Hayvancılıkla geçinen Doğanyurt köyüne taşocağı açılması gündemde

Proje kapsamında patlayıcı ve dinamit kullanılması planlanıyor. Süreci yargıya taşıyan bölge sakinleri “Taşocağı istemiyoruz” diyerek tepki gösterdi. Dava süreci sürüyor.

Yusuf Ağa Madencilik şirketi tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne “Beypazarı, Doğanyurt Mahallesi’ne Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi” projesi için geçen yıllarda başvuru yapıldı. Proje tanıtım dosyasında söz konusu alanın Doğanyurt köyüne 650 metre uzaklıkta olduğu görülüyor. Ayrıca dosyada üretim sırasında dinamit ve patlayıcı kullanılacağı da belirtiliyor. Müdürlük 4 Mayıs 2020 tarihinde projeye “Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli oeğildir” kararı verdi. Doğanyurtlular Derneği kararı yargıya taşıdı ve “ÇED gerekli değildir” kararının iptal edilmesini istedi. Yargı sürecine birçok koruma ve meslek örgütleri müdahil oldu.

‘TORUNLARIMA KALSIN’

Bölge sakinleri hayvancılıkla geçindiklerini belirterek “Çok sayıda su kaynağı var köyde. Suyumuz çok doğal. Hiçbir arıtmaya gerek duymuyoruz. Bin dönüm alanda kireç ocağı planlanıyor. Bu geleneksel yaşamımız bozulmak isteniyor. Suyumuzun, toprağımızın kirlenmesini istemiyoruz. Hayvancılığımızın, arıcılığımızın bitmesini istemiyoruz. Taşocağını istemiyoruz. Burası torunlarımıza kalsın istiyoruz” dedi. 

Öte yandan Ekoloji Kolektifi, “Beypazarı-Doğanyurt Mera Alanı Üstüne Kurulması Planlanan Kalker Ocağı İçin Ekolojik ve Mekânsal Bir Değerlendirme Raporu” adlı bir çalışma yaptı. Ceren Gamze Yaşar’ın kaleme aldığı çalışma kapsamında, planlanan kalker ocağının çevreye, yaban hayatına, bölge halkına, tarihi, kültürel ve doğal mirasa, tarımsal üretime ve hayvancılığa ve yörenin ekonomisine etkileri bilimsel yöntemlerle mekânsal, coğrafi ve istatistiki olarak araştırıldı. Çalışmada, Doğanyurt yerleşimi yakın çevresinin Batı Karadeniz ile İç Anadolu Bölgesi arasında geçiş niteliği taşıdığı belirtilerek “Oldukça çeşitli bitki ve hayvan varlığına sahip, değişken peyzajlı ve değişken iklimli kırsal ve doğal nitelikli bir alandır’’ denildi.

TİFTİK KEÇİSİNİN YAŞAMA ALANI

Bölgenin yaban hayatının Türkiye ortalamasının üstünde bir çeşitliliğe sahip olduğu vurgulanan çalışmada “4-5 kilometre yakındaki Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Alanı da bu çeşitliliği beslemektedir. Yine aynı bölgede taşlaşmış (petrifiye) fosil ağaç kalıntılarına rastlanmaktadır. Ayrıca bölge Ankara’nın yüzü tiftik keçisinin yaşama alanlarından olup bölgede hem tarım hem hayvancılık yapılmaktadır ve ürün deseni oldukça renklidir. Tüm bu doğal değerler ve diğer konular raporda kamuya açık veriler üzerinden, haritalanarak değerlendirilmiş ve bu değerlendirmeler sonucunda önerilen kalker ocağının bölgeye vereceği zarar ortaya konulmuştur” denildi.

‘YABAN HAYATIYLA İÇ İÇE’

Çalışmada Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Alanı’nın bölgeye çok yakın olduğu kaydedilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Çoğalan yaban hayvanları, artan popülasyonları ile tüm bu bölgeyi yaşama alanı olarak kullanmakta. Yöre halkının belirttiğine göre Karaca türünün son on yıldır bölgede gözlemleniyor olması bu nedenledir. Alanın yaban hayatı koruma ve geliştirme alanı için bir destek alanı gibi işlev görmekte olduğu söylenebilir. Yöre halkı ve yöreye gidenler tarafından ruhsat alanı yakınlarında çekilmiş olan fotoğraflar bölgedeki yaban hayatındaki çeşitliliğini kanıtlar niteliktedir. Özellikle geyik nüfusu yönünden bu bölge Beypazarı-Nallıhan alanları içinde geyiklerin oldukça yoğun nüfus varlığı gösterdiği bir alandır. Geyikler zaman zaman yerleşimlere de inmektedir ve yaban hayatı ile kırsal nitelikli yerleşimler iç içedir.”

EN SON EKLENENLER