2022’nin ardından Avrupa

Avrupa’da neoliberal politikaların, yaşamın her alanının militaristleştirilmesinin, ırkçı-faşist yaklaşımların kökleşmesinin, emperyalist yayılmacılığın ve demokratik ve sosyal haklara yönelik saldırıların ivme kazandığı bir yılı daha geride bırakıyoruz

Murat Çakır

Başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’da neoliberal politikaların, yaşamın her alanının militaristleştirilmesinin, ırkçı-faşist yaklaşımların kökleşmesinin, emperyalist yayılmacılığın ve demokratik ve sosyal haklara yönelik saldırıların ivme kazandığı bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2022 aynı zamanda Avrupa’daki reformist toplumsal ve siyasi solun toplumsal direniş potansiyellerini güçlendirerek egemenleri baskı altına almak yerine meydanı milliyetçi, ırkçı ve faşist hareketlere bıraktığı ve NATO soluna dönüştü bir yıl olarak tarihe geçti.

2022’ye telgraf stilinde bakacak olursak, daha yıl ilk günlerinde, Ocak ayında emperyalist eskalasyon sarmalının nasıl hız kazanacağının belli olduğunu görebiliriz. AB içinde belirleyici güç olan Almanya’da Transatlantikçi şahinler kazandıkları mevzilerden bir tarafta Nord Stream 2 boru hattı tartışmaları, diğer tarafta da Rusya düşmanı söylemlerle Ukrayna ihtilafını körüklemeye devam ettiler.

Nitekim şubat ayında Rusya’nın gerginliğin bilinçli olarak artırılmasına, Ukrayna’daki faşist rejimin AB ve NATO’ya üye yapılması girişimlerine, NATO medyasına dönüşen yaygın Avrupa medyasının savaş kışkırtıcı propagandalarına ve NATO tarafından kuşatılma stratejisine, aynı Batılı emperyalist güçler gibi BM Şartını ve uluslararası hukuku çiğneyerek Ukrayna’ya saldırarak yanıt verdiğine tanık olduk.

İhtilafın sıcak savaşa dönüşmesi ise harekatın başlamasının ardından gelen aylardaki siyasi gelişmeleri belirledi. Mart ayında Scholz hükümeti Almanya’nın 1949 sonrası tarihinin en büyük silahlanma projesini başlatırken, AB Askeri Hareketlilik Fonu’nun çerçevesi genişletilerek, diğer AB üyesi ülkelerin silahlanma giderleri artırıldı ve 25 Mart’ta “Stratejik Pusula” ile militaristleştirme hız kazandı. Ancak pandemi sürecinin ardından başlayan sıcak savaş ve Batı’nın Rusya’ya karşı başlattığı iktisat savaşı enerji fiyatlarının ve enflasyon oranlarının artmasına neden olarak toplumsal huzursuzluğun derinleşmesine yol açtı. Egemenler bu huzursuzluğa antikomünizm silahı ile yanıt verdiler.

Mayıs ve haziran aylarında bir tarafta ABD ve AB stratejilerinin çelişkileri, diğer tarafta da AB üyeleri arasındaki çıkar çatışmaları daha görünür oldu. Her ne kadar Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine evet demesi ve Danimarka’nın AB Savunma Stratejileri’ne dahil olmak istemesi belirli bir birliktelik resmi sergilese de Baltık ülkeleri ile Polonya gibi ABD yanlısı AB üyelerinin Alman-Fransız öncülüğüne itirazları çelişkileri sertleştirdi. Buna rağmen yayılmacılık, neoliberal dönüşüm, sosyal haklara saldırılar, burjuva demokrasilerinin içinin boşaltılması, dış politikanın saldırganlaştırılması, yoksul coğrafyalara yönelik yaptırım ve baskının artırılması, Rusya ve ÇHC düşmanlığı AB’nin karakteristik özellikleri hâline getirildi.

2022 yazında emperyalist güçler arasındaki hegemonya mücadelesi hız kazandı. G7 Zirvesi’ne Arjantin, Endonezya, Güney Afrika Hindistan ve Senegal’i davet ederek, politikalarına eklemlemeye çalışan Batı başarılı olamadı. Madrid’de gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde kabul edilen yeni “Stratejik Konseptle” Rusya’nın yanı sıra ÇHC’nin en büyük rakip olarak ilân edilmesi, bununla birlikte Ukrayna savaşının Avrupa’da resesyon ve enerji krizi olarak etkide bulunması, Avrupacı ve Transatlantikçi sermaye fraksiyonları arasındaki çelişkileri derinleştirdi. ABD Avrupalı müttefikleri üzerindeki baskısını artırarak bilhassa Almanya’yı sıkıştırmaya devam etti.

Eylül ayında Prag’da gerçekleştirilen AB Zirvesi’nde Alman emperyalizminin öncülük talebini yinelemesi ve AB’nin 36 üyeye genişletilmesini savunması, küçük AB üyelerinin, özellikle Doğu Avrupa’daki AB üyesi ülkelerin tepkisine neden oldu. Özellikle Alman şansölyesi Scholz’un Rusya ve ÇHC konusunda ikircikli yaklaşımları Avrupacı fraksiyonların siyasi temsilcilerinin Transatlantikçi fraksiyonlara karşı konumlandıklarını gösterdi. Avrupa toplumlarında enerji fiyatlarına ve yaşam ve çalışma koşullarının zorlaşmasına karşı oluşan tepkilerin yanı sıra, BRICS-Plus toplantıları ve Şanghay İş Birliği Örgütü’nün karşı adımları ABD-AB çelişkilerini derinleştirdi.

AB, BRICS ve ŞİÖ’nün girişimlerine ekim ayında gerçekleştirilen bir enformel AB Zirvesi ile yanıt vermek istediler. Ancak bu enformel zirve “sohbet toplantılarından” ileri gidemedi ve nihâyetinde Almanya ile Fransa’nın zaafı olarak görüldü. Avrupacı-Transatlantikçi gerilimler derinleşti. Avrupa’da ırkçı-faşist hareketlerin güç kazanması ise reformist solun sefaletini kanıtladı.

Yılın son aylarında ise ABD ile AB arasında ÇHC’ne yönelik yaklaşımlardaki çelişkilerin derinleştiğine tanık olduk. Son G7 Zirvesi’nde ise Alman hükümetindeki çatlaklar ortaya çıktı. Ancak özellikle Almanya’nın dayatmasıyla AB ülkeleri Avrupa’daki Kurdistanlılar üzerindeki baskılarını artırdılar ve kimyasallar, bombardımanlar ve işgal hareketleriyle Kurdistan üzerinde tehdit oluşturan AKP-Saray Rejimine desteklerini artırdılar. Nihâyetinde 2022 de bir önceki yıl olduğu gibi, emperyalist saldırganlığın vahşetine sahne oldu. Buna rağmen, İran’daki kadın direnişinde olduğu gibi, ezilen ve sömürülen sınıflar direnmeye devam etti ve direniş umutlarını yeşerttiler.

NATO genişlemesi

28 Haziran’da NATO, İspanya başkenti Madrid’de 3 günlük toplantı yaptı. NATO genişlemesi ele alındı. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği için Türkiye’nin veto kartını kullanmaması istendi. Erdoğan ve Çavuşoğlu, Kürtlere karşı pazarlıklar yaptı. Kuzey ve Doğu Suriye’ye operasyona izin verilmesini istedi,

1 Temmuz’da Tunus Başkanı Kays Said, içeriği Cumhurbaşkanına daha geniş yetkiler sunan yeni bir anayasa tasarısı sundu.

7 Temmuz’da İngiltere Başbakanı Boris Johnson, bir dizi skandaldan sonra istifa etti ve ona bağlı grup da istifa etti.

9 Temmuz’da Sri Lanka Başkanı Gotabaya Rajapaksa, halkın ayaklanması bastırılamayınca başkent Colombo’dan kaçtı.

22 Temmuz’da Moskova ve Kiev Karadeniz’de durdurulan Ukrayna’nın gıda, buğdayı ile ilgili Türkiye ile iki ayrı anlaşma imzaladı. Ukrayna önemli tahıl ihracastçısıydı. Tahıl Koridoru açılana kadar dünya genelinde tahıl ve ekmek fiyatları tırmandı.

Jin Jiyan Azadî

q 16 Eylül’de Kürt kadını Jîna Emînî, başörtüsünü istenen şekilde bağlamadığı gerekçesiyle İran Ahlak Polisi tarafından Tahran’da gözaltında katledildi. Rojhilatê Kurdistan’da 17 Eylül’de başlayan ayaklanma Tahran’a ve 31 eyalete yayıldı. “Jin Jiyan Azadî” sloganıyla yayılan isyan dünya genelinde yankı buldu. Birçok ülkede kadınlar saçlarını kesme eylemleri yaptı, yürüyüşler oldu. Bu 1979 molla rejimi sonrası en uzun süreli ve en yaygın protesto dalgasıydı.

23 Eylül’de Rusya, Donetsk, Luhansk, Kherson ve Zaporizhia’yı Rusya’ya bağlamak için referandum gerçekleştirdi. Ardından 30 Eylül’de Ukrayna’nın dört bölgesini Rusya’ya bağladığını ilan etti.

3 Ekim’de Trablus’taki Abdulhamid Dibeybe hükümeti petrol ve doğal gaz araması konusunda Türkiye ile anlaşma yaptı. Tobruk hükümeti, Mısır ve Yunanistan tepki gösterdi.

11 Ekim’de Lübnan ve İsrail arasında uzun yıllar sonra uzlaşma sağlandı ve deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda anlaşmaya varıldı.

13 Ekim’de siyasi kriz sarmalındkai Irak’ta parlemantos Abdulletif Raşid’i cumhurbaşkanı seçti. Raşid, de Muhamed Şiya el-Sûdanî’yi başbakan olarak görevlendirdi.

30 Ekim’de Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun’un görev süresi doldu. Koltuk anlaşmazlıklar üzerine yıl içinde doldurulamadı, Lübnan krizi derinleşti.

Netanyahu, ırkçı Otzma Yehudit (Yahudi Gücü), Noam Partisi ile hükümet kurup 29 Aralık 2022’de Meclis’ten güvenoyu aldı. Benyamin Netanyahu 6. kez başbakan oldu.

5 Aralık’ta Sudan ordusu ve muhalefet güçleri sivil bir hükümetin kurulması için anlaşma imzaladı.

7 -19 Aralık 2022’de Peru’da bir buçuk yıl önce sol blokun adayı olarak seçilen Cumhurbaşkanı Pedro Castillo’la Kongre restleşti. 7 Aralık 2022 günü Kongre, Pedro Castillo’yu görevden aldı. Pedro Castillo’nun bırakılması ve yerine geçen Dina Boluarte’nin istifası için gösteriler oldu. Onlarca kişi polis tarafından öldürüldü.

Irak’ta Meclis işgali

27 Temmuz’da Sadr taraftarları, Muhamed Şiya el-Sûdanî’nin hükümet başkanı adaylığına karşı Irak parlamentosunu işgal etti, protestolar Ağustos ayında da sürdü.

Zevahiri’nin öldürülmesi

1 Ağustos’ta ABD Başkanı Joe Biden, 31 Temmuz’da düzenlenen bir ABD operasyonunda El Kaide Lideri Eymen El Zewahrî’nin öldürüldüğünü duyurdu.

2 Ağustos’ta ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Çin’in uyarılarına yanıt olarak Tayvan’a geçti. Çin onlarca uçak ve gemi sevketti bölgeye, 8 Ağustos’ta en büyük deniz ve kara tatbikatlarını gerçekleştirdi.

17 Ağustos’ta İsrail, Türkiye ile diplomatik ilişkilerin yeniden başladığını duyurdu. 27 Aralık 2022’de İsrail’in Ankara Büyükelçisi Irit Lillian’ın AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a güven mektubunu sundu. Böylece “One Minute” krizi sonrası büyükelçi yeniden göreve başlamış oldu.

Tigray’de olanlardan AKP-MHP de sorumlu

24 Ağustos’ta Etiyopya’da 5 aylık ateşkesin ardından Tigray Kurtuluş Cephesi ile hükümet güçleri arasında savaş başladı. AKP-MHP yönetimi Etiyopya’ya silahlı insansız hava aracı (SİHA) satarak sivillerin ve Tigray savaşçılarının öldürülmesinde sorumlu ülkeler arasında yer aldı. Nisan 2022’de rapor hazırlayan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü, Etiyopya güvenlik güçleri ve milislerin, Tigray bölgesinde “etnik temizlik” ve “insanlığa karşı suç” kapsamına girebilecek ihlallerde bulunduğunu belirtti.

8 Eylül’de Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth öldü. Yerine oğlu III. Charles (Charles Philip Arthur George) olarak tahta geçti.

Yunanistan’a tehdit

11 Aralık’ta AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun’da Gençlik Buluşması’nda yaptığı konuşmada silah sanayi ile övünüp Yunanistan’ı tehdit etti: “Şimdi artık füzelerimizi yapmaya başladık. Bu üretim tabii Yunan’ı ürkütüyor. ‘Tayfun’ diyorsun, Yunan ürküyor, ‘Atina’yı vurur’ diyor. Eee vuracak tabii.”

14 Aralık’ta Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, ülkesinin Akdeniz’deki deniz sınırını tanımlayan yeni bir kararname imzaladı. Türkiye’nin Trablus’la imzaladığı bölgeye de denk geliyordu.

18 Aralık: Kerkük’te 18 Aralık’ta IŞİD tarafından patlayıcıyla yapılan saldırıda 8 polis öldü. IŞİD’lilerle çatışmada bir IŞİD’li de öldü.

Taliban yasakları

20 Aralık 2022’de Afganistan’ın yönetimindeki Taliban, kadınların üniversiteye girişini yasakladı.

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasında bulunan ve gıda vb geçişi için önemli olan Laçin Koridoru’nu kapalı tutması BMGK’de görüşüldü.

21 Aralık: Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine saldırıla BMGK toplantısında gündem oldu.

26-27 Aralık’ta St. Petersburg’da Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üye ülkeleri devlet başkanları gayriresmi zirvede buluştu. Rusya Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile 26 Aralık’ta üçlü görüşme gerçekleştirdi.

28 Aralık 2022: Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Federasyonu ve Suriye istihbarat başkanlarıyla Moskova’da bir araya geldi. Hedef yine Kürtlere operasyondu.

#2022nin #ardından #Avrupa

EN SON EKLENENLER