Aleviler, zalim Erdoğan’la sofraya oturmamalı!

İMAM CANPOLAT

Alevi toplulukların Kerbela Vakası nedeniyle tuttukları 12 günlük matemin sonuna geliniyor. Basına yansıyan haberlere göre R. T. Erdoğan bazı “Alevi” simalarla “iftarda” buluşacakmış. Bunu da Muharrem’in ilk gününde Ankara’da Ra Haq Alevi Dergâh ve Cemevlerine yapılan saldırıya karşı “sahiplenme” adı altında yapacak. Bu bir özel savaş taktiğidir. Bu buluşma, Alevi topluluklarını aldatmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.

Erdoğan bu aşamada neden böyle bir buluşmaya gidiyor? Her Alevi canın bunun üzerinde düşünmesi gerekir.

Alevi kurumlarına yapılan saldırılar, Ankara valisinin açıkladığı “meczup, sıradan bir vatandaşın tepkisi, akli dengesi yerinde değil” söylemin doğru olmadığı aşikardır. Saldırganı korumaya ve aklamaya yönelik bir açıklama olduğu bellidir.

Devlet neden Alevi kurumlarına yöneliyor, Sivas ve Gazi’de olduğu gibi belli aralıklarla Alevileri katlediyor? Bu ve benzeri sorular üzerinde düşünmek gerekir.

Erdoğan ve Bahçeli, Nisan ayı ortasında Kürt Özgürlük Hareketine karşı başlattığı savaşta büyük darbe aldı. Bu darbe AKP ve MHP faşist rejimini bitirme konumuna getirdi. Ve faşist iktidara karşı başını HDP’nin çektiği “Demokrasi Cephesi” gelişmeye başladı.

Alevi kurumları da bu cephede yer almaya hazırlanıyorlar. Erdoğan, Alevi toplulukların demokrasi dinamiği ile birlikte hareket etmesinden korkmaktadır. Önce sopayı gösteriyor sonra havuç uzatıyor. Erdoğan’ın bazı “Alevilerle” buluşmasının bundan başka bir anlamı yoktur.

Muharrem’in ilk gününde Alevi Dergâh ve Cemevlerine yapılan saldırıların Erdoğan’ın ziyaretine zemin hazırladığı ya da Erdoğan’ın bunu lehine çevirmek istediği unutulmamalıdır.

Erdoğan, İslamiyet’i özünden uzaklaştıran Sünni gerici, çapulcu, rantçı, vurguncu, çeteci, özgürlük düşmanı akımın temsilcisi olduğu besbellidir.

Alevi kurum temsilcileri, Pirleri Erdoğan’la “sofraya” oturmadan önce, “20 senedir iktidardasın neden inancımızın üzerindeki yasağı kaldırmadın, Eşit Yurttaşlık talebimizi neden kabul etmiyorsun” diye sormaları gerekir.

Erdoğan demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten yana değil, Kerbela katliamı yapan Muaviye oğlu Yezit’in, Nesimi’nin derisini yüzerek katleden zihniyetin, Hallacı Mansur’u atlara bağlayarak parçalara ayıranların, Pir Sultan’ı asan Xızır Paşa’nın, Seyit Rıza ve yol arkadaşlarını Elâzığ Buğday Meydanında darağacında sallandıran soykırımcı faşist Kemalizm’in temsilcisidir. Yani Erdoğan, günümüzün Yezid’idir, Xızır Paşasıdır.

Bu aşamada tarihsel bir olayı hatırlamak elzem olmaktadır. Alevi toplulukları bu vakayı bilirler ama biz yine de bazı düşkünlerin içerisine düştükleri pratik nedeniyle hatırlatmak istiyoruz.

Pir Sultan Xızır Paşa’ya; “haram olan sofraya oturmam” der ve reddeder. Xızır Paşa ısrar edince, Pir Sultan, “benim köpeklerim bile bu sofradan yemezler” diyerek, Xızır Paşa’nın teklifini tekrar reddeder. Bu diyalog sonunda Xızır Paşa emir verir, zaptiyeleri gidip Banaz’dan köpekleri getirir, aç ve susuz olan köpekleri sofraya götürürler, köpekler de sofraya yanaşmazlar.

Tarihte olduğu gibi bugün de zalimlerin sofrasına oturmak, onlarla aynı lokmayı paylaşmak düşkünlük olduğu gibi, zalimleri sofraya davet etmek, onlarla lokma paylaşmakta aynıdır. Ra Haq Kızılbaş Alevi inancına ihanettir.

Alevi inancında, Müslümanların Ramazan Orucunda yaptığı toplu iftar açma ve savura kalkma yoktur. Kerbela’da Hz. Hüseyin ve onunla birlikte katledilenler için 12 gün matemde olurlar, oruç tutarlar, kimin oruçlu olduğu bile belli olmaz. Oruç tutanlar kendi evinde orucunu açarlar. Bunun adı “iftar açma” değildir.

Erdoğan’la “iftar sofrasında” buluşmayı planlayanlar bu hataya düşmemeli, düşkün olmamalı, Erdoğan’la buluşmaktan vazgeçmeliler. Pir Sultan ve diğer Alevi önderleri esas almalılar.

ögür politika

EN SON EKLENENLER