276 gündür direnişte: Arkamızda halklar var

276 gündür açlık grevinde olan emekçilerden Nuriye Gülmen, yaşanan tüm saldırılara karşı direnişlerine sarıldıklarını söyledi. 193 günlük tutsaklıktan sonra tahliye olan Gülmen, açlık grevlerinin halk tarafından sahiplenildiğini ve tarihe bir miras olduğunu söyledi

OHAL ile birlikte “Allahın lütfü” olarak kabul edilen bir süreç başlatan AKP hükümetinin, işinden ettiği yüzlerce kişiden sadece ikisi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça. 276 gündür bedenleriyle hukuksuzluğa direnen iki emekçiden Özakça 20 Ekim’de, Gülmen ise, 193 günlük tutsaklığın ardından 6 yıl 3 ay hapis cezası ile tahliye edildi. Gülmen, tarihe bir miras bıraktıklarını söyleyerek, halkların direnişi sahiplendiğini söyledi.

OHAL ile birlikte insanların işinden edildiğini, haksızlıkların yaşandığını, karşılarında bir muhatap dahi bulmadıkları için açlık grevi kararı aldıklarını söyleyen Gülmen, “Bir teslimiyet dayatılıyordu. Sokakta halkın arasında olabilmek, insanlara direnişi anlatmak ve sokakta olmanın anlamı buydu” dedi. Gülmen, tarih boyunca kazanılmış eylemler de olduğunu belirterek, “Dolayısıyla benim kafamda hep açlık grevi vardı” dedi.

‘Gezi ruhunu hissettik’

Eylemleri ile birlikte tutuklandıklarını belirten Gülmen, toplumsal duyarlılık oluştuğunu ve AKP’nin bundan korktuğunu belirterek, şunları söyledi: “Gezi ruhu denen şey var ya, biraz onu tekrar hissetmeye başladık. Ondan sonra iktidar da bizim Gezi ruhunu hissetmeye başladığımızı anladı ve dediler ki; ‘Bunlar bunu bir yakalarlarsa, çok kötü şeyler olabilir bizim açımızdan.’ Ve bir gece geldiler baskınla bizi aldılar, avukatlarımız savcılığa gittiklerinde tutuklanacağımızı anlamışlardı.” Daha sonra zorla hastaneye kaldırıldıklarını belirten Gülmen, “Saatte bir ‘Vitallerinizi alayım mı Nuriye hanım’ diyordu sağlıkçılar. Bu soruyu sormamaları için büyük bir irade savaşı veriyordum” dedi. Yaşadığı tecrit sürecine de değinen Gülmen, “Tek başına izolasyon hücresinde tutuluyorduk. Sürecin sonunda AİHM müdahil olunca, bu sefer mahkûm koğuşuna aldılar. Buranın fiziki koşulları çok daha kötüydü diğerinden” dedi.

‘Bir insanın bunu yapması korkunç’

“Bütün bu süreçler içerisinde en rahatsız edici şey, gece gelip ‘yaşıyor musun?’ diye kontrol ediyorlardı” diyen Gülmen, “Dibime kadar girip ‘Nuriye Nuriyeee’ diye sesleniyorlardı, ben sıçrayınca onlar ‘tamam yaşıyor’ diyorlardı. Bir insanın bir insana bunu yapması çok korkunç” dedi. Gülmen, bütün saldırılara karşı direnişe daha çok sarıldığını belirtti. Özakça ile aralarında bir duvar olduğunu belirten Gülmen, “Benim radyom çalışmıyordu ama Semih çok güzel marşlar, türküler söylüyordu, biz de onu dinliyorduk… Semih ile olmak çok güzeldi” dedi. Özakça’nın tahliye olması ile ayrı yerlerde olsalardı direnişlerinin devam ettiğini belirten Gülmen, “Bizi yenmek için bir sürü şey denediler ama bizi güçlendirdiler” ama sonuç değişmedi dedi. Gülmen, “Tahliyeme sevindim, ama ceza almış olmam OHAL Komisyonu’na verilmiş bir mesaj aslında. Ve tabi ki mahkeme bu kararı tek başına vermedi” dedi.

Gülmen, direnişleri ile gelecek kuşakların dönüp baktığında, halkların ne kadar direngen olduğunun göreceğini söyledi. ‘Bu direniş bir panzehir’ diyen Gülmen, ‘Onların yaptıklarının karşısında açlık grevi yapmak; ‘Savaşınız kabulümüz, açlık mı istiyorsunuz. Açlığa da varız, hadi bakalım. Arkamızda halk olacak, biz aç olacağız ama arkamızda koca bir halk olacak’ onları böyle bir şeye davet ediyor. Halk da bu savaşta safını belirliyor’ diyerek, direnişlerinin talepleri karşılana kadar süreceğini söyledi.

Hocaları uzaklaştırıldı

Sinop Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve açlık grevindeki öğretmen Semih ve Esra Özakça’nın hocası Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul’a, iki ayrı suçu işlediği gerekçesi ile bağlı bulunduğu üniversite tarafından soruşturma açılıp savunması istendi. Tutanakta Mukul’a “14. 5. 2017 günü kendi aracınızla; Ankara’ya gidip açlık grevindeki eğitimcilere destek verdiğiniz istihbar olunmuştur” denilerek, “Bunun nedeni nedir?” sorusu yöneltildi. Savunmasını veren Mukul, okuldan uzaklaştırıldı.

Duygu Erol- Habibe Eren / JINNEWS

 

EN SON EKLENENLER