‘Acil kamulaştırmayla Dersimliler göçe zorlanacak’

Bakanlar kurulu Tunceli ve Kocaeli illerinde yapılmak istenen santraller için acele kamulaştırma kararı aldı. Konuya ilişkin PİRHA’ya değerlendirmede bulunan Av. Erdal Doğan, “Aleviler için kutsal olan Munzur vadisi 1995’de SİT alanı ve milli park ilan edilmişti. Milli parklara, SİT alanlarına dokunulmaz. ÇED raporuyla herhangi bir inşa yapılamaz hükmü pozitif mevzuatımız bunu gerektirir” dedi.

“Bunu aşabilmesi için anayasal acil kamulaştırma aracını kullanıyorlar” diyen Doğan, “Acil kamulaştırma hususu Dersim için zorunlu ve gerekli olmayan bir husus. Yani doğal akışı içerisindeki bir  vadi ve bu vadi içerisinde bitki örtüsünden tutun da kendi doğal yapısı içerisinde ilişen halkın bire bir bütünüyle bütünleşmiş bir yapı söz konusudur” diye konuştu.

Doğan, “Süleymaniye camisi nasıl yıkılıp da yerine bir AVM yapılamıyorsa veya Ayasofya nasıl ki yıkılıp da yerine bir plaza ya da bir otel yapılamıyorsa, aynı şeyin Munzur için ve Dersim’deki ovalar için de düşünülmesi lazım” vurgusunu yaptı.

“HER TAŞIN, ORMANIN, HAYVANIN ALEVİLER İÇİN KUTSAL YERİ VAR” 

Av. Erdal Doğan, “Dersim coğrafyası Aleviler için hem yaşamsal hem de inançsal olarak bir bütünlük taşır. Her bir taşın her bir ormanın, ağacın, hayvanın Alevilerin yaşamında kutsal bir yeri vardır. Orada inançlarını da ibadetlerini de ona göre kurarlar Aleviler” dedi.

Doğan şunları kaydetti:

“Ziyaretler vardır, ziyaretgahlar vardır. Suyun içindeki balıklar bile ihtiyaç duyulmadıkça avlanmaz ve yenilmez, bazı hayvanlar avlanmaz. Bu konuyla ilgili çok ciddi yaptırımları ve kutsallıkları vardır. Hatta bu konuya uymayanları da Aleviler için en ağır ceza olan düşkünlük mertebesinde izole ederler.”

“ORADAKİ İNSANLAR ZORUNLU GÖÇE TABİ TUTULUYOR”

“Hükümet normal yasalarla yapamadığını acil kamulaştırma gerekçesi görerek oradaki insanların inanç merkezlerini, kutsal yerlerini yok etmeye çalışıyor” diyen Doğan “Bu yok ediş yalnızca kutsal bir ibadetgahın yok edilmesi değil. Aynı zamanda bölgenin yaşam koşullarının da değiştirilmesi, oradaki insanların zorunlu göçe tabi tutulması demektir” dedi.

Doğan, “Sur ve Cizre gibi güvenlik operasyonları yapılarak nasıl ki oradaki insanları evlerini yıktılar, benzer bir şekilde Dersim’de baraj yapılması ve maden ocaklarının açılması oradaki köylerin sular altında ve topraklarının da susuz kalması anlamına gelecektir” diye konuştu.

“Bu da o bölgedeki  Alevilerin yok olması ve tüm dünyaya yayılmış diasporanın gelip kendi bölgesini, köyünü, ziyaretgahlarını ziyaret edememesi veya geri dönüşü sağlayamaması anlamına gelir” diyen Doğan “Diasporada olan İstanbul’da olan Avrupa’da olan Aleviler yılın belli dönemlerinde özellikle kendi köylerine, ilçelerine, illerine giderler ki hem ziyaretlerini gerçekleştirirler hem de bir nefes alırlar ve kendi aidiyetlerinin parçasını sürdürürler” değerlendirmesinde bulundu.

“İDEOLOJİK BİR AYGIT ÇALIŞIYOR”

Av. Erdal Doğan,”Çekim alanı veya yaşamsal alanı yok etmekle ilgili ideolojik bir aygıtında çalıştığını görüyoruz” diyerek, “Tüm bu hususlar referandumla birlikte oylanacaksa, başkanlık ve anayasal değişiklik gerçekleşirse, işte o zaman bunları gerçekleştirmek onlar için daha rahat olacak. Ancak halk sağduyuyla bu sisteme ve gidişata dur der, inancındayım” dedi.

Semra Acar- İSTANBUL

HABERİN VİDEOSU

 

 

EN SON EKLENENLER