Ezilenlerin Bedreddin’i

Anadolu hak mücadelesi tarihinin önemli isimlerinden Şeyh Bedreddin ve yol arkadaşlarının hayatını konu alan hakikat filmi vizyona girdi. Filmin yapım aşamasından izleyiciyle buluştuğu süreç boyunca tamamen kolektif bir şekilde yol kat edilmesi de altının çizilmesi gereken başlıklardan biri. Filmde Şeyh Bedreddin’e hayat veren Suavi ve filmin yönetmeni Hakan Alak ile “Hakikat’in gerçekleşme aşamalarını ve filmin çekim sürecini konuştuk.

Anadolu’da hak mücadelesi tarihinde önemli yere sahip Şeyh Bedreddin gibi bir ismi canlandırmak nasıl bir duyguydu?
Anadolu’yu iyi inceleyen herkesin bir Şeyh Bedreddin’i vardır. Bu benim için de öyleydi. İnanç-cinsiyet-etnik kimlik vb. hiçbir ayrımcılığa yönelmeden, kitleleri hak, adalet, dayanışma ve paylaşma kavramları üzerinden ele alan ve mücadelesinin merkezine ezilenlerin sorumluluğunu yerleştiren Şeyh Bedreddin, günümüzün demokrasi ve özgürlük mücadelesinde güncelliğini ve yol göstericiliğini hiç yitirmemiş bir şahsiyet olarak var olmaya devam ediyor. Kendisine, saray ve güç cephesinden sunulanlara itibar etmeyen, otoriteye baş eğmeyen, döneminin en saygın, en itibarlı, en adaletli kişisi konumuna gelmiş ve halkların gözünde ‘dertlere derman’ olan dürüstlük örneği bir şahsiyeti canlandırmak benim için onurdu.

Bildiğimiz kadarıyla oyunculuk geçmişiniz yok. Özellikle pandemi koşullarında, böyle önemli bir rolü canlandırırken zorlandığınız anlar oldu mu?
Geçmişimde, sinemayla ilgili bazı deneyimler yaşamış olsam da, oyunculuktan gelmiyorum. Pandemi dönemi bir anlamda benim için avantajlı da oldu. O süreçte Almanya’daydım ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle çekimler aksamıştı ama ben İstanbul’dan bir oyuncu koçu ile online ve epeyce bir süre çalışma olanağı buldum. Kuşkusuz zorlandığım anlar oldu, fakat sonuç olarak bir yönetmen filmi çekiyorduk ve ben yönetmenin kafasındaki Şeyh Bedreddin olmak durumundaydım. Bu nedenle yönetmenin yeterli bulduğu sahneleri bir bir aşarak çalışmamızı tamamladık.

Bedreddin’in hikâyesine dair sizi etkileyen bir olay var mı?
O da binlerce devrimci gibi hak etmediği biçimde bedeller ödedi ve ‘ecelsiz’ bir ölüme mahkûm edilerek idam edildi.

Seyircilere Suavi’nin iletmek istediği mesaj var mı?
Bu film birden çok alanda ‘ilk’ olma özellikleri taşıyor. Örneğin; a-Büyük sermayelerden sponsorluk almadı. b-130 civarında kurum ve kişilerin ‘katılım ortaklığı’ yöntemiyle bütçesi oluşan ve imece yöntemiyle, dayanışmayla çekilmiş ilk kooperatif filmi. c-Bu film hiç kimsenin mülkiyetinde bir film olmadı.
Bu film dayanışma, kolektif kültür ve Türkiye’de ilk kez bu yöntemle çekilmiş ve ilklerle dolu bir film oldu. Biz ortaklaştık, sıra izleyicinin bu prestijli projeye sahip çıkmasına geldi. Haydi, gelin canlar bir olalım.

DÜŞLERİMİZİN KÖKLERİ

Hakikat filminin yönetmeni Hakan Alak da, “Benim için Bedreddin bir tarihi kişilikten çok bir hal, bir durumun tezahürü. Adaletsizlik, açlık, parça parça edilmiş toplumsal yapı sürdükçe Şeyh Bedreddin her zaman motivasyon olacaktır” diyor. Hakan Alak da sorularımızı yanıtladı.

Film sektöründe fazla karşılaşmadığımız, filmin adına ve hikâyesine uygun tarzla, imece bir şekilde filmi gösterime hazırladınız. Nasıldı bu süreç?
Bu yapımdaki arkadaşlarımızın fikri ve çalışması. Covid nedeniyle kaybettiğimiz Arjantinli Yönetmen Fernando Solanas’ın da öncülük ettiği bir tarz aslında bu. Denenmiş bir yöntem. Sanırım buralarda bir ilk. Filme 1000 ortak bulma hedefiyle başladılar. Sayıyı bilmiyorum ama filmi bitireceğimiz kadar destekçiyi filme kattılar.

Bu insanlar bağışçı değil, katılımları oranında filmin ortağı oldu. Bu filmi çekecek paraları olan insanlar değiliz. Yapımcılarımız da böyle insanlar değil. Elbette onlar da para koydular ama bu bir film yapma yoluydu ve zorlu da bir yoldu ama nihayetinde başardılar. Biz iyi bir yol açarsak, belki de bu bir film yapma biçimi olarak devam eder.

Bedreddin’e dair çok fazla bilgiye uzun süre ulaşılamadığı, hatta ilk çalışmaları Nâzım Hikmet’in yaptığı söyleniyor. Bu süreçte döneme dair istediğiniz kaynaklara ulaşabildiniz mi?
Aslında, yeni ve çok kapsamlı çalışmalar var artık. Filme hazırlanırken birçoğunu okuduk. Birçok başka bakış açısı içeren bu çalışmaların tümü çok değerli ama biz Nâzım’ın destanından yola çıkmak istiyorduk. Onun sanatsal değerine yaklaşabilen bir film yapmışsak ne mutlu bize.

Bugünün Türkiyesi’nde topluma yeniden Şeyh Bedreddin’in mücadelesini anlatmayı istemek hangi motivasyonun sonucu?
Benim için Bedreddin bir tarihi kişilikten çok bir hal, bir durumun tezahürü. Dünün, bugünün Türkiye’si ya da yarının hiç farketmez. O hal sürdükçe ki bu adaletsizlik, açlık, parça parça edilmiş bir toplumsal yapı… Bu hal var oldukça Şeyh Bedreddin her zaman motivasyon olacaktır. Bir de hep hayali kurulmuş bir harekettir Bedreddin hareketi. Bizim de düşlediğimiz hayatın kökleridir. Nâzım onu alıp bize öyle sundu ki, ayaklarımızı bastığımız sağlam bir zemine dönüştürdü. Hâlâ sahnelenen tiyatro oyunları var bu hareketin, isyanın. Yayınlanan yeni yeni çalışmalar var. Eksik olan bir filmdi. ‘Hakikat’ bu filmlerin ilki olsun istiyoruz, devamı gelsin.

Hakikat filminin sinema hayatınıza katkıları var mı?
Olmaz mı! Bu ölçekte büyük bir filmi yazdım, çektim ve kurgusunu yaptım. Yorucu ve çok öğreticiydi. Bugüne kadar yaptığım belgeseller, filmler, reklamlar daha küçük ekiplerle tamamladığımız çalışmalardı. Hakikat için büyük bir ekip kuruldu. Hep daha fazlasını hayal ederek çalıştık. Pandemi koşullarında çalışmak da zorlayıcı ve öğreticiydi. Bu filmden sonra tekrar minimal hikâyelere dönmek nasıl olacak, merak ediyorum.

Seyircilere söylemek istedikleriniz var mı?
Onlara iyi bir hikâye anlatmak için üç yılı aşkındır çabaladık. İyi bir film sunduğumuza inanıyorum. Filmi onlarla buluşturmak için de sabırsızız. Bekliyoruz hepsini.

Cihangir KÖROĞLU

EN SON EKLENENLER