Mehmet Ağar: Susurluk çetesinden marina patronluğuna

Organize suç örgütü lideri olduğu suçlamasıyla aranan Sedat Peker, yurt dışına kaçtıktan sonra kendisine düzenlenen operasyondan “Pelikancılar” olarak adlandırılan grupla birlikte eski Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı suçladı. Peker, bugün Yalıkavak Marina’nın Yönetim Kurulu Başkanı olan Ağar’ı “derin devletin başı” olarak nitelendirip marinanın eski sahibi Azeri iş insanı Mubariz Gurbanoğlu’nun “malına çökmekle” itham etti. İddiaları reddeden Ağar’ın verdiği “Biz orada olmasaydık, oraya mafya çökecekti” açıklaması ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tepkisine neden oldu. Soylu’nun sert tepkisinin ardından bu sözleri “dil sürçmesi” olarak nitelendiren Ağar, Soylu ve Polis Teşkilatı’ndan özür diledi.

Sedat Peker’in ithamlarıyla birlikte Mehmet Ağar’ın Yalıkavak Marina’da Alaattin Çakıcı, eski Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan ve Susurluk dönemindeki “müşaviri” emekli Albay Korkut Eken ile verdiği fotoğraf da Susurluk dönemini akıllara getirdi. 

Mehmet Ağar’ın Yalıkavak Marina’da Alaattin Çakıcı, eski Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan ve Susurluk dönemindeki “müşaviri” emekli Albay Korkut Eken ile verdiği fotoğraf

Mehmet Ağar, bir dönem polis-mafya-siyaset üçgenindeki kirli ilişkilerin ortaya döküldüğü Susurluk davasında “çete yöneticiliği”nden mahkûm edilmiş ve faili meçhul cinayetlerde adı karışmış bir isim.

Peki Susurluk olayı neydi? Mehmet Ağar, 1990’lı yıllarda “Susurluk çetesi” olarak adlandırılan oluşumda nasıl yer aldı, yargı tarafından nasıl mahkûm edildi?

Susurluk kazası örgütü ortaya çıkardı

3 Kasım 1996 tarihinde 06 AC 600 plaka sayılı Mercedes marka otomobilin Balıkesir’in Susurluk ilçesinde bir kamyona saat 19.15 sıralarında arkadan çarpmasıyla meydana gelen kaza, Türkiye’de “polis-mafya-siyaset” üçgenindeki karanlık ilişkilerin ortaya çıkmasını sağladı. Kaza sonucunda Mehmet Özbay kimlikli kişi, Gonca Us ve otomobilin sürücüsü İstanbul Kemalettin Eröge Polis Okulu Müdürü, polis şefi Hüseyin Kocadağ hayatını kaybetti. Otomobilin sahibi Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak ise yaralandı.

Kazadan çok kısa süre sonra Mehmet Özbay sahte kimlikli kişinin firari Abdullah Çatlı, Gonca Us’un da sevgilisi olduğu anlaşıldı. Abdullah Çatlı’nın suç dosyası ise hayli kabarıktı. Çatlı, Türkiye’de 1997’de polise ateş açmak, 1978’de Ankara’nın Bahçelievler semtinde 7 TİP’li öğrencinin katledilmesi ve Doç. Dr. Bedrettin Cömert’in öldürülmesi olaylarının firari sanığıydı. Yurt dışında uyuşturucu ticaretine adı karışan Çatlı, birçok kez tutuklandı, cezaevine girdi. 1990’da ise İsviçre-Bostadel Cezaevi’nden firar edince hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.

Çatlı, özellikle 1990’lı yılların başında her yerde aranmasına karşın elini kolunu sallayarak Türkiye’de dolaşıyordu. Kazadan sonra Çatlı’nın üzerinde yapılan aramada ele geçirilen belgeler, onu koruyan arkasındaki gücün dönemin Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar olduğunu gösterdi. Üzerinde Çatlı’nın fotoğrafı ve Mehmet Özbay isminin yer aldığı silah taşıma belgesinin altında Ağar’ın adı ve imzası vardı. Aynı Ağar imzalı belgeler, daha sonra Çatlı’nın eşinin akrabası Yaşar Öz için de çıkarılmıştı.

Araçta emniyete ait silah ve mermiler

Aracın bagajından ise cephanelik çıktı. Asıl skandal, silahların menşeine yönelik yapılan araştırma sonucunda anlaşıldı. Bazı silah ve mermiler, Özel Harekât Daire Başkanlığı envanterine ait olduğu belirlendi. İsrail’den alınan bu silahlardan bazılarının “kaybolduğu” ortaya çıkmıştı. Ağar hakkındaki fezlekede, bu silah ve mermilere ilişkin “gizlice ve sessizce birilerini öldürme ihtiyacına cevap veren tesirli suikast silahıdır” tespiti yapıldı.

Bununla birlikte olaya dönemin İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı el koydu. Kamuoyunda oluşan tepki ve siyasetin baskısı sonucu Mehmet Ağar, İçişleri Bakanlığı görevinden 8 Kasım 1996 tarihinde istifa etti.

Bu süreçte mahkeme kararları, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu ile Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporları Susurluk çetesinin ve Ağar’ın hukuka aykırı işlerini daha net ortaya döktü.

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller

EN SON EKLENENLER