150 yıllık taş evi de yıkacaklar

Sur’da “Kentsel Dönüşüm” adı altında süren yıkım kapsamında Dolat ailesine ait, 150 yıllık tarihi taş ev de yıkılacak. Aile, her köşesinde anılarının yüklü olduğu evin yıkımına karşı çıkıyor.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde 2009’da “Kentsel Dönüşüm” süreciyle başlatılan proje kapsamında yıkım devam ediyor. Daha önce boşaltılan evlerle birlikte birçok sokağın elektrik ve suları hala kesik. Buna rağmen evlerini terk etmeyen yurttaşlardan Güler Dolat, “Devlet 150 yıllık tarihi evimi yıkmak istiyor” diye tepki gösterdi. 52 yaşındaki Dolat, Diyarbakır’ın Kazıktepe (Qazox) köyünün 1992 yılında devlet tarafından yakılması üzerine göç etmek zorunda kalmış. Tarihi ve kültürel dokunun hiçbir şekilde gözetilmeden iş makinalarıyla yıkıldığı mahallede yaşayan Dolat, “Devlet beni köyümden zorla çıkardı. Hiçbir şey almama bile izin vermedi. Şimdi aynı şeyi tekrar yapmak istiyor. İkinci defa evimi gözümün önünde yıkmalarını izlemeyeceğim” diye tepki gösterdi.

‘SUR’DAYKEN KENDİMİ KÖYÜMDE HİSSEDİYORUM’

25 yıl sonra tekrar bir göçe mecbur kaldığını anlatan Dolat, “Şehre ilk ayak bastığımda çok tedirgindim ne yapacağımı, nasıl ayakta kalacağımı düşünüyordum. Sur benim köyüme çok benziyordu. İnsanlarla iç içe, bir dayanışma içerisindeydi. O yüzden buradaki yaşama kısa sürede alıştım. Sur halkının acılı insanlara kapısını açan, kucaklayan bir kültürü var. Kendimi köyümde hissediyorum. Nereye gidersem gideyim yabancısı hissediyorum. Sur’a geldiğimde evime geldiğimi anlıyorum” diye konuştu.

‘150 YILLIK TARİHİ EV YIKIMLA KARŞI KARŞIYA’

Ateşoğlu sokaktaki, iki katlı tamamı bazalt taşlardan yapılmış, büyük bir eyvanı ve koca avlusuyla toplam 5 odadan oluşan evinin 150 yıllık geçmişi olduğunu söyleyen Dolat, evin sadece kendi geçmiş günlerinin izlerini taşımadığını söyledi. Evin, kendisinden önce birçok tarihi ve kültürel yaşanmışlıklar içerdiğine vurgu yapan Dolat, “Evim avlusuyla, kuyusuyla, bazalt taşlarıyla, eyvanıyla birlikte birçok işleve sahip. Evimin avlusunda bir kuyu var ömrünün 200 yıla yakın olduğunu söyleyenler var. Teşkilata bakılırsa biz yıllarca bu kuyuyu kullanarak yaşamımızı sürdürdük. Çok sonraları bunu yok etmek istiyorlar. Buna hakları yok. Ben evimden çıkmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.

25 yıldır aynı mahallede oturduğunu anlatan Dolat, komşularının çoğunun buranın yerlisi olduğunu ama kendisi gibi köyünden, evinden, barkından koparılıp göçe zorlanan ailelerin de çoğunlukta olduğunu dile getirdi. Dolat, Sur’un herkes için bir yaşam alanı olduğunu söyleyerek, “Bizi rahat bırakmıyorlar. Yine zorunlu bir göçe mecbur bırakılıyoruz. Bu bizim gibi insanlar için, hele bu sizin isteğiz dışında gelişiyorsa daha da zordur. Ben evimin bir kez daha gözümün önünde yıkılmasını izlemeyeceğim” diye tepki gösterdi.

‘TEK BİR SEÇENEK SUNULUYOR’

Annesinin kendilerini bu evde büyüttüğünü söyleyen Şaban Dolat, evin kendileri için çok anlamlı olduğunu dile getirdi. İki katlı evin avlusundan damına, eyvanından, her köşesine anılarla dolu olduğunu ifade eden Dolat, “Bütün bunları bırakıp da gitmek istemiyorum. Ama evler kamulaştırıldığı için buradan çıkmamız isteniyor. Hesabınıza paranız yattı isteseniz de çıkacaksınız istemeseniz de çıkacaksınız deniyor. Bize verilen sözler tutulmadı. Evler yapılıp restore edilecek, insanlar yerlerine oturacak dendi, ama bu olmadı. Biz elbette ki yerimizde kalmak istiyoruz, ama elimizden gelen bir şey yok. Mahkemeye başvursan zaten kimse hakkını vermiyor” diye tepki gösterdi.

‘YIKILAN TARİHİ EVLERİN ÜZERİNDEN BİR KARA BORSA OLUŞMUŞ’

Evin tarihi yapısıyla ilgili Anıtlar Kurulu’na başvurduklarını aktaran Dolat, koruma için sadece gelip üstün körü birkaç foto çekip gittiklerini söyledi. Dolat, tarihi bir yer incelendiğinde oranın tarihini, mimari yapısı hakkında belli bir birikime ihtiyaç olduğuna değindi. Sur’da tarihi katliamın söz konusu olduğuna vurgu yapan Dolat, “Avlumuzdaki kuyu 200 yaşında, belki daha fazla. Bu kuyu da yıkımla birlikte gömülüp gidecek. Tarihi evleri restore adı altında yıkıyorlar. Yıkılan evlerin taşları götürülüp uzak yerlere büyük paralara satıldı. Bunun üzerinden bir karaborsa oluşturuldu” dedi.

‘YENİ YAPILAN EVLERİN HANGİ TAŞLARLA İNŞA EDİLDİĞİNİ KİMSE BİLMİYOR’

Sur’da yeniden evler inşa edilirken hiçbir kültür ve tarihi kaygının gözetilmediğini dile getiren Dolat, yeni yapılan evlerin hangi taşlarla inşa edileceği, betonarme mi olduğu konusunda hiçbir bilginin olmadığına da işaret etti. Dolat, şöyle devam etti: “Biz kimseden bir şey istemiyoruz. Bizim istediğimiz eski bazalt taşlardan yapılmış kendi evimizde oturmak. Bu insanlar nereye gidip hakkını arasın, siz söyleyin. Adalet var mı? Şuan bize tek seçenek sunuluyor. Paranızı alıp başka bir yere gideceksiniz deniyor. Başka bir yerde yaşam koşulları çok zor. En basitinden bir sitede yaşamak için maaşının en az 3-4 milyar olması lazım ki orada geçinebilsin. Buradan çıktıktan sonra oradaki hayatı devam ettiremezsiniz yani gelenek ve kültürüne bir sitede gerçekleştiremezsin.”

‘SUR OLARAK KALSIN’

Surlu aileler arasında hep bir dayanışma olduğunun altını çizen Dolat, yıkımın sadece rant amaçlı olmadığının farkında olduklarını dile getirdi. Dolat, “Sadece rant olsa Diyarbakır’ın başka yerini de yıkarlar. Niye ısrarla Sur’u yıkıyorlar ki Sur eski Diyarbakır’ın kalbi. Diyarbakır’ı yeniden yapma gayretleri var ama nasıl ve neyle inşa edecekler. Taşlarla mı inşa edecekler içinde insanlar olmadan mı biz çıkarıldıktan sonra bizim yerlerimizde kim yaşayacak buralarda? Burada sadece insanlar yaşamıyor. Başka canlılar, hayvanlar da yaşıyor. Sur’da yeni bir çevre oluşacak, dolayısıyla hayvanlarda aç ve sahipsiz kalacak, doğa da bozulacak. Burada sadece bir tarih soykırımı yaşanmayacak. Aynı zamanda bir doğa katliamı da yaşanıyor. Sur’u başka yerlere benzetmesinler. Başka yerler Sur’a benzetilerek inşa edilsin. Sur, Sur olarak kalsın” çağrısı yaptı.

EN SON EKLENENLER