Şen: Tunceli Cemevi, Diyanet’in şubesi gibi; Dersim’i köklerinden koparmaya çalışıyor

Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Tunceli Cemevi ziyaretine tepki göstererek, “Dersim Cemevi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dersim, Tunceli şubesi gibi çalışarak, valilik, üniversite, Diyanet, birçok tarikat ve cemaatle işbirliği yaparak, Dersim’i kendi köklerinden koparmaya çalışıyor. Sert bir şekilde üstümüze geliyorlar ama Dersimler de bu konuda buna karşı dirençli olacaklar” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bir dizi ziyaret için 10 Haziran Cuma günü Dersim’e gitti. Munzur Üniversitesi yerleşkesinde yapımı tamamlanan Hz. Ali Camii’nin açılışını gerçekleştiren Erbaş, daha sonra Hacı Bektaş Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Tunceli Cemevi’ni ziyaret etti.

Erbaş’ın ziyaretine dönük tepkiler sürerken, Dersim Dernekleri Federasyonu’na bağlı Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen de konuya ilişkin PİRHA‘ya açıklamalarda bulundu.

“TUNCELİ CEMEVİ, DERSİM’İ KENDİ KÖKÜNDEN KOPARMAYA ÇALIŞIYOR”

“Herkes Diyanet İşleri Başkanı’nın geçen hafta Dersim’e yaptığı ziyareti konuşuyor” diyen Şen, Ali Erbaş’ın Dersim’e dört yıl önce de gittiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

“Erbaş daha önce Dersim’e gelmişti ve Dersim Cemevi’nde yaptığı toplantıda söylediği bir söz vardır. Dersim Aleviliğinin dönüştürülmesi, farklılaştırılması gerektiğini söylemişti. Aslında o günden bugünlerin işaretini vermişlerdi. Asimilasyon politikalarına karşı o gün bir mücadele başlatılmıştı. Fakat çok fazla sesimizi duyuramamıştık. Erbaş’ın dört yıl önceki ziyaretinden sonra Munzur Üniversitesi adeta tarikatların ve cemaatlerin merkezi haline geldi. Rektör eliyle Dersim’de hiç tabanı, hiçbir örgütlenmesi olmayan sadece oradaki memurlar tarafından açılan vakıflar ve cemaatlerin evleri oluşmaya başladı. Bu da yapılmak istenen bu asimilasyon politikalarıydı.

Esasında daha sonrasında Munzur Gözeleri’nin peyzaj düzenlemesi, Halvori Gözeleri’nin turizme açılma çabaları. Ayrıca Fırat Kalkınma Ajansı’yla birçok ziyaretlerde Düzgün Baba’da, Sarı Saltık’ta, birçok yerde yapılmak istenen dönüşüm, Dersim’in tarihsel köklerinden, inancından koparılma harekatıydı. Ali Erbaş’ın son ziyareti de bunu gün yüzüne çıkarttı. Aslında devletin resmi eliyle ve tek tipleşme sürecinin devamı olarak görüyoruz. Dersimlilerin büyük çoğunluğu bu asimilasyon politikalarına karşılar ve her gün seslerini yükseltmektedirler. Ancak Dersim Cemevi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dersim, Tunceli şubesi gibi çalışarak valilik, üniversite, Diyanet, birçok tarikat ve cemaatle işbirliği yaparak Dersim’i kendi köklerinden koparmaya çalışıyor.”

“DERSİM’İ HENÜZ TEK TİPLEŞTİREMEDİKLERİNİN FARKINDALAR”

Dersimlilerin asimilasyon girişimlerine karşı direnç gösterdiğini kaydeden Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu konuda bütün Dersimlilere sorumluluklar düşüyor. Şöyle ki, bundan 25 yıl önce Fettullah Gülen cemaat örgütlenmesi yapmak istemişti. O dönem de benzer yöntemlerle gelmişlerdi. Yani 500 tane kurban göndererek kurban bayramında kesilmesini istemişlerdi. Dersimliler bunu reddettiler. Dersimliler bugün de aslında kendilerine dayatılan bu asimilasyon tektipleştirme, sünnileştirme, şiileştirme projelerine karşı bir direnç gösterecektir. Kendi köklerine sarılacaklardır. Kimsenin bundan bir kuşkusu olmasın. Burada bu asimilasyona karşı direnç gösterenleri terörist ilan edilmesi, başka yaftalamalara alınması Dersim halkının da yüreğinde derin yaralar bırakmıştır. Çıksınlar Dersim merkeze sorsunlar bakalım kaç tanesi bu politikalara “evet” diyecek. Kesinlikle hiçbir ilinde hiçbir ilçesinde, hiçbir köyünde bu asimilasyon politikalarına “evet” diyecek hiç kimse yok. Onun için eş zamanlı saldırıyorlar. Esasında bu köylerin bombalanması, yasaklanması, maden şirketlerinin önünün açılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın buraya gelmesi; kendi dillerinde ve inançlarında deyiş söyleyen birçok Dersimli sanatçının konserlerinin yasaklanması, Dersim Dernekleri Federasyonu’nun 32 yıldır İstanbul’da ve Anadolu’nun farklı illerinde yaptığı pikniklerin yasaklanması politikalarını bir bütün olarak görüyoruz. Yani henüz Dersim’i ehlîleştiremediklerini, tek tipleştiremediklerinin farkındalar. Sert bir şekilde üstümüze geliyorlar ama Dersimler de bu konuda buna karşı dirençli olacaklar. Direnç merkezi olacaklardır. Bu direnç merkezi de buradan çıkıp ülkemizin diğer bölgelerine yayılacaktır diye düşünüyorum.”

Barış KOP / İSTANBUL

EN SON EKLENENLER