PSAKD Diyarbakır şubesinde 8 Mart ekinliği: Aleviliği erkeklere kaptırmayın

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır şubesinde etkinlik düzenlendi. Yapılan açıklamalarda “AKP iktidarı döneminde kadınların en temel yasal haklarına göz dikiliyor” denilirken Alevilikte kadın-erkek eşitliğinin tarihçesine de değinildi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır şubesinde etkinlik düzenlendi. Programa Alevi kadınların yanı sıra Sanatçı Zilan Tigris, HDP, DBP ve CHP’den milletvekilleri, il ve ilçe örgütü temsilcileri de katıldı.

Günün anlam ve önemine ilişkin derneğin cam ve duvarlarına ‘Gülistan Doku Nerede?, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Yol Kadındır, Kırklar Meclisinde biz de vardık, Vardık, Varız Var olacağız’ dövizleri asıldı.

“KADINLARA REVA GÖRDÜKLERİ YAŞAM ŞEKLİ ORTADADIR”

Kadın mücadelesinde hayatını kaybeden kadınlar anısına yapılan saygı duruşunun ardından PSAKD Diyarbakır Şube üyesi Nurşen Akbal şu açıklamayı yaptı:

“Dayanışmanın, birleşmenin kıymetini bilenler olarak, bugün de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü karşılarken, dayanışmaya ve birliğe eskisinden daha çok ihtiyaç olduğunu biliyoruz.

19 yıllık iktidarı boyunca AKP’nin gerici, faşist, cinsiyetçi politikalarıyla kadın düşmanlığına soyunduğunu hepimiz biliyoruz. Binali Yıldırım’ın kadınlara yönelik ifade ettiği ‘itaat et, rahat et’ sözleriyle kadınlara reva gördükleri yaşam şekli ortadadır. Bugün ekonomik kriz ve pandemi koşullarında işten ilk çıkarılan kadınlar evde yoksullukla mücadele ederken, bir yandan da tencereyi kaynatma zorunluluğuyla görevlendiriliyor. O da yetmezmiş gibi en az üç çocuk doğurma gibi makbul kadın dayatmalarıyla baş başa bırakılıyor.

Kadınların en temel yasal haklarına göz dikiliyor. Bir kadın bakanının ‘AKP gelene kadar ‘Kadın’ kelimesinin adı yoktu’ dediği bu iktidar döneminde her gün yüzlerce kadının gerek eşi gerekse akrabaları tarafından katledilmesinde verilen ceza indirimlerinde kadının ismi sıkça kullanılıyor. Tarikatlar, şeyhler, sözde kültürlü vasfındaki adamlar, kadın bedenini iştahla dillerine dolamayı meşrulaştırmış sözlerinde kadın ismi sıkça kullanılıyor. Ensar Vakfı gibi çocukların cinsel istismara uğradığı olaylarda ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyen kadın bakanlarla kadın ismi sıkça kullanılıyor. Çocuklarını arayan Cumartesi Annelerine meydanları yasaklamalarıyla kadın ismi sıkça kullanılıyor.

Bunlar gibi kadını yaşamın dışına iten, kadınların güvencesizliğine, geleceksizliğine, erkeğin gölgesinde kalmasına zorlayan yüzlerce olumsuz örnekle, kadın ismi son 19 yılda ülke gündeminden düşmüyor.

Fakat tüm bu baskılara, zulme, yok saymaya karşı kadınlar; Yezid’e boyun eğmeyen Zeynep Ananın duruşunu, devlet zulmüne karşı bir araya gelen Bacıyan-ı Rum’un cesaretini, yüzyıllar öncesinde Hacı Bektaş-ı Veli’ye kapısını açan Kadıncık Ananın iyiliğini, ‘Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim’ diyen Ulrike’nin direncini, ‘Hayatın olduğu her yerde savaşmak istiyorum’ diyen Clara Zetkin’nin mücadelesini, Cumartesi Anneleri’nin bitmek bilmeyen inadını, gezi direnişinde sokakları özgürleştiren sesiyle; emeğini bilinçle harmanlayarak bugünden yarına özgürlüğünü elinden almak isteyen egemen sisteme karşı mücadele etmekten, sokaklarda, meydanlarda sesini yükseltmekten asla vazgeçmiyor.

Yoksulluğun, ayrımcılığın, işsizliğin, erkek-devlet şiddetinin, tacizin, tecavüzün olmadığı bir yaşam, eşit ve özgür bir dünya, ancak bu topraklarda yaşayan Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Ermeni, Mülteci, Çingene, her ulus ve aidiyetten kadınların birlikte mücadelesiyle mümkün!

Bu bilinç ve inançla, kadınların birlik, dayanışma, mücadele gününü selamlıyoruz.”

“ALEVİLİĞİ ERKEKLERE VE ERKEKLİĞE KAPTIRMAYIN”

Basın açıklamasının ardından PSAKD Diyarbakır şubesi üyesi Funda Atlı Aksoy, Kadıncık Ana’yı anlatan bir metin okudu.

Kadıncık Ana’nın 800 yıl önce Anadolu’da Aleviliğin kök salmasını sağlayan temel birkaç isimden biri olduğunu söyleyen Funda Atlı Aksoy şöyle devam etti:

“Kadıncık Ana, Selçuklu Devleti’ne karşı Babailerin başlattığı Babai isyanından sağ kurtulan Baba İlyas müritlerinden Hace Bektaş-ı Veli’yi Anadolulu Bacılarla beraber koruyan, kollayan, onunla aynı inancı paylaşan, bu inancın Anadolu’da yaşamasını sağlayan, bugünkü Hace Bektaş Dergahının temellerini atan, Yol’u bugünlere taşıması için Abdal Musa’ya el veren, ona Yol’u aktaran mücadeleci, devasa bir bilgedir.

Bilinenin aksine Bektaşilik bugün varsa bu sadece Hace Bektaş sayesinde değildir. Hace Bektaş ve Kadıncık Ana elbette bu Yol’un iki temel kurucusudur. Hace Bektaş kuşkusuz çok büyük bir değerdir. Ama bugün Aleviler, Hace Bektaş-ı bile Kadıncık Ana sayesinde biliyorlar. Çünkü bu Yol’un silsile halinde bugünlere gelmesini, onun ‘kurumsallaşmasını’ sağlayan kişi Kadıncık Ana’dır.

Elbetteki Alevilikteki eşitlik havadan gelip girmedi Aleviliğe. Alevi kadınlar, Analar bu eşitliğin oluşması için yüzyıllarca canları pahasına direndiler. Alevileri Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet devletleri katlederken hep direnen, silahlanan Alevi kadınları oldu. Kadıncık Ana da bu kadınlardan biri. Kadıncık Ana, döneminin Anadolulu kadınları ile beraber örgütlü bir kadın ağının ürünüdür ve o ağ içinden oluşmuş, öne çıkmış kadınlardan biridir. Döneminde kadın erkek eşitliğine karşı mücadele eden kadın düşmanı, homofobik ve başka inançlara karşı nefret üreten Mevlana, Selçuklu sarayı gibi kesimlere karşı mücadele etmiş, onların erkek egemen dinleri ve devletlerine karşı, Anadolulu bacılarla beraber eşitlikçi bir inancı kurmaktan vazgeçmemiş bir mücadeleci velidir. Mevlana’nın kadınları evlere kapatmaya, onları erkeklere itaat etmeye zorladığı, bunun için tüm olanakları seferber ettiği yerde Kadıncık Ana, Fatma Bacı gibi kadınlar, Anadolu’da eşitliği örmekle meşgullerdi.

Bugün erkekleştirilen Alevilik karşısında Kadıncık Ana’nın, Alevi kadınlara ‘eşitlikten vazgeçmeyin, kurduğumuz eşitlikçi Aleviliği erkeklere ve erkekliğe kaptırmayın, Aleviliğin erkekleşmesine izin vermeyin’ fikrinin ve pratiğinin kendisidir. Kadıncık Ana örneği bugün için bulunmaz bir değerdir.”

Deyiş ve şiirlerin okunduğu etkinlik, sanatçı Zilan Tigris’in müzik dinletisiyle son buldu.

PİRHA/DİYARBAKIR

EN SON EKLENENLER