10 Ekim davasında polislerin mahkemede dinlenmesi istendi

10 Ekim Katliamı’nın 4. duruşması, müşteki ve sanık avukatlarının beyanlarının dinlenmesi ile devam etti. Müşteki Avukatı Özcan Karakoç, bu sabah kapıda üniformasız sakallı 3 kişinin kendilerine kimlik sorduğunu belirterek, baskı altında olduklarını söyledi. Sanık Suphi Alpfidan’ın Avukatı Akın Deniz ise, Alpfidan’ın daha önceki ifadelerinde söz ettiği polislerin mahkeme salonunda yüz yüze dinlenmesini talep etti.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın 4’üncü duruşması, ikinci gününde sabah saatlerinde yaşanan gerginliğin ardından devam etti. Sanık ve müştekilerin yoklaması ardından sanık avukatları ve müşteki avukatlarının yoklaması yapıldı. Duruşmaya, Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve CHP Milletvekili İlhan Cihaner de katıldı.

SANIKLARDAN ŞAHİN HAVA SALDIRISINDA ÖLDÜ

Sanıklardan Hakan Şahin’in İnterpol ile yapılan yazışmalar neticesinde Rakka’da hava saldırısı ile öldüğü için hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarılmamasına karar verildi.

‘KATLİAMIN 21. AYINI DOLDURDUK’

Duruşma, dün yarım kalan müşteki avukatlarının talep ve beyanlarına geçilerek davam etti. Müşteki Avukatı Özcan Karakoç beyanlarına, “Dün katliamın 21’inci ayını doldurduk. Biz acılarımızı gömmeye çalıştık. Her ölen bir kişi bu ülkenin geleceğiydi. Bir kısım çocuklar yetim kaldı biz 21 ay sabır ettik. Aileler adalete inandılar. Biz avukatlarda adalete inandık” dedi.

‘YAŞAMINI YİTİRENLERİN FOTOĞRAFLARI RAHATSIZ ETTİ’

Dünkü oturumda ailelerin yaşamını yitiren yakınlarının resimlerinin basılı olduğu tişörtlerle duruşmaya gelmesini hatırlatan Karakoç, “Dünden beri bize yapılan baskıyı anlayamadık. Ailelerin kaybettikleri yakınlarının resimlerinin basılı olduğu tişörtlerle duruşmaya gelmeleri emniyeti neden rahatsız etti” diye sordu. Alman Avukat Mathias Giesse’nin daha önceki 3 celseye geldiğini hatırlatan Karakoç, Giesse’nin dün adliyeye alınmamasına da tepki gösterdi.

‘SAKALLILAR AVUKATLARA KİMLİK SORUYOR’

Sabah avukatlarla polis arasında yaşanan gerginliğe atıfta bulunan Karakoç, sabah duruşma salonuna giremediklerin söyledi. Yaşananları “hukuksuzluk” olarak değerlendiren Karakoç, “Kapıda üniforması olmayan 3 tane sakallı kişi avukatları durdurup kimlik soruyor. ‘Başkanın talimatı var’ diyorlar. Böyle bir talimat olamaz” diyerek tepki gösterdi. Maddi gerçeğe ulaşmak istediklerin söyleyen Karakoç, yaşananları “provokasyon” olarak niteledi.

MÜŞTEKİ AVUKAT: BASKI ALTINDAYIZ

Baskı altında olduklarını vurgulayan Karakoç, “Bu dava fizana kadar da gitse biz bu işin peşini bırakmayız” dedi.

‘SURİYE VE TÜRKİYE’DE SİLAHLI FOTOĞRAFLARI VAR’

Sanıkların tutukluluk halinin devamına ilişkin beyanlarını aktaran Karakoç, dosyaya eklenen delil ve belgelerin kimilerini sözlü olarak duyurdu. Sanıkların Suriye ve Türkiye’de çekilmiş silahlı fotoğrafları olduğunu kaydeden Karakoç, sanıkların DAİŞ’in şirketlerinde sigortalı olduğunu ifade etti.

‘DOSYADAKİ X VE Y KORUNUYOR’

Dosyada “X” ve “Y” olarak adlandırılan kişilerin tespit edilemediğini ve bunların hayati önem taşıdığını söyleyen Karakoç, “Dosyada 30’a yakın ‘X’ ve ‘Y’ var. Burada oturan sanıklara ‘bu ‘X’ ve ‘Y’ler kim?’ diye sorduk ancak cevap vermediler. Bu durum bu sanıkların hala DAİŞ militanlarını koruduğunu ve örgütsel hiyerarşi içinde davrandıklarının göstergesidir” ifadelerini kullandı.

KATLİAM ZİNCİRİ

Benzer katliam dosyalarını istemelerinin gerekçelerini anlatan Karakoç, şöyle dedi: “7 Haziran öncesi HDP’nin Mersin ve Adana binalarına bomba gönderildi. O dosyalar titizlikle incelenseydi 5 Haziran Diyarbakır katliamı olmazdı, 5 Haziran dosyası titizlikle incelenseydi 20 Temmuz Suruç katliamı olmazdı, 20 Temmuz incelenseydi 10 Ekim Ankara Katliamı olmazdı, 10 Ekim incelenseydi 1 Mayıs Antep saldırısı olmazdı.”

‘EĞİTİM GÖRDÜKLERİ VE EĞİTİM VERDİKLERİ İSPAT EDİLDİ’

Karakoç, ayrıca başka DAİŞ dosyalarında bulunan ifadeler ile 10 Ekim davasındaki ifadelerin sanıkların daha önce Suriye’de eğitim gördüğü, eğitim verdiği hatta orada savaşırken yaralandıklarını ispat ettiğini söyledi.

‘DAİŞ TUTUMU SERGİLENİYOR’

Tanıkların yemini esnasında sanıkların ayağa kalkmadığına dikkat çeken Karakoç, “Bu davranış Anayasal düzeni kabul etmediklerinin ve DAİŞ üyeliğinin ispatıdır” diye belirtti. Karakoç, sanıkların savunmalarını DAİŞ’in broşürlerinde bulunan savunma stratejisine göre yaptıklarını belirtti.

SANIK AVUKATI: POLİS MEMURLARI DİNLENSİN

Daha sonra sanık avukatlarının beyanlarına geçildi. Sanık Suphi Alpfidan’ın Avukatı Akın Deniz, Alpfidan’ın daha önceki ifadelerinde bahsettiği polislerin mahkeme salonunda yüz yüze dinlenmesini talep etti.

TERTİP KOMİTESİNİ SUÇLADILAR

Sanık Hatice Akaltın’ın Avukatı Oğuz Akman da, daha önce duruşmada tanık olarak dinlenen “10 Ekim Barış ve Demokrasi Mitingi”nin tertip komitesinde yer alan Hasan Toprak, Dersim Gül ve İlhan Yiğit hakkında talepte bulundu. Avukat Akman, “Tanıklar Hasan Toprak, Dersim Gül ve İlhan Yiğit’e Ankara Valiliği mitingin saatinin değiştiğini söylemiştir. Ancak bu kişiler patlama anında orada değiller. Bu yüzden bu kişiler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın suç duyurusunda bulunmasını talep ediyoruz” diye konuştu. Bu talep aileler tarafından tepki ile karşılandı.

Diğer sanık avukatları da müvekkilleri için tahliye talebinde bulundu.

Mahkemeye, sanık beyanları ile devam etmek üzere ara verildi.

EN SON EKLENENLER