‘Yaban hayatını birlikte koruyabiliriz’

‘Av turizmi’ kapsamında canlı türlerinin vurulması için açılan ihalelere karşı 234 STÖ, başlattıkları kampanyaya dahil olmaya ve yaşamı savunmak için harekete geçmeye davet etti

Doğaya yönelik talan projelerinin yanı sıra ‘av turizmi’ kapsamında birçok canlı türünün de avlanmasının önü açıldı. Yapılan ihalelerin durdurulması amacıyla kamu vicdanında oluşan hassasiyetin kayda değer olduğunu vurgulayan 234 sivil toplum kuruluşu da Dünya Yaban Hayatı Günü’nde doğaseverleri Change.org üzerinden başlattıkları kampanyaya dahil olmaya ve yaşamı savunmak için harekete geçmeye davet etti. Eskişehir’den Antalya’ya, Ankara’dan Dersim’e Türkiye’nin birçok farklı ilinde kızıl geyik, dağ keçisi, ceylan gibi yaban hayvanlarının avlanması için açılan av ihaleleri, doğaseverlerin ve ilgili kurumların açtığı davalar sonucunda durdurulmuş bulunuyor. Özellikle son iki yıldır avcılığın yasaklanmasına yönelik olarak yüz binlerce doğaseverin desteğiyle yürüttükleri kampanya sonucunda umut verici kazanımlar elde edilmeye başlansa da yeterli değil.

Avlar durdurulmalı

Türkiye’nin hemen her yerinde, yaşam hakları para karşılığında satılarak avlanmalarına izin verilen canlılar için verilen mücadelenin giderek büyüdüğünün altını çizen sivil toplum kuruluşları, koronavirüsünün zoonoz yani hayvanlardan insanlara bulaşabilen bir virüs olduğunu belirterek, son 16 yıl içerisinde 500 binin üzerinde kişinin avcılık sertifikası aldığını hatırlatarak, özellikle salgın döneminde yaban hayvanlarının avının kesinlikle durdurulması gerektiğini belirtti.

Yüzde 50 azaldı

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan kırmızı listede dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ve elmabaş patka kuş türleri de avına izin verilen yaban hayvanları arasında yer alıyor. IUCN’nin “hassas” kategorisinde bulunan türlerden üveyik nüfusunun son 40 senede yüzde 78, elmabaş patka nüfusunun ise son 20 yılda yüzde 50 gibi büyük bir oranda azaldığı belirtiliyor.

‘Elimizden geleni yapmalıyız’

Yaban hayatının ve tehlike altındaki canlı türlerinin korunması için çalışmalar yürüten 234 sivil toplum kuruluşu adına açıklama yapan Türkiye’nin ilk yaban hayatı uzmanlarından Tansu Gürpınar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Hiçbir yaban hayvanının yaşama hakkı ihale yoluyla para karşılığında satılmamalı. Bütün doğaseverlerin üzerlerine düşen görev, doğal döngülerin sağlıklı bir şekilde devam etmesine önemli katkı sağlayan yaban hayvanlarının korunmalarına ve karşılaştıkları sorunların giderilmesine çalışmak olmalı. Bugüne kadar yürütülen doğa koruma çalışmalarıyla toplumda değerli bir farkındalık sağlanmıştır. Artık biliyoruz ki yaban hayvanları sağlıklı bir çevrenin sigortasıdır. Bu nedenle onları gözümüz gibi korumalı, yaşama şartlarını iyileştirmek için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz” dedi.

EKOLOJİ SERVİSİ

EN SON EKLENENLER