Türkiye’de 7 kadın gazeteci 8 Mart’ı cezaevinde karşılıyor

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’ndan Ceren İskit dünyada 48, Türkiye’de 7 kadın gazetecinin 8 Mart’ı cezaevinde karşıladığını söyledi

Türkiye ve dünyada kadın gazetecilere yönelik hak ihlallerini raporlaştıran ve kadın gazetecilerin çalışmalarını data haline getiren Gazetecilikte Kadın Koalisyonu verilerine göre dünyada 48 kadın gazeteci 8 Mart’ı cezaevinde karşılaycak.

MA’dan Berivan Altan’a konuşan koalisyonun Araştırma Koordinatörü Ceren İskit ‘Türkiye’den de 7 gazetecinin cezaevinde olduğunu saptaya bildik’ dedi.

Dünya’da kadın gazetecilerin durumu

Koalisyonun kurucusunun Pakistanlı gazeteci Kiran Nazish olduğunu belirten İskit, Nazish’in yaşadığı tehdit ve ayrımcılıktan yola çıkarak, diğer kadın gazetecilerin de benzer sorunlar yaşadığı üzerinden bir dayanışma ağı kurma ve onların seslerini duyurmayı hedeflediğini söyledi. Kadın gazetecilerin çalışmaları hakkında da bir data oluşturmayı hedeflediklerini dile getiren İskit, dünyada artan hak ihlalleri nedeniyle öncelikli çalışmalarının da bu alanda yoğunlaştığını ifade etti.

2019’da kurulan Koalisyonun, ABD eski Başkanı Donald Trump ve koronavirüs (Kovid-19) salgını dönemine denk geldiğini belirten İskit, “Black Lives Matters protestoları sırasında kadın gazeteciler saldırılara maruz kaldı. Trump’ın yaptığı açıklamalarda kadın gazetecilerin soru sormaları engellendi. Çok cinsiyetçi söylemlerle karşı karşıya kalmanın yanı sıra Trump tarafından hedef gösterildiler. Biz de bunları tek tek raporlaştırmaya karar verdik. Mynmar darbesi sonrası 14 Şubat’tan 1 Mart’a kadar 25 (erkek-kadın) gazeteci gözaltına alındı. 10 gazeteci hala gözaltında ve koşullarını bilmiyoruz” dedi.

Kadın gazeteciler için hak savunuculuğu

İskit, amaçlarını şöyle açıkladı: “Kadın gazetecilerin yanında olduğumuzu göstermek ve haklarını savunmak çalışmalarımızın temelini oluşturuyor. Bu çalışmamız dışında, çok ciddi tehditlerle, ölüm tehditleri veya saldırıya uğrama ihtimali olan veya hakkında asılsız iddialarla oluşan bir takım hukuki suçlamalara maruz kalan gazeteciler için imza kampanyaları düzenliyoruz. Hukuksuz şekilde yargılanan ve ceza alan gazeteciler için kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Bu kampanyaları siyasi liderlerle, ülkelerin iktidarda olan partileri ile ya da kanaat önderi olabilecek, farkındalık yaratabilecek örgütlerle, bu tarz tehditlerin engellenmesine öncü olabilecek kişilerle paylaşıyoruz.”

En fazla baskı Türkiye’de

İskit, kadın gazetecilerin sahada ve basın kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle daha fazla baskı altında olduğuna dikkat çekerek, bu baskıların en çok olduğu ülkeleri şöyle sıraladı: “En çok hak ihlalinin olduğu ülkeler arasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye dışında Amerika, Rusya, Hindistan, Pakistan, Belarus, İran sıralayacağım ülkeler arasında. Dünya’da 48 kadın gazeteci şu an da tutuklu. İran’da 10, Türkiye’de 7 gazetecinin tutuklu olduğunu kaydedebildik. 40’a yakın gazeteci de sosyal medya paylaşımları, haberleri, ortaya çıkardıkları yolsuzluk haberleri nedeniyle yargılanıyor.”

Ciddi sorunlar var

Türkiye’de gazetecilerin en fazla yargı kıskacıyla karşı karşıya kaldığına değinen İskit, “Türkiye’de çoğu gazeteci ‘terör’ suçlamasıyla yargılanıyor. Mesela suçlamaları sayarsam, ‘terör örgütü üyeliği’, ‘terör örgütü propagandası’, ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk etme’… Bunun dışında yolsuzluk haberleri yapan gazetecilerle ilgili holdinglerin açtığı davalar var. O holdinglerin açtıkları davalarda manevi tazminatlar talep ediliyor. Türkiye’de sahada çalışan gazeteciler ciddi sorunlarla karşı karşıya. Herhangi bir protestoyu takip eden gazeteciler genelde gözaltına alınıyorlar” diye belirtti.

Cezaevindeki kadın gazeteciler

İskit, tutuklu kadın gazetecilerin yaşadığı hak ihlallerine ilişkin, “Cezaevlerinde bulunan kadın gazetecilerin koşulları pandemiden sonra kontrolden çıktı. Bunun son örneğini Van’da Helikopter’den atılma olayını ortaya çıkardıkları için tutuklanan Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve serbest gazeteci Nazan Sala’dan verebilirim. Pandemi gerekçesiyle 14 gün cezaevinde erkek koğuşunda karantinada tutuldular. Sonrasında koğuşa alındıklarında, üzerlerine örtebilecek bir battaniye sağlanmadı. Ruken Demir’in tutuklandığı süreçte cezaevinde yemeğinden böcek çıktığı raporlandı. Cezaevlerinde tutuklulara mektupları dahi verilmiyor. Bu hak ihlallerini belgeleme yanı sıra gündem oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı

Gazetecilik suç değildir

IWMF ve basın özgürlüğüyle ilgili birçok örgütle beraber çevrimiçi taciz ve karalama kampanyalarına karşı yeni bir çalışma yürüttüklerini dile getiren İskit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü söz konusu tehditler çok ciddi hale gelmeye başladı. Siyasi liderler veya iktidarda bulunanlar kendilerine muhalif özellikle kadın gazetecileri sosyal medya üzerinden hedef gösteriyor. Kadın gazeteciler tırnak içerisinde ‘trol’ dediğimiz kullanıcılardan birçok ölüm tehdidi alıyor. Öyle ki artık adreslerine varacak kadar deşifre ediliyorlar. Son olarak 2019 yılından bu yan Kuzey İrlanda’da çete yapılanmalarını ortaya çıkaran kadın gazeteci Patricia Devlin online saldırılarına maruz kalıyor, ölüm tehditleri alıyor. Yeni doğmuş bebeğine tecavüz tehdidi dahi yapılıyor. Son olarak bir ay önce ismi duvara yazılarak, yanına kurşun resmi çizildi. İmza kampanyası başlattık. Polise başvursa da önlem alınmış değil. Gazetecilerin eli kolu bağlanmak isteniyor. Bunların hepsi sindirme politikalarının sonucudur. Gazetecilik suç değil. Gerçeği yazan hiç kimse yargılanamaz.”

Dayanışma mesajı

İskit, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin de gazetecilik mesleğini yürüten kadınlara şu mesajı verdi: “Öncelikle içinde bulunduğumuz zorlu koşullarda, kadın gazetecilerin 8 Mart Dünya Kadın Günü kutlu olsun. Ben inanıyorum ki birlikte çok daha güçlüyüz. Ataerkil sisteme, ayrımcılıklara, hak ihlallerine ve patriarkaya karşı omuz omuza verirsek, bizim sesimiz çok daha gür duyulur. Umutlarını yeşertmeye devam etsinler, aydınlık günler yakın. Koalisyon olarak tüm kadın gazetecilerin yanındayız.”

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER