‘Alevi katliamı isteyen şahsın cezasız bırakılmasına karşı derhal refleks gösterilmeli’

Sanık Mahmut Ekinci’nin, Twitter hesabından “Alevi katliamı istiyoruz” yazısı mahkemece ciddi bir suç olarak görülmedi. Savunmasında “Şaka yapmıştım” diyen Ekinci’ye ve mahkemenin kararına sert tepki geldi. PİRHA’ya konuşan Yazar Erdal Yıldırım ve Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş, iktidarların kullanmış olduğu dile işaret ederekHem bireysel hem de kurumsal olarak çeşitli karşı davalar açılması lazım” dediler. 

Mahmut Ekinci adlı şahsın 21 Ekim 2019’da sosyal medya paylaşımında, “Alevi katliamı istiyoruz #Alevi” yazması mahkemece suç olarak görülmedi.

Paylaşım üzerine Oktay Doğan, 31 Aralık 2019’da avukatı aracılığı ile Ekinci hakkında suç duyurusunda bulundu. İki yılın ardından sanık hakkında “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verildi. Sanık Mahmut Ekinci’nin, savunmasında “şaka yapmıştım’ demesi ise tepkileri daha da büyüttü.

“SKANDAL BİR KARARA İMZA ATILMIŞTIR”

Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek hakkında dava açılan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin eski yöneticisi ve Yazar Erdal Yıldırım, mahkemenin kararı hakkında konuştu. Yaşananları çok olağanüstü bir durummuş gibi karşılamıyorum” diyen Yıldırım, mahkeme kararını “skandal” olarak yorumladı.

Erdal Yıldırım, şunları söyledi:

“Zira mevcut sistem, zaten halklar arasında bir kavganın yaşanmasından yana. Bunu yaparken de hukuksuzluğu üst boyutlara taşıyor. Hatta kendi koydukları yasalara dahi saygı göstermeyen bir davranış içerisindeler. Bu anlamıyla da bu tür ırkçı, bu tür katliamcı bir geleneğin ardılları olarak bu konuda ‘hukuk garabeti’ mi demek lazım bilemiyorum ama skandal bir karara imza atılmıştır.”

Erdal Yıldırım, sanık Ekinci’nin “Alevi katliamı istiyoruz #Alevi” yazısının bir tür nefret suçu olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

“Alevi örgütleri ve toplumu, güçlü bir şekilde yan yana gelmeli ve sadece salonlara sıkıştırılmış basın açıklamalarıyla değil, mutlaka kamuya mal edecek şekilde bir refleks göstermeli. Hatta bununla ilgili hem bireysel hem de kurumsal olarak çeşitli karşı davalar açılması lazım. Alevi örgütleri çok hızlı harekete geçmeli. Çünkü genelde şöyle bir hata oluyor; süreç erteleniyor, birkaç gün konuşuluyor ve sonra iş artık kanıksanmaya başlanıyor ve sonuç alma odaklı da olmuyor. Derhal vakit geçirmeksizin Alevi temsilcileri bu konuda hukuki yollarla birlikte fiili olarak tepkiyi kamuoyu ile paylaşmalılar.”

“İKTİDARIN DİLİ, İNSANLARI BU TÜR EYLEMLERE TEŞVİK EDİYOR”

“Alevi katliamı istiyoruz” diyen şahsa ilişkin tepki gösteren bir diğer isim ise Alevi Kültür Dernekleri Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş oldu. İmara aykırı inşaat yapmak suçu ile 11 yıldır yargılandığını ifade eden Odabaş “Ancak sistematik olarak gerek Alevilerin evlerinin işaretlenmesi gerek linç girişimleri, hep yapanların yanına kar kalıyor” dedi.

Odabaş, nefret suçlarına yol açan sebebi “iktidarın kullanmış olduğu dil” olarak işaret ederek şu yorumda bulundu:

“İktidarın dili, insanları bu tür eylemlere teşvik ediyor. Geçmişte de ellerinde palayla insanları linç etmeye çalışanlar bu tür yazılar yazmış, ardından şaka niteliğinde yorumlayan yargıçlar olmuştu! Düşünün ki bir tehdit anlamında bir sanığın tutuklanması talep edilip yargılanıyor. Alevi toplumu bu kadar sürgün ve katliam ile karşı karşıya kalmış ve Twitter’da ‘katliam istiyorum’ yazıyorsun ama bunun karşılığında ceza almıyorsun! Bu tür insanlar meşrulaştırılıyor. Bunlar ceza almadıkları sürece bu tür girişimler, linç kültürleri çoğalıyor. Bunları teşvik edenler, aslında olanlara göz yumanlardır. Yapanların değil, aslında yaptıranların ortaya çıkartılması gerekiyor. Asla söylenenler şaka niteliğinde kabul edilemez. Ciddi bir yargılanma yapılması gerekiyor. Ve dava açan o arkadaşımızın yanında olduğumuzu da paylaşmamız gerekiyor.

Bugün hem ‘laik ve demokratik bir Cumhuriyet’ diyorsunuz ama Anayasanızdaki laiklik ilkesine yakışır davranıyor musunuz? Yargıtay’ın açılışı Diyanet İşleri Başkanının dualarıyla yapılıyor. Dolayısıyla da bu tür durumlar gündeme geliyor.

Artık hakim ve savcıların siyasi ahlakına inanmıyoruz çünkü kendi iradeleri ile hareket etmiyorlar. Ortadoğu’daki gibi ‘Allahuekber’ sesleri ile ‘Alevilerin katli vaciptir’ diyen zihniyetlerin bugün Türkiye’de baş gösterdiğini görüyoruz. Onun için bu yaşananlara tepki göstermek, çocuklarına güzel bir ülke bırakmak isteyen herkesin sorunudur.”

Zeynal Odabaş, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının bu suça ortak olduklarını ve bunları aslında teşvik eden konuşmalarından da görebiliyoruz. Onun için varsa eğer vicdanlı hakim ve savcılar, bu tür olaylara asla meyil vermemeli” ifadelerini kullandı.

Eren GÜVEN/ANKARA

EN SON EKLENENLER