Tahta bavul

ÖNCÜ GÜNEY

İnsan neden sevdiği insanlardan, memleketinden, anılarından ve en çok da kendinden gitmek ister?  Üstelik gitmeler bu denli zorken.  Bir nebze diğerlerinden deli olduğumuz için mi yoksa maceraperest ruhumuza esir olduğumuz için mi? Sanmıyorum ki, hangi akıllı insan evini, yanan ocağını söndürüp bilinmez diyarlara taşısın. Ve öyle bir gidiş ki bu, bavula tek parça geçmiş atmıyorsun.

Bunun aslında ne akılla ne de delilikle alakası var. DOYUM… Yalnızlığa doyum yahut yaşanan kırgınlıklara doyum insana yeni yurt arattırırmış. Hadi kısa bir soru cevap yapalım dost meclisinde;

Hanginiz kendinizi sarıp sarmaladığınız akşamların sabahında yalnız uyanmadınız?

Hanginiz hırsından, kızgınlığından yüzüne bastırdığı yastığı neme boğmadı, haykırmadı?

Aldığınız hangi yeni karar ayrılığa doğmadı?

Bu dile gelen sessiz sorulardan birkaçı sadece. Çünkü insan kendine sağır, kendine kör. En çok kendine yalancı. Şimdilerde, sancı çeken kadın misali geçmişi doğurup geleceği kundaklıyorum.  Bu doğum mecburiyetten çünkü; insan herkese küser de en çok kendine küstüğünde müebbet yer. Herkesi affeder de kendine en ağır cezayı keser. Peki hayat düzeltiyorum, hayatım kendime haksızlık yapmak için bu denli uzun mu? Alelacele ve vedasız bu kaçış, geçen onca yılı çöpe atmak gibi olsa da kalan ömrüme selam vermek gibi bir yerde.

Göç eden bedenim olsaydı sadece yorgunluğumdan gem vururdum. Fakat göçe kalkışan ruhumun ağırlığı, bir tahta bavula sığar bir de satır aralarına şimdi. Korkuyorum elbette… Ama en çok korkunun hüzne attığı kördüğümü çözmekte zorlanıyorum. Çünkü gitmek ağırıma gidiyor. Herkesin aşık gezdiği bu sokaklarda bir bana yalnızlığın gömleği yakışmış.  Şen kahkahalara boğulan geceler, bir tek benim odamda dilsizmiş. Sazını sözünü bildiğim bu kentte istemeden yabancıymış yaftam, şimdi hiç tanımadığım yeni umutlarda gönüllü yabancı.

***

Birer mülteciydik batan bir geminin ambarında,

Acı ve zulüm bıraktık,

Ulaşamadığımız sınırlara.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri