7 bin yıllık Sur kimliği asimilasyon kıskacında

Dünyanın en uzun sokağa çıkma yasağının sürdüğü ve yasak sırasında tank ve topların hedefi olarak büyük bir hasarın meydana geldiği Diyarbakır’ın tarihi kozmopolit ilçesinde yapılan yeni inşaatlar Sur’un binlerce yıllık kültür birikimini taşıyan kimliğini değiştiriyor.

Sokağa çıkma yasağının başladığı 2 Aralık 2015 tarihinden sonra 103 gün süren yasak ve operasyonların ardından 10 Mart 2016 tarihinden bu yana yıkımın devam ettiği Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinin 6 mahallesinde taş üstünde taş bırakılmadı. İnsansızlaştırılan ilçe aylarca yapılan top atışları sonucu yerle bir edildi. Kamulaştırma kararının ardından sokağa çıkma yasağının devam ettiği mahallelerde az hasarlı veya hasarsız binaların da yıkılmasıyla ilçe dümdüz hale getirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile birlikte devlet erkânı “Sur için bismillah” adı altında ilçe de yapılacak inşaatın açılışı 4 Ocak’ta yapılmıştı.

Başbakan Binali Yıldırım video konferans yöntemiyle bağlandığı açılışa Bakan Mehmet Özhaseki ile söz birliği ile Sur’da yapımına başlanan projenin özgün haline yeniden uygun olarak yapılacağı belirttiler. Ancak açılışın yapılması üzerinden 4 ay geçmesi ile ortaya çıkan tablo Diyarbakır’da çalışan mimar ve mühendislerin tepkisini çekti.

‘SUR TARİHİ KİMLİĞİ İLE ÖZGÜNDÜR’

7 bin yıllık geçmişe sahip olan Diyarbakır’ın evlerinin binlerce yıllık bir tecrübe sonucu gelişerek şehrin tarihi kimliğine ve iklim şartlarına en uygun duruma geldiğini ve malzemenin de etkisiyle kendine özgü karakteristik özellikler taşıyan bir mimari doğduğunu belirten mimarlar, yapılan evlerin imitasyon bile olamayacağını vurguladılar.

‘İNŞAATLAR TAKLİT DAHİ DEĞİL’

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mücahit Polat, Sur ilçesini yakından tanıyanlardan. Polat, ortaya çıkan manzara karşısında ne diyeceğini bilemediğini söyleyerek sur mimarisinin dünyada bir benzerinin daha olmadığını söyledi. Polat, Sur evlerini şöyle anlattı. “Dışa kapalı olan evlere hep aynı örnekte yapılmış mütevazi bir kapıdan girilir. Bu kapıyla genellikle küçük bir holden geçilerek avluya girilir. Avlu evin haremi durumundadır. Bu nedenle dışarıdan avlu, avludan dışarısı gözükmez. Aynı şekilde pencereler de sokağa bakmaz. Ancak yapılan bu evler Diyarbakır’ın tarihi geleneksel evleri ile yakından uzaktan bir alakası yok. Yeni evlere baktığımda Selçuklu mimarisinin hakim olduğu Safranbolu gözümün önüne geliyor” dedi

‘SUR KİMLİKSİZLEŞTİRİLİYOR’

Yapılan konutların tamamen betonarme işi olduğunu söyleyen Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın ise bunun Sur’un kozmopolit kimliğine bir saldırı olduğunu ifade etti. Aydın, Diyarbakır’ın görüşüne başvurulmadığını ve projelerin Ankara’dan Diyarbakır’ı hiç görmemiş kişiler tarafından hazırlandığını dile getirdi. 2 yıl içinde bitmesi öngörülen evlerin Sur mimarisine hitap etmediğini vurgulayan Aydın, Sur’un kimliksizleştirileceğine dikkat çekti.

EN SON EKLENENLER