80 yaşında açlık grevine katılan Sultan Aksoy: Evde oturamazdım

Cezaevlerinde 58 gündür devam eden süresiz dönüşümsüz açlık grevleriyle dayanışma amacıyla Diyarbakır’da başlatılan açlık grevine katılan 80 yaşındaki Sultan Aksoy, “Evde oturamazdım. Çaresiz değiliz. Ölüm olsa da direnmeliyiz. Kazanan biz olacağız” dedi.

Türkiye’de birçok cezaevinde siyasi tutuklular, “PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlaller ve baskıların son bulması, operasyon yürütülen köylerde ablukanın kaldırılması” gibi taleplerle 58 gündür açlık grevi eylemlerini sürdürüyor. Tutukluların sağlık durumu kritik aşamaya gelirken, aileler, kamuoyunun dikkatini çekmek ve çocukları ile dayanışmak amacıyla Diyarbakır, İzmir ve İstanbul’da açlık grevine girdi. Diyarbakır’da başlatılan 2’şer günlük açlık grevi 4’üncü gününe girerken, greve tutuklu yakınları ve siyasetçiler destek veriyor. Eylemin ikinci grubunda yer alan 80 yaşındaki Sultan Aksoy, ilerlemiş yaşına ve çeşitli hastalıklarına rağmen eyleme katıldı.

‘KIRMIZI KARANFİLİYLE AÇLIK GREVİNDE’

Greve girme kararına ilişkin konuşan Aksoy, televizyonda tutuklular için açlık grevi başlayacağını görür görmez, kendisinin de yer alması gerektiğini düşündüğünü ve hiç kimseyi dinlemeyip, greve girdiğini söyledi. Çevresindekilerin, “Zor, hastasın, yapamazsın” uyarılarını dikkate almayan Aksoy, oğluna telefon açıp, “Oğlum cezaevindeki tutsaklar için açlık grevine gireceğim” deyip, eylem alanına büyük bir heyecanla geldiğini dile getirdi. Yaşına, hastalıklarına bakmadan gelen Aksoy, “Çaresiz değiliz. Ölüm olsa da direnmeliyiz. Kazanan biz olacağız” diyerek etrafına cesaret ve umut saçıyor. Aksoy, geçen yıllarda çok büyük acılar yaşasalar da hiçbir zaman umutsuz olmadığını dile getirdi. Elinde kırmızı karanfili düşürmeyen Aksoy, en yaşlı eylemci olsa da etrafına enerji dağıtıyor.

İLK KEZ AÇLIK GREVİNE GİRMİYOR

Daha önce de açlık grevlerine girdiğini hatırlatan Aksoy, 3 farklı tarihte açlık grevine girmiş, ama en uzun süre 1995 yılında yine cezaevindeki koşulların düzetilmesi için Diyarbakır’da 13 gün grevde kaldığını ifade etti. Açlık grevine girdiği için gözaltına alınıp, tehdit edilse de Aksoy, bildiği yoldan hiç geri adım atmadığını dile getiriyor. 80 yıllık ömründe çok ağır acılar gördüğünü anlatan Aksoy, hiçbir zaman direnişten, bildiği yoldan geri adım atmadığını kaydetti. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde polis ve askerlerin defalarca baskı ve tehditlerine maruz kaldığın ifade eden Aksoy, 1994 yılında Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldığını söyledi.’94 yılında gazete dağıtımcısı oğlu Mehmet Zeki Aksoy, bir yıl ardından eşi Mehmet Şerif Aksoy’un öldürüldüğünü hatırlatan Aksoy, oğulları Mehmet Şah ve Mahsun Aksoy ile birlikte tutuklandıktan, aylar sonra tahliye olduğunu anımsattı.

‘EVDE OTURAMAZDIM’

80 yıllık ömrüne çok şey sığdırdığını dile getiren Aksoy, kendi hikayesini şu sözlerle özetliyor: “Ben evde oturamazdım. Biz çok acı çektik. Bugün de aynı şekilde önderliğimizi tecrit altında tutmuşlar. Kürt halkı olarak devletten çok büyük zulümler gördük, ama asla kimseye boyun eğmedik. Kenan Evren darbesinden bu yana barış için çabalıyoruz. Barış Anneleri Meclisi’nin kurulduğu günden bu yana içinde yer alıyorum. Biz çocuklarımızın geleceği için barış için mücadele ettik. Devlet oğlumu, eşimi katletti. Diğer iki çocuğumu tutuklayıp cezaevine attılar.”

‘TUTSAKLARIN İSTEKLERİ BİZİM DE İSTEKLERİMİZ’

Annelerin cezaevlerinden çocuklarının cenazesi çıkmasın diye açlık grevinde olduğunu vurgulayan Aksoy, tutukluların talebinin kendi talepleri olduğunun altını çizdi. 1980-1997 yılları arasında cezaevleri yollarında mekik dokuduğunu anlatan Aksoy, o gün bu gün koşulların değişmediğini söyledi. Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devletin her zalimliğine şahit oldum. Her döneminde yaşananları gördüm, tanık oldum. O günlerden bu güne bir şey değişmedi. Devlet yaptıklarıyla biz Kürtler mücadeleleriyle çok ileri bir aşamaya geldik. Adım adım ilerliyoruz, direniyoruz. Biz bu güne kardeşlik diyorduk. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan kardeşliği de bırakmadı. Cezaevlerinde çocuklarımızın en doğal talepleri dahi verilmiyor. Hiçbir suçları da yoktur. Kimseyi öldürmemişler. Onların hakkı bu değil.”

‘ÖNCE EŞİM ŞİMDİ DE OĞLUM CEZAEVİNDE’

Açlık grevine girenler arasında 22 Mart’tan bu yana Şakran 4 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan Devran Makas’ın annesi 52 yaşındaki Necla Makas da, 1994’te eşinin tutuklandığını, 14 yıl aradan sonra 2009 “KCK Ana Davası”nda bir kez daha tutuklandığını belirterek, 2011’de ise oğlunun cezaevine girdiğini aktardı. Kendisi gibi binlerce kişinin çocukları, eşleri, kızları cezaevlerinde olduğunu ve bu cezaevinde yaşananların artık son bulmasını isteyen Makas, Diyarbakır’dan İzmir’e görüşe gitmek için 3 gün yollarda olduğunu, ancak görüşe girdiğinde de sadece 20 dakika 2 gardiyan eşliğinde görüşme yapabildiğini kayedetti.

‘BİZE SES VERİN’

Hiçbir sorun olmamasına rağmen oğlunun 2 ay telefon görüşmesi cezası ve 2 ay görüş cezası aldığı bilgisini paylaşan Makas, 2 aydan fazla oğluyla görüşemediğini, sağlık durumundan bile haber alamadıklarını belirtti. Makas, şunları söyledi: “Artık yeter. Yaşanan hukuksuzluklara dur demek gerekir. Cezaevlerinde baskı çok fazladır. Çocuklarımızın talepleri için biz de dışarıda onlarlayız. 58 güne geldi açlık grevleri. Görüşlere çıkarılırken, kimlik dayatması yapılıyor. Gece aramaları, çıplak arama, tek sıra halinde görüşe getirme uygulamaları var. Bunları ne çocuklarımız ne de biz kabul edebiliriz. Çocuklarımız haksızlığı kabul etmedikleri için açlık grevleriyle de olsa karşı koyuyorlar. Çığlığımız, sesimiz duyulsun. Bize ses verilsin. Cezaevlerinde ölüm çıkmasın istiyoruz.”

EN SON EKLENENLER