12 Eylül’de tek tip elbiseye direnen Esentürk: Darbecilerden kalan bir beladır

12 Eylül darbe sürecinde “tek tip elbise” dayatmasına direnenlerden 78’liler Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, “Tek tip elbise dayatılması bize işkenceci ve darbecilerden kalan bir beladır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın darbecilerle birlikte siyasi tutuklu ve hükümlüleri de kapsayan “tek tip elbise” uygulaması tansiyonu yükseltti. Erdoğan’ın bir dönem AKP tarafından da eleştirilen “Guantanamo”yu referans alarak gündeme getirdiği, tek tip elbise bir Nazi Almanyası uygulaması olarak biliniyor. Daha sonra Türkiye’de 12 Eylül Darbesi sonrasında uygulanan ve siyasi tutukluların ağır bedeller ödeyerek reddettiği tek tip elbiseye ilişkin tartışmalar sürüyor.

12 Eylül askeri darbe sürecinde gündeme gelen “cezaevlerinde tek tip elbise” dayatmasına tanık olan 78’liler Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, “cezaevlerinde tek tip elbise” giydirilmesinin çıkış noktasını anlattı.

‘TUTUKLULARA BİLİNMEYEN İLAÇLAR VERİLİYORDU’

12 Eylül sürecinde 3 yıl Mamak Cezaevi’nde olmak üzere toplam 4 yıl cezaevinde kalan ve işkenceye maruz kalan Esentürk, o dönemde, darbecilerin “Bu solcularla nasıl baş edebiliriz” diyerek doktorlardan araştırma yapması talebinde bulunduğunu, bu araştırmanın ise Turhan İtil ve Ayhan Sondurak adlı doktorlar tarafından yapıldığını belirtti. Esentürk, doktorların cezaevlerinde bulunan tutuklulara bilinmeyen ilaçlar verdiğini, tutukluları kobay olarak kullandığını ve bu uygulamalar sonucu doktorların rapor hazırladığını aktardı.

NATO’YA GÖNDERİLEN RAPOR!

Esentürk, raporun doktorlar tarafından NATO ve darbecilere sunulduğunu belirterek, söz konusu raporda şu ifadelerin yer aldığını söyledi: “Bu solcuların hepsi genetik olarak suçludur. Suç işleme eylemi genlerine kadar işlemiştir. Nerede bir solcu varsa potansiyel teröristtir. Bu solcuları 40 yaşına kadar içeride tutacaksın, 40 yaşından sonra suç işleme eğilimleri azalmaktadır. Bu solcuları bir arada tutmayacaksın. Başka teröristlerle bir arada tutacaksın ya da tek başına hücrelere koyacaksın. Bu solcular en zor anlarda bile içgüdüleriyle hareket ediyorlar. İstedikleri gibi yaşamalarına ve giyinmelerini engelleyeceksin. Sağcı ve solcu tutukluların aynı koğuşta kalmaları olumlu sonuç veriyor. Hapishanelerde disiplinli bir eğitim verilmeli.”

‘RAPORDAN SONRA TEK TİP ELBİSE DAYATILDI’

Raporun ardından yönetimin işe koyulduğunu aktaran Esentürk, “Rapordan sonra cezaevlerinde hemen karıştır-barıştır işlemi başladı. Sağcıları ve solcuları aynı koğuşlara koydular, hemen arkasından E Tipi cezaevleri açılmaya başladı. Daha sora hücre cezaevlerine dönük birçok cezaevi açıldı. Bunun arkasından tek tip elbise dayatıldı. Tek tip elbise dayatılınca direnişte başladı. Tek tip elbiseyi giymemek için gerekirse donla mahkemeye giden arkadaşlarımız oldu. Özellikle tek tip elbiseye karşı Metris’te çok ciddi bir direniş olmuştur. Mamak’ta da 42 günlük açlık grevi yapıldı” diye konuştu.

12 EYLÜL’DE MAVİ PANTOLON VE CEKET

12 Eylül sürecinde sürgüne gönderildiği Malatya Cezaevi’nde tek tip elbise dayatılmasına tanık olan Esentürk, o dönemde dayatılan modelin mavi pantolon ve ceket olduğunu aktardı. Esenyurt, o dönem koğuşa girebilmenin şartının tek tip elbise giymek olduğunu belirterek, bunu kabul etmedikleri için uzun süre hücrede kaldığını aktardı. Esentürk, “Oradaki yaşam biçimin, giyim biçimin insani gelmiyor. Biz tek tip elbiseye, bizi bir kalıba sokmak kabul edilebilir bir şey gelmediği için karşı çıkıyorduk” şeklinde konuştu.

‘DEVRİMCİLER BUNU KABUL ETMEZ’

Tek tip elbise dayatılmasını, işkenceciler ve darbecilerden kalan bir “bela” olarak değerlendiren Esentürk, konunun yeniden sadece muhalif ve devrimcilere karşı gündeme getirildiğini söyledi. Konuşmasının devamında Esentürk, şunları söyledi: “Tek tip elbiseye karşı devrimciler direnmiştir. Başka hiç kimse direnmemiştir. Şimdi olduğu gibi. Şimdi cezaevlerinde tek tip elbise giydirmeye çalışıyorlar. Devrimciler buna karşı çıkacaktır. Çünkü bizim geleneğimizde var. Faşistlerin ve FETÖ’cülerin karşı çıkacağını sanmıyorum. Tayyip’in ve bu jargondan gelen herkesin bu uygulamayla amaçladıkları itaatkar bir beden oluşturmaya çalışıyor olmalarıdır.”

‘NE HİTLERİN NE DE MUSSOLİNİ’NİN AKLINA GELİR’

Hükümetin, 15 Temmuz üzerinden mağduriyet üreterek, anti-demokratik uygulamalarla ömrünü uzatmaya çalıştığının altını çizen Esentürk, Türkiye’nin 12 Eylül dönemine doğru gittiğini belirtti. Yaşanan süreci diktatörlük olarak nitelendiren Esentürk, “Darbe süreci yaşıyoruz şu anda. O kadar çok anti-demokratik uygulama var ki, ne Hitlerin ne de Mussolini’nin aklına gelmeyen şeyler bu adamın (Recep Tayyip Erdoğan) aklına geliyor” dedi.

Diren Yurtsever – dihaber

EN SON EKLENENLER