylülerine saldırmaları, köyleri yakmalar, kadınlara yönelik taciz ve tecavüz olayları, ABD’li askerlerin helikopterlerden diri diri attıkları Vietkonglular ve toplu katliamların yaşandığı bu kirli savaş uzayıp Amerikan askerlerinin kayıpları arttıkça, Amerikan kamuoyu bu savaşın bir an önce bitmesi için ayaklandılar.

Savaş yoğunluğunu arttırdıkça Amerikan askerleri teçhizat üstünlüklerini kullanıp Kuzey Vietnam’ı uçaklarla bombaladıkça Vietnamlı sosyalistler, komünistler ve yurtseverler gerilla faaliyetini daha da arttırarak ABD askerlerine baskın üstüne baskınlar düzenleyip onları perişan etti. Bunun üzerine 1980 yılında BM kararı ile yasaklanan Napalm bombasını ABD, Vietnam’ı geriletmek için sivil halka karşı kullandı.

Bütün bu gerçekler önümüzde dururken ABD hükümetleri kara propaganda ile bir algı oluşturmaya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin yenilmez olduğunu ve Vietnam da Vietkongluları dağıtarak oraya barış ve demokrasi getirdiğini iddia etti. Ayrıca Vietkongluların çok kötü insanlar olarak düşünülmesi için ellerindeki tüm imkan ve olanakları değerlendirerek, haberler, filmler yaptılar.

ABD hükümetleri ve destekçileri yurtlarını savunan insanları kötü, kendilerini iyi göstermeye çalışarak Vietnam’da yaşadıkları hezimeti gizlemeye çalıştılar.

21 yıl süren savaştan sonra ne oldu? Milyonlarca sivil, çocuk, genç, yaşlı, kadın ABD bombaları ile katledildi. ABD askerleri toplu katliamlardan, tecavüzlere binlerce insanın hayatını kararttı, Vietnam savaşına katılan ABD askerlerinin büyük bir kısmı geri döndükten sonra yaşadıkları psikolojik nedenlerden dolayı intihar ettiler.

Yukarda yazılanlar aslında ne kadar bildik, ne kadar tanıdık geliyor insana.

Türkiye devleti mazlum halklara karşı o kadar gaddar, bir o kadar da vahşice şeyler uyguladı ki, canlı tanıklardan dinlerken dahi insanın tüyleri diken diken oluyor.

Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, inançsal olarak özellikle Aleviler yukarda yazılanları fazlası ile yaşadılar. Sürgün yollarında katledilenler, köyleri basılarak işkence ile öldürülenler, tecavüze uğrayan kadınlar, helikopterlerden atılan insanlar ve daha nice vahşice işlenmiş katliamlar, işkenceler.

Yukardaki bölümde ABD, Vietnam ile ilgili kısımları çıkarınca insan Kürdistan’dan bahsedildiğini düşünür. Türk devleti de bölgede hakim güç olmak için kendince her şeyi yapmanın mubah olduğunu düşünerek, ülkede yaşayan azınlıkları, farklı inançları bir potadan geçirerek hepsini asimile etmeye çalışarak, tek tipleştirmenin yollarını aradı. Asimile edemediklerini ise yok etmek için devletin sunduğu tüm imkanları kullanmaktan zerre düşünmeden harekete geçti.

Tarihin tekerrürü; PKK’nin kurulması ve 84 yılında geliştirdiği gerilla mücadelesi sonucu TC’nin sindiremediği, asimile edemediği KÜRTLER dikildi karşısına.

84 hamlesinden bu güne 37 yıl geçti, Türk devleti Kürdistan topraklarında yapmadıkları, hukuksuzluk, gerçekleştirmedikleri savaş suçu bırakmadılar. Köyler yakıldı, insanlar toplu halde katledildi, kadınlar tecavüze uğradı, insan dışkısı yedirildi, öldürülen gerillaların kulakları, burunları, kafaları kesildi, insanlar helikopterlerden atıldı, öldürülen insanlar panzerlerin arkasına bağlanarak sürüklendi.

Faşist Türk devleti Kürtlere karşı akıllara gelen her türlü zulmü yaptı. Yaptı yapmasına ama Kürtlere diz çöktüremedi.

AKP-MHP faşist iktidarı son olarak Garê’de bulunan Medya Savunma Alanlarına saldırarak PKK elinde esir bulunan ‘askerlerini kurtarma’ iddiasıyla bir saldırı gerçekleştirdi. Sözde askerlerini kurtarmak için gerçekleştirdikleri bu saldırı AKP-MHP iktidarının hesapladığı gibi gelişmedi. Türk devleti, Garê’de yaşadığı büyük hezimet ile arkasına bakmadan çıkıp gitti.

Bu yaşanan saldırıyı bir seçim malzemesine dönüştürmeyi hedefleyen Tayyip Erdoğan, Garê’de yaşanan yenilginin ilk şokunu atlatınca pragmatist bir tutum ile bundan faydalanmanın yollarını aramaya girişti.

Türk devletinin İçişleri Bakanı ve çakma Goebbels’i Süleyman Soylu, MSB Akar meclis binasında bir taraftan nasıl doğru bir iş yaptıklarına yönelik insanları ikna etmeye çalışırken, diğer taraftan Halkların Demokratik Partisine (HDP) yönelik saldırılarına ivme kazandırarak, HDP’yi yalnızlaştırmak için aslı astarı olmayan açıklamalar ve seçilmişlere yönelik saldırıları arttırdılar.

HDP’ye yönelik gerçekleşen saldırılar aslında HDP’yi kapatmak için yapılmıyor. Bu saldırılarla hedeflenen, HDP’nin kriminalize edilerek, yalnızlaşması ve etkisizleşmesidir. Kürt seçmenlerin ise var olan düzen içinde bir potadan geçirilerek sindirilmesi ve süreçle “Kürt asıllı Türk” olmaları sağlanmaya çalışılmaktadır.

Kürtler yüzyıllardır Qoçgîrî’de, Dersim’de, Zîlan’da, Ağrı’da, zindanlarda direnmişler. Direnmişler ve diz çökmemişler.

Kürdistan’ın tüm topraklarını sulamış kanları, kanları Dicle’ye, Fırat’a karışmış ama yine de diz çökmediler. 84 yılından bugüne kadar süre gelen direniş elbet zaferle sonuçlanacaktır.

https://www.ozgurpolitika.com/haberi-tcnin-garede-yasadigi-vietnam-sendromu-10804 yayınlanmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri