Çorum Katliamı’nda hayatını kaybedenler Ana Fatma Cemevi’nde anıldı

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi’nde düzenlenen etkinlik ile Çorum Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı. Anma programında konuşan Mustafa Karabudak, “Dünden bugüne devlet aralıklı dönemlerde Alevi katliamları yapmıştır. Şimdi de devletin katliamcı, asimilasyoncu, politikaları devam ediyor” dedi.

Çorum Katliamı’nda hayatını kaybedenler 42. yılında Ankara’daki Ana Fatma Cemevi’nde anıldı. Çerağ uyandırılması ile başlayan anma programına CHP, HDP, TÖP, YEŞİLLER VE SOL GELECEK, HDK, TTB, SES, BDSP, Tüm Emekli Sen temsilcileri ile mahalle muhtarı katıldı.

“İKTİDAR YANLIŞ POLİTİKALARINDAN VAZGEÇMELİDİR”

Açılış konuşmasını yapan Mustafa Karabudak şunları söyledi:

“Bugün Çorum’da katledilen canlarımız şahsında tüm katledilen canlarımızı anıyoruz. Dünden bugüne devlet aralıklı dönemlerde Alevi katliamları yapmıştır. Şimdi de devletin katliamcı, asimilasyoncu, politikaları devam ediyor. Alevi köylerine cami yapıyor. Önceden yapılmış kapalı camilerden merkezi sistemle ezan okutuyor. HES’ler barajlar yaparak, ormanlarımızı yakarak, hem doğamızı katlediyor hem de inanç yerlerimizi tahrip ediyor. Kutsal mekânlarımıza, mezarlarımıza, hak ile hak olmuş canlarımızın cenazelerine saldırıyor. Son olarak da İstanbul Esenler’de bulunan Abdal Alevilerin ziyaretgâhı olan Ana Meryem Türbesi’nin AKP’li Esenler Belediyesi tarafından yıkılmıştır.

Bir taraftan özel görevlendirdikleri heyetle Alevilerin cemevlerini gezip ihtiyaç listesi alıp kırıntılarla güçlendirirken, diğer taraftan yanında tutamadığı Alevilere ve Alevi inanç merkezlerine saldırmaktadır. İçerde ve dışarıda saldırılarına devam eden iktidar, bir taraftan da yayılmacı savaş politikalarıyla 17 Nisan’dan beri TSK’nin başlattığı sınır ötesi operasyonların devam etmektedir. Savaş, kan, ölüm, ekonomik kriz ve kaostur. Barış çağrımızı buradan tekrar yineliyoruz. Kriz dönemlerinde Türkiye’de yaşayan başta Aleviler olmak üzere bütün farklı etnik topluluklarını, inançlarını yok sayan ve şiddet politikanın devam ettiren iktidar, bu yanlış politikalardan vazgeçmelidir.”

“ALEVİ VE SOL GÖRÜŞLÜ İNSANLAR KATLEDİLDİ”

Basın metnini ise cemevi eş başkanı Meral Gökokuş okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“27 Mayıs 1980’de Gün Sazak’ın öldürülmesini bahane eden sivil faşistler “Kana kan intikam- Kanımız aksa da zafer İslam’ın” diyerek sokağa inip Çorum’da halka saldırmaya başlamıştır. Sürekli kargaşanın gerilimin yaşandığı Çorum’da 1 Temmuz’a kadar yer yer saldırılara çatışarak direnerek cevap veren Çorum halkı ve sol güçler 2 Temmuz’daki sokağa çıkma yasağına kadar direnmiştir. 2 Temmuz’da sokağa çıkma yasağına rağmen sivil faşistler sokakta istedikleri gibi hareket edip önceden belirledikleri Alevilerin ve sol görüşlü kişilerin evlerine girip canlarımızı katletmişlerdir.

4 Temmuz’da TRT’nin Milönü Mahallesi’nde bulunan Alaaddin Camisinin Aleviler ve solcular tarafından bombalandığı ve kurşunlandığı şeklinde yalan haberinden sonra cuma namazından çıkan kışkırtılmış lümpen kalabalıklar, sivil faşistlerin önderliğinde Çorum merkez ve ilçelerinde saldırıya geçmişlerdir. Devlet tüm olanlara göz yummuş, her zaman olduğu gibi katillere kol kanat germiştir”

10 Temmuz’da olaylar sonlandığında 57 canımız katledilmiş, 300’e yakın canımız yaralanmış, 300’e yakın ev ve iş yerinin tahrip edilmiştir.

“KATLİAMIN ARDINDAN DEMOGRAFİK YAPI İLE OYNANMIŞTIR”

“Çorum katliamına” Çorum olayları demek hakikatin çarpıtılmasıdır. Çünkü 1980 yılında Çorum’da yaşananlar düpedüz devlet gözetiminde bir katliamdır. 1980 yılının Mayıs ayında başlayıp Temmuz ayına kadar devam eden ve Alevi kırımına dönüşen bir katliamdır.”

Her Alevi katliamında olduğu gibi Çorum Katliamı’nda da inançsal, fiziksel, kültürel, ekonomik soykırım sürecine tabi tutularak yaşam alanlarından kopartılan Aleviler sığındıkları yerlerde inançlarından, dillerinden, kültürlerinden uzaklaştırılıp kaba bir asimilasyon sürecine itilmişlerdir. Her katliam sonrası Aleviler hem canlarını, hem mallarını, hem de inançlarını kaybetmeyle yüz yüze kalmışlardır ve Devlet her katliam sonrasında olduğu gibi demografik yapıyla oynamış, Türk İslam sentezi çerçevesinde Sünnileştirme projesini hayata geçirmiştir. Çorum’u da, Ortaca, Maraş, Sivas ve Malatya’da olduğu gibi Alevilerden arındırılmaya çalışmıştır.

“YENİ KATLİAMLAR İLE KARŞILAŞILMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK”

Aleviler açısından tarih sürekli tekerrür etmektedir. Yaşanan katliamlar karşısında, her ne kadar bir direniş söz konusu olsa da, Alevi toplumu günümüzde dağınık, örgütsüz ve sisteme yedeklenme çabaları yoğundur. Coğrafyamızda ve çevremizde yaşananlara bakıldığında Alevi toplumunun yeni katliam ve acılarla karşılaşmayacağının bir garantisi yoktur.

Alevi toplumu toplumsallığını koruyacak, kendisini katliam ve kırımlardan kurtaracak örgütlülüğe kavuşması elzemdir. Çorum katliamında yitirdiğimiz canlarımızın devriyeleri daim olsun diyor ve nemrudi zihniyetli devletin, katliamcı asimilasyoncu politikalarını lanetliyoruz. Katliamın 42. yılında katledilen canlarımızı saygıyla anıyoruz. Hakk aşkına, Hakk’a yürüyen canlar için özümüz dardadır.”

PİRHA / ANKARA

EN SON EKLENENLER