2018 Alevi kadınların mücadeleyi yükselttiği yıl olabilir

2017 yılı genel olarak kadınlar açısından kazanılan hakların bile AKP iktidarınca gasp edildiği yıl oldu.

Kadınlara yönelik bu saldırılar direkt olarak Alevi kadınlarla ilgili değilmiş gibi görünse de tam aksine mesele her bakımda Alevi kadınları kapsıyor. Çalışma politikalarından eğitime, evliliğe vb her konuda alınan kararlar Alevi kadınları hem kadın hem de Alevi kadın olarak etkiliyor. Müftülere nikâh hakkı Alevi kadını hem kadın hem de inancına saldırılan Alevi kadın olarak iki kere etkiliyor.

Alevi kadınlar öncelikle bunu unutmamalı.

Çalışma hakkından, eğitim hakkına, boşanma hakkına dek çok fazla alanda kadınların temel haklarına karşı savaş açtı AKP.

Kadınları anne, anneyi de kutsal yuvada olmalı diye düşünen AKP gece yarıları çıkarttığı genelgelerle kadınları çalışma hayatından ya direkt çekti ya da çalışma koşullarını zorlaştırdı.

Kadınların ücretlerini düşürüp, sosyal güvenceden uzak, tam zamanlı nitelikli çalışma yerine güvencesiz, ev eksenli, kısmi zamanlı ve hatta çağırıya bağlı çalışma şartları hazırladı. Böylece hem nitelikli çalışma koşullarında çalışan birçok kadın çalışma hayatından dışlanmış olacak, ama bu şartlarda çalışabilen kadınlar ise daha ucuza, daha uzun süreler çalıştırılacak.

Çalışırken aileye ve erkeğe mahkûm olacaklar. Asla geçinebilecekleri paralar kazanamadıkları için.

Üniversite mezunu çok sayıda kadın iş bulamıyor, işsiz olarak eve kapatılmış.

Oysa AKP kadın istihdamını yükselteceğine dair sözler vermişti.

Kadınları çıkardığı işlere erkekleri koyuyor, tabii bu erkekler AKP’nin çevresindeki erkekler.

Bu nedenle kadınlar olarak AKP’nin kadınların işten çıkartılıp eve yollandığı, ev eksenli şartlarda çalıştırıldığı yeni “iş hayatı”na karşı mücadele etmeliyiz.

Kadına yönelik erkek şiddeti AKP döneminde bugüne dek hiç olmadığı kadar yükselmiş durumda. Bunun en önemli nedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam inancını kaynak göstererek kadın erkek eşitliğini kabul etmemesi ve ülkeyi KHK ve genelgelerle bu hatta doğru sürüklemesi.

Kadın katilleri, tecavüzcüler, cinsel saldırılarda bulunan erkekler mahkemelerde erkek adaletin şefkatinden faydalandıkları sürece erkek şiddeti artarak devam edecek.

Kadınları ve çocukları erkek şiddetinden koruyan ve bizlerin yıllar süren mücadeleleri ile 8 Mart 2012 yılında yasalaştırdığımız 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun da şimdilerde AKP ve onun yandaş medyasının hedefinde.

Bunları görerek başka kazanımlarımızı AKP’ye kurban etmeden kadına yönelik erkek şiddetine karşı mücadelemizi yükselterek sürdürmemiz gerekiyor. Yeri gelmişken hatırlatmam gerekir ki Alevi kurumlar (yurtiçi ve yurtdışında) kadına yönelik şiddet, müftülere nikâh kıyma hakkına karşı mücadelelerde maalesef yoktular.

AKP kadının yerini aile, kadını da anne olarak gördüğü için evliliklere, çok çocuk doğurtmaya teşvik ettirmekte, müftülere nikâh hakkı dağıtmakta ve boşanmayı aile aracıları ile zorlaştırmaya çalışmakta.

Bunları hukuku delerek, hiçe sayarak yapmakta. Medeni kanunun kadın erkek eşitliği açısından kazanılmış haktır. Her ne kadar müftülere (imamlara) nikâh kıyma hakkı tanındıysa da bu meşru değildir, kabul edilemez. Kadınlara rağmen, kadınlarla ilgili kararlar çıkartılamaz. Müftü nikâhına karşı kadın mücadelemiz devam etmeli, edecek de.

Diyanet İşleri Başkanlığı bugün Meclis’ten daha aktif, özellikle kadınlara karşı söylem üretmede adeta rakip tanımıyor. Genel olarak kadınların, Alevi kadınlarınsa inançları ve kadın olmaktan kaynaklı Diyanet’e karşı mücadeleleri yükselerek devam etmeli. Kadın düşmanı söylem ve eylemler öneren bu kurumun varlığı kadınlar açısından kabul edilemez.

İnanç mekânlarından inancın kendisine, ritüellerine dek kabul edilmeyen, asimile edilmeye çalışılan, Alevi olduğu için devlet kurumlarında artık değil üst kademeler, alt kademelerde dahi iş verilmeyen, çalışıyorsa işinden çıkartılarak yandaşları koyan, Alevileri açlıkla terbiye etme politikası diyeceğimiz uygulamalara karşı Aleviler örgütlü durmalı ve sesini yükseltmelidir.

Kapıları işaretlenen, yükselen siyasal İslam ve iktidarın paramiliter güçlerince her daim hedefe konan Alevilerin militarist politikaları teşhir ederek, demokratik siyasal hatta kendisi gibi demokratik güçlerle yan yana durmalı, bu alanı güçlendirmeyi hedeflemelidir.

Tüm bu dışardan saldırılara karşı tutum belirleyip mücadele ederken erkek egemenliğinin sadece dışımızda olmadığı, Alevi toplumu ve Alevi kurumlarında da olduğunu unutmadan Alevi kadınların içerde de eşitlik mücadelesini artık yükseltmesi zaruri.

Acilen tüzüklerin kadınlar lehine değiştirilmesi, eş başkanlığa geçilmesi, kadınların yönetim ve karar mekanizmalarına aday olması, oralarda kadın dayanışması politikaları üretmesi gerekiyor.

Geçmişten gelen, bireysel takıntıların, rekabet ve nefretin değil, kadınların kadın dayanışmasını yükselten yeni politikalara ve bu politikaları pratiğe geçeceği araçlara ihtiyaç var. Kadınlar, kadınlarla değil, erkeklerle rekabeti hedeflemeli.

Ana’ların sayısının artması, kadın bilincine sahip Ana ve Dede’lerin çoğaltılması Alevi kadınların ve Alevi kurumlarının başat görevleri arasında.

Tüm Cem’lerde kadına yönelik erkek şiddeti, kadın erkek eşitliği konuları sabit gündemler olmalıdır. Her Cem’de Ana ve Dede’ler bu konularda konuşmalı, şiddet uygulayan erkeklere yaptırımlar uygulanmalıdır. Dede’lerin ve Ana’ların bu alanda hem örnek olup hem de toplumuna çeki düzen vermesi gerekiyor.

Ayrıca Alevi kurumları da kendilerine çeki düzen vermeli, şiddet uygulayan kişiler yönetimlerde çıkartılmalı, üye iseler yaptırımlar uygulanmalı.

Kurumlar kadınların daha çok katılımı için kadınların sorunlarını gündemlerine almalı, kadınların politik olarak önlerini açmalılar.

Alevi kadınlara gelince, ne olursa olsun, bıkmadan, usanmadan, pes etmeden, korkmadan evlerden çıkıp mutfaklarda değil, kurumların yönetim ve karar mekanizmalarında yer almayı hedeflemeliler.

Kadınlar, aday olan kadınları desteklemeli, oy vermeli. Kadınlar birbirleri için çalışmalı, çelme takmak yerine, birbirleri hakkında olumsuz konuşmak yerine, politik olarak kadınları sevmeli ve çoğalmak için yoksa kadın meclisleri kurmalı, varsa daha aktifleştirmelidir.

Güçlü Alevi kadın örgütlülüğü için güçlü ideolojik hat olmazsa olmazdır. İdeolojik olarak Alevi kadınlar hem Alevilik inancındaki eşitlik bayrağını hem feminizmin eşitlik mücadelesini kerteriz almalıdır.

Çünkü Alevilikte Yol kadındır. Yol cümleden uludur

2018 yılı kadınların kazanımlarımızı arttırdığımız, mücadelemizi yükselttiğimiz yıl olabilir. Yeter ki çabalayalım.

Kadıncıl aşk ile.

EN SON EKLENENLER