Varsın Buğday Meydanı Bize Hakikatın Kıblesi olsun Piro.!

ŞENOL HANTEKİN

Saati zamanın Serdar’ını göstermişti tarih buğda meydanında

Ya zamanın sırına meydan okuyacaktı. Sey Rıza. Ya da zamanın kaderine boyun eğecekti.

Zamana meydan okumak Pir olmayı bilmekti. çünkü kadimZamanın Piri Xızır’dı. Keramette bulunmak olağan üstü mucize gerekirdi. Bu kerametin adı,, zamanın darında sırrı hakikate ermeyi bilmektir.!

Ve yürürken kendi kendine mırıldanmıştı. Nice zalimleri gördüm. Kerbela ’dan bu yana. Nice fermanlar yazıldı katlimize. Ama bir gidip bin geldik. Bir yanımız hakikat deryası bir yanımız ‘Puşt zulası’ O an yürürken yine kendi yüreğinden vicdanin sesini dinlemişti.

Buğday meydanında hakikat birdi. Ama yol bin birdi. Diyerek, Nice Hüseyin’ler boy verdi, yaşam yeniden yeşerdi göğerdi. Kadim’den bugüne, devri daimde, Nice Mansur’lar gezdi Alemde. Hepsi birer kitap birer kâinat herbiri bir Deryaydı.

Varsın canım Yola kurban demişti. çünkü, Yol serdar olana aşk olsun diyenlerin diyarı ve darıydı.  Yol darı bileni Pir bilmişti, Pir olmak dar bilmekti. Kainatın dilinde.

Ve şöyle buyurdu.

Arifi ilmin, herbiri kendince Bedreddin ve herbiri birer bilge.

Hakikat bilgisi nurdur deryamızda.

Ve kâinatı-ı insanı oku demişler.

Vardır her sırrın bir Piri.

Pir okur kâinatın dilini. Her biri varlık deryasında insan olmaya gelmişlerdi. ‘Hak insan da insan Hak’da deyip, hak ile hak oldular Kâinatın sırında. Ya zamanın sırrına varacaktı. Yada zamanı kader bilecekti. Zaman sırat köprüsünden geçenlerin sır köprüsü olmuştu. Zaman dar ağacı olup kıble olmuştu. Cümle cana.

Nahaklar darın sırrını bilemezlerdi. Her darın bir de Serdar’ı olacağını, her darın bir kerameti, her darın bir de piri olduğunu bilmezlerdi.

Ve Sey Rıza ‘varsın bugün Buğday Meydanı bize Kerbela olsun diyerek kutsal darda sır olmuştu.

Zamanın kıblesi saatinin sırında gizliydi. Zamanın ruhunu doğru okuyanlar hakikatı yolculuğunu başlatabilirlerdi. Zaman geçmişi geleceğe taşıyanlar ançak tarihe not düşürebilirlerdi. Zamanın kerametide insanda gizliydi. Zamanın ruhu kendisine şöyle buyurmuştu bir kez daha.!

Kendi darını kendisi kurmuştu. Bu darda Mansur’lar gibi Enel hak ’deyip Heq sırına varmıştı.

Bu dar Hakikatın ve ermişlerin diyarıydı. Hakikate ermek bedel, delil, keramet sahibi ve ikrar gerektirirdi. Ben benden öncekilerinin “ikrar bağıyım’ ve ‘Hüseyin’im, Mansur’um, Suhreverdi’yim, Pir Sultanım, Nesimiyim. Ben Sey Rızayım…!

Bir daha kadim kâinattan ses vermişti sesine. Buğday meydanında dara durmak, ibadete ermektir. Her ibadet darı Mansur’a yazılmış direniş desturu olmuştur. Varsın buğday meydanı, bize direniş olsun. Deyip Darın normu bize xızırdır.

Darın olduğu gün Xızır’ın olduğu gündür bize. Varsın hakkın olduğu gün bize meydan olsun. Bu meydan hakkın aynası oldu. Her cümle kâinat haktan niyaz olup gelmişti Buğday semahına.

Tüm kâinat Semah’a durmuştu Buğday darında.! Ve Alemin sesi buyurmuştu.

‘Oy bunlar Alevi köyleri

Kalkmış Pir dergâhın dan

Buğday dergahına gelmişler’

Oy bunlar talip köyleri

Kalkmışlar Kerbeladan-ikrar meydanına gelmişler

Varsın her Dergâh, her dağ bize kirve buyursun. Kerbela da.

Varsın Xerebreşk (Göbekli tepe) bize Ana Tanrıça olsun, biz ‘14 bin yıldır “Pervalikte gezeniz’ Biz 72 Pir’in telinde biriz. “Birimiz kırkımız, kırkımız” birlik meydanında bir-idik. Pirimiz Salman ile parsa çıkmıştık. Niyaz olduk hep birlikte. Buğday meydanında…!

Birbirimizin gönül deryasından içtik engür damlasının deminden demlendik, dem sürdük. Üzüm olup karıştık tüm kâinata. Her birimiz olduk Serdar’ın şehidi. Hakka yol yürüyenlerin kapısından cümle varlığa çare aradık. Tüm hakikat darından beslendik, şifa olduk aleme.!

Biz tüm kâinata kapı açtık. Her kapıda bin bir keramet. Çözene aşk olsun. Biz Hakikat kapısından cümle kâinataserçeşme olmaya geldik.!

Pirini bilen, kendini bilir, kendini bilen kâinatı bilir diyenlerden olduk. Bu dar nur olup pak diyenlerin olmuştur. Ben cümle varlığım ben insanım, ben tüm alemim. Ben 37-38, in kanıyım, canıyım, acısıyım, gözyaşlarıyım. Ben Dersimim, ben koçgiriyim, Zilanım, Mereşim,

Ben karnında süngüyle öldürülen çocuğum, ana kadının doğuş kapısıyım.

Zaman marifet meyvesinin kökünü gösterdi.

Ve saatine baktı. Bu kadim saatimi sizlere bırakıyorum. Sonikrar kelamı olmuştu. Ben zamanın, mekânın, alemin, Hakikatın, damlasında Derya olup delil olacağım torunlarıma…!

Siz siz olun yaşanan bu zulmü unutmayın. Unutmak her şeyden vazgeçmenin, dönmemin, adıydı. Siz siz olun haktan yana olun. Siz siz olun Nahaktan uzak durun. Siz siz olun zalimin zulmüne tükürün. Bunun için. Aslını inkâr eden haramzedir’demişler. Her darın bir serdarı, Her ser-darın da bir Piri vardır.!

‘Varsın Buğday meydanı bize Kerbela olsun’

Siz siz olun.37-38’i unutmayın. 37-38 Deliliniz, Kabe’niz. Olsun. ‘Ol ikrar verme, öl-ikrarından dönme’

Bu meydan ikrar verenlerin. İkrarın ’da duranların. İkrarından dönmeyenlerin, Darıdır. Bu dar Tüm cümle kâinatın darına verilen sözdür.

Bu Dar Mansur darıdır.

Bu dar Ana Fatma darıdır

Bu dar zorda darda kalanların Xızır darıdır.

Bu Dar dönülmemesi gerekenlerin insanlık darıdır…!

Varsın her meydan bize Kerbela olsun.

Varsın tüm alem bize Derya, bize damla, bize jiyar olsun. Varsın bize ana kadının kutsal ocaxları harde derwiş olsun. Her mekân bize serdar, her devriye bize Xızır, her kelam bize rehber, her mahsume pak salman olsun.!

Varsın tüm alem bize meydan, ikrar, semah, musahip, olsun. Varsın bize düzgü Baba, Munzur Baba, Qole cette, Xızır çeşmesi bize can olsun. Varsın bize saatinin yel kovanı zamanın kıblesi olsun. Varsın her diyar, her mekân, her erkan, her kom bize Pir olsun…!

Raya to raya ma wa!

Seni anlayana, seni bilene aşk olsun. Hakikatın rehberi. Sey Rıza. Varsın 37-38, Dersim harde derwiş bize RIZA ŞEHRİ OLSUN.PIRO.!

 

EN SON EKLENENLER