Newaya Jin: Analara sözümüz çiçeklerle bezeli bir ülke

Newaya Jin’in 194’üncü sayısı “Analara sözümüz çiçeklerle bezeli bir ülke” manşetiyle okuyucularıyla buluştu.

Kürdistan’da annelik olgusunu değerlendiren Zilan Diyar, devletin Kürt annelerine reva gördüğü politikalara dikkat çekti. Adaletin Emine Şenyaşar’ın evlatlarının üzerini örten toprağın altında kaldığını anımsatan Diyar, zalimlerin “anaların önlerinde secde ederek af dileyecekler”ini vurguladı.

YAŞAMIN HER ALANINDA KÜRTÇE…

Mayıs sayısının diğer temel bir gündemi ise anadilin varlığı ile inkar ve asimilasyon politikaları karşısında mevzilenen Kürtçenin direnişi. Rojava Kürtçe Dil Kurumu yöneticilerinden olan Viyan Cûdî, 2007’den bu yana zemini oluşturulan Kürtçe anadil eğitimi serüvenine dair detayları paylaşırken, Roza Metîna ise Kürtçe’nin etimolojik yapısına dikkat çekti. Metîna, Kürtçenin her zamankinden daha çok bu dönemde savunulmasına ve yaygınlaştırılmasına ihtiyaç olduğunu aktardı.

ÊZİDÎ TOPLUMU KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIR

3 Ağustos 2014’te DAİŞ çeteleri tarafından hedef alınan Şengal’e yönelik saldırı tehditleri bu kez de Bağdat-Hewlêr-TC tarafından devam ettirilmekte. Ferman öncesi ve sonrası Şengal’in durumuna ilişkin gazetenin sorularını yanıtlayan Êzidî Özgür Kadın Hareketi Üyesi Soham Şengalî, olası bir saldırı karşısında Êzidî toplumunun kendini savunmaya hazır olduğunu aktardı.

‘KADIN AİLEYE FEDA EDİLİYOR’

İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline dair gündemi ise gazetenin yazarlarından Nazan Üstündağ yorumladı. Sözleşmenin kaldırılmasının ‘ailenin devamının kadının hayatından daha değerli olduğu” mesajını taşıdığına dikkat çeken Üstündağ, sözleşmenin iptalinin maliyetinin en fazla da AKP’ye çıkacağını belirtti.

Zerya Gül ise, kadın bedeni ve cinselliği üzeri geliştirilen politikalar dizi yazısının bu ayki bölümünde, kapitalist modernite çağında sömürülen ve metalaştırılan kadın emeği, bedeni ve cinselliği politikalarını irdeliyor.

Jineolojî sayfasında ise Sarah Marcha’nın 2019 yılında Rojava’da kurulan Andrea Wolf Enstitüsü’nün çalışmalarını tanıtan makalesine yer verildi.

FESTÎVALÊN ‘TACA ZÊRÎN’

Gazeteci Bêrîtan Zagros ise dikkatleri ilginç ve önemli bir konuya çekiyor. 2015’ten bu yana Güney Kürdistan’da Yekgirtûya Îslamî ya Kurdistanê öncülüğünde gerçekleştirilen Altın Taç Festivali (Festîvala Taca Zêrîn)’e dair detayları paylaşan Zagros, 13-20 yaş arası “türban”lı genç kadınların bu festivallere katılıp yarıştığı bilgisini paylaşıyor.

‘YAVUZ KILICI’: BARAJLAR, HESLER, MADEN OCAKLARI…

Ekoloji kategorisinde ise gazeteci Güler Yıldız’ın Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ile yaptığı röportaja yer verildi.

Eko-kırım ile “demografik değişim” politikalarının irdelendiği röportajda, özellikle alevi toplumunun yaşadığı bölgelerde yapılan Baraj, HES ve Maden Ocakları’nın asıl amaçlarına dikkat çekildi.

KADINLARLA BERABER BİR DİPLOMASİ

Yeni sayıda, Mayıs 1999’da Almanya’da kurulan Kürt Kadın Barış Bürosu’nun diplomasi anlayışı, ittifak ve ilişkiler ağı perspektifine dair yapılan röportaja da yer verildi. Yerelden evrensele doğru bir çalışma perspektifini esas aldıklarını belirten Cenî, kadınlara rağmen kadınlar adına değil, kadınlarla beraber kadınlar için bir diplomasi anlayışını esas aldıklarını hatırlattı.

‘MİZGÎNA ME’

Sanattan devrime akan ve dokunaklı sesiyle her Kürdün yüreğini okşayan Gurbet Aydın’a dair biyografi yazısını Kürt müzisyen Bermal Çem kaleme aldı. Çem, Mazlum Doğan’dan Mahsun Korkmaz’a, Hozan Sefkan’dan Çiya’ya kadar Kürt tarihine mal olmuş isimlerle çalışma yürütmüş olan, Batman’dan, Lübnan’a, Avrupa’dan Tetwan’a uzanan Hozan Mizgîn’in hayat felsefesi ve sanat anlayışını anlattı.

BİR COĞRAFYANIN HAYKIRIŞI OLARAK ‘QİYARÎŞ’

Sanat kategorisinde ise müzisyen Yıldız Arslan’ın 2015’te çıkarttığı ilk albümü “Qirayîş”ın tanıtımı yapıldı. “Yaşadıklarımız bizi takip eder” diyen Arslan “Qirayîş”ın bir coğrafyanın çığlığı, haykırışı olduğunu vurguladı.

EN SON EKLENENLER