Acilen bir şeyler yapılmalı

Cezaevlerinde yaklaşık 100 gündür süren açlık grevine ilişkin hekimlerden çağrı ‘Acilen bir şeyler yapılmalı’ çağrısı geldi

İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutuklu PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım’da başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevi 97. gününe girdi. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Naci Kaya ve İdris Sayılğan’a konuşan sağlıkçılar iktidara seslendi. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Murat Ekmez, tutukluların bir buçuk yıl aradan sonra yeniden açlık grevine başlamasına sebep olan koşullara işaret ederek, “Çok açık ki tecrit ve izolasyona karşı eylemdeler. Tutuklular başta İmralı olmak üzere, tüm cezaevlerinde tecrit ve izolasyonun son bulmasını istiyorlar” dedi.

Ekmez, devletin her geçen gün tecridi ağırlaştırdığını belirterek, bunun zihinsel ve psikolojik bir saldırı olduğunu vurguladı. Pandemi döneminde ise tecridin daha da ağırlaştırıldığını ifade eden Ekmez, “Bazen İstanbul Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi kurumlara tutuklular tarafından mektuplar gönderiliyor. Mektuplarda gördüğümüz kadarıyla insanlar nefessiz kalmışlar artık. Ağır bir tecride karşı açlık grevlerindeler” diye belirtti. Tutukluların açlık grevinden çıkmalarının üzerinden bir buçuk yıl geçtiğini belirten Ekmez, “Zaten halen fiziki olarak toparlanmamışlardı. Bu kadar kısa bir süre içerisinde yeniden greve başladılar. Grevlere hep ölüm sınırı olarak bakılır ancak bu hatalı bir yaklaşımdır. Şu an devam eden grevler de bedensel olarak büyük riskler doğuruyor. Şimdi ölümlerden bahsedemesek de ileriki süreçlerde fiziki olarak ağır bedensel hasarlardan söz edebiliriz” diye konuştu.

Devletin her tutuklunun sağlığını korumakla yükümlü olduğunu hatırlatan Ekmez, şöyle dedi: “Devlet tutukluların sağlıklarıyla ilgilenmeli ve sağlıklarını garanti altına almalıdır. Ancak burada görüyoruz ki devlet rolünü oynamak bir yana, sağlıklarını tehlikeye atıyor. Bu nedenle bir sağlık kurumu ve demokratik bir sivil toplum kurumu olarak, devletin bu politikalardan vazgeçmesini ve tutukluların sağlıklarını koruyacak politikalar üretmesini istiyoruz.” Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi Eşbaşkanı Yasemin Bakır da, tecridin siyasi iktidarın politikası haline geldiğini söyledi.

Salgınla tecrit politikalarının derinleştiğini anımsatan Bakır, bu süreçte hak taleplerinin iktidar tarafından baskılandığını anımsattı. “Toplum pandemiyle birlikte evlere hapsolurken, cezaevlerindeki tecrit uygulamaları da derinleşti” diyen Bakır, şunları söyledi: “Salgın döneminde başlatılan eylemin ciddi anlamda sorgulanması gerekir. Onun için konu hakkında bir an önce girişimlerin olması gerekiyor. Sorunların yaşanmaması için acilen bir şeylerin yapılaması gerekiyor.”

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER