Dersim 38 tanığı Hıdır Güneş: Keyfi insan öldürüyorlardı, o kötü günler geri gelmesin-VİDEO

PİRHA-Dersim Katliamı’nın üzerinden tam 85 yıl geçti. 91 yaşındaki Dersim Katliamı tanığı Hıdır Güneş, “Bizim köyde 12 kişiyi aramızdan seçip götürüp öldürdüler. O zamanı düşündüğümde tiksiniyorum, biz bunları hak etmedik. Bir daha o kötü günler geri gelmesin” dedi.

4 Mayıs Dersim 1937-1938 Tertelesi’nin üzerinden tam 85 yıl geçti. Dersim’in önde gelenlerinden Seyid Rıza, Wusênê Seydi, Aliye Mirzê Sili, Hesen Ağa, Findik Ağa, Resik Uşen ve Hesenê Ivraimê, Ankara’dan özel görevle gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil’in denetiminde yapılan mahkeme neticesinde Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edildi.

Dersim Tertelesi sıradan bir katliam değildi. Resmi rakamlara göre 16 bin, resmi olmayan rakamlara göre 72 bin kişi katledilmiş, binlerce insan sürgün edilmiş ve binlerce Dersimli çocuk, özellikle kız çocukları evlatlık verilerek ailelerinden koparılmıştı. Dersim’in kendine özgü yaşam tarzı, siyasi, sosyal ve kültürel kimliği ortadan kaldırılmak istenmişti. Dersimlilerden ve Türkiye toplumundan resmi olarak özür dilenmesi isteniyor.

4 Mayıs 1937 Dersim Katliamı süreci 25 Aralık 1935 tarihli Tunceli vilayetinin hakkındaki raporla başlamış ve son olarak 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla tedip ve tenkil içeren askeri operasyona dönüşmüştü.

1938 Dersim Katliamı’nda Ovacık’ın Kakper köyünde olan 91 yaşındaki Dersim Katliamı tanığı Hıdır Güneş, yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.

“ELİNE GEÇİRDİKLERİ İNSANLARI KATLETTİLER”

Köylerinden 12 kişiyi seçip götürüp öldürdüklerini söyleyen Güneş, “Eline geçirdikleri insanları katlettiler. Daha sonra köylülerin hepsini topladılar, iki tane ağır makineli silah kurdular bazı askerler ağlıyordu, daha sonra uçak geldi kâğıt attılar, ağlayan askerler sevindi ‘korkmayın sizi affettiler’ dedi. Aftan sonra Ovacık’ta Sırrı Yüzbaşı, Hozat’ta da Taci yüzbaşı vardı, bunlar keyfi insan öldürüyordu. Bu yüzden halk korkup dağlara kaçıyordu. Bu sefer de rapor yazıp ‘sürgüne gelmiyorlar, dağlara kaçıyorlar, isyan ediyorlar’ diyorlardı. Her şey operasyonu yapan subayın insafına kalıyordu. Yakaladıkları insanları öldürüyorlardı. Biz 3-4 ay ormanlarda kaldık. Kar yağmaya başladığında dağlardan inince yakaladılar, sürgüne götürdüler. Bizi sürgüne götürürlerken nenem beni vermek istemedi. Askerler 90 yaşındaki nenemi yolun altında gözümün önünde süngüyle öldürdüler. Bir asker beni de öldürmek istedi ama başka bir asker izin vermedi” dedi.

“BİZ BUNLARI HAK ETMEDİK”

İnsanların batı illerine sürgüne gönderildiğini ifade eden Güneş, şöyle devam etti:

“Biz Manisa’da 9 yıl kaldık, bize 25 dönüm arazi vermişlerdi ama öküz, at olmadığı için tarlayı ekemiyorduk. Biz de bir köyün sığırını almıştık, çobanlık yaparak geçinmeye çalışıyorduk. Nasıl Dersim’de subayın insafına kaldıysak sürgünde de ilin valisinin insafına kalmıştık. ‘Bunlar isyankâr, devlete karşı geliyor’ diyorlardı Dersim Türkiye için kanayan bir yara. ‘Dersim bir çıban, sökülüp atılmazsa ülkeye huzur gelmez’ diyorlardı, gerisini siz düşünün. O zamanı düşündüğümde tiksiniyorum, biz bunları hak etmedik. Bir daha o kötü günler geri gelmesin.”

PİRHA/DERSİM

EN SON EKLENENLER