Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Münbiç ve Rakka’ya Türkmenleri ve Arapları yerleştireceğiz’ diyor ancak ‘Fırat Kalkanı’yla girilen yerlerdeki tablo, Suriye’den toprak koparmaktan başka bir şey değil. Bunun için tehcir, iskan ve Türkleştirme dahil her şey son hızla yapılıyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Körfez ülkelerine yaptığı ziyarette sarf ettiği, “Münbiç ve Rakka’ya yürürsek, o bölgeye Arap ve Türkmenleri yerleştireceğiz” ve “El-Bab temizlendikten sonra hedef Münbiç’tir. Münbiç Araplara ait olan bir yerdir” sözlerden sonra gözler “Fırat Kalkanı” isimli harekatla girilen Kuzey Suriye topraklarına çevrildi. Buralarda yapılanlar ise Türkiye’nin, böygede 1930’lu yıllarda Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasına benzer bir oyun oynadığını gösteriyor.
Önce tehcir
Türkiye, 24 Ağustos 2016 tarihinde başlattığı “Fırat Kalkanı” isimli harekatla Cerablûs, El Raî, Ezaz, Şehba ve Bab’ın kuzeyinde girdiği yerlerde sitematik bir şekilde bölgenin nüfus yapısıyla oynuyor ve bölgeyi Türkleştirmeye çalışıyor. Bölgedeki Kürt ve muhalif Arapları yerinden eden Türkiye ve ona bağlı grupların Irak ve Suriye’nin değişik yerlerinden getirdiği Türkmenleri buralara yerleştiriyor.
Efrîn ve Minbic’e göç
Türk eyaleti yapılmak istenen bu bölgelerden çıkarılan yurttaşlar, Efrîn ile Minbic’e göç ediyor. Önceki gün de 2 binden fazla kişi, Efrîn’e giriş yaptı. Bu bölgelerden Efrîn’e sığınanların sayısı onbinlerle ifade ediliyor. Efrîn Kantonu Toplumsal İşler Konseyi, Rûbar ve Şehba kamplarında kısıtlı imkanlarla bu yurttaşların ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Efrîn, abluka altında olduğu için de göçmenlerin ihtiyaçları tamamıyla Efrîn Kantonu Yönetimi ve halk tarafından karşılanıyor. Göçmenlerin diğer güzergahı Minbic’te ise durum farklı değil.
Tehcirden sonra iskan!
Boşaltılan bu bölgelere de Irak ve Suriye’nin değişik yerlerinden getirilen Türkmenler ve TSK ile birlikte hareket eden silahlı gruplara yakın kişiler getirilip yerleştiriliyor. Geçtiğimiz günlerde Irak’tan getirilen 100 Türkmen aile, Cerablûs’a yerleştirildi. Ayrıca Lazkiye ve Îdlib’ten de çok sayıda Türkmen ve silahlı grupların aileleri getirilip bölgeye yerleştirildi. Edinilen bilgilere göre, şimdiye kadar 40 binden fazla kişi El Raî kasabası ile Kiêbê köyüne yerleştirildi.
Yer isimlerinin değiştirilmesi
Türkiye’nin bölgeyi Türkleştirme politikaları bununla da sınırlı değil. Birçok yerleşim yerine Türkçe isimler verilmeye başlandı. Örneğin El Raî’nin ismi “Çobanbey” olarak değiştirilirken; Kürt kasabası Qebasîn’in ismi ise “Başköy” olarak değiştirildi. Yerleşim yerlerinin isimlerinin Türkçeleştirilmesi “Fırat Kalkanı”na katılan Türkmen ve Arap gruplar arasında çatışmaya da neden olmuştu. Ancak buna direnen gruplardan bazıları tasfiye edilerek, isim değişikliğine devam edildi.
Türkçe müfredat
Bölge halkının tehciri, yerlerine başkalarının iskan edilmesi ve yer isimlerinin değiştirilmesinden sonra Türkiye’nin diğer bir adımı okullarda müfredatın Türkçeleştirilmesi oldu. Okulların müfredatının tamamına yakınının Türkçeleştirilmesi ve her yerin Türk bayraklarıyla donatılması karşısında Cerablûs halkı, 19 Kasım 2016 tarihinde protesto eylemi düzenlemişti. Daha sonra eyleme katılan birçok kişi kentten çıkarılmıştı.
Polis gücü
Kentin demografik yapısının değiştirilmesi ve Türk kenti yapılması yönünde atılan bu adımlara bir yenisi de geçtiğimiz günlerde eklendi. Türkiye’de 15 günlük eğitimden geçirilen ve maaş bağlanan yüzlerce kişi, buralarda “polisi” olarak görevlendirildi. Bu kişiler “Yaşasın Erdoğan” ve “Yaşasın Türkiye” sloganlarıyla kente girdi. Öte yandan OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle sivillerin de “Fırat Kalkanı”na katılmasının önü açıldı. Başta TİKA ve İHH olmak üzere birçok kurum ve kuruluş bu bölgelerin Türkleştirilmesi için yoğun bir çaba sarf ediyor.
TOKİ çalışıyor!
Kentte şimdi de konut yapımına başlantı. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın Hürriyet gazetesine verdiği demeçte “Suriye’de 650 bin dönümlük arazi bulduk” diyerek burada konutlar yapılması gerektiğini söylemesinin ardından birçok inşaat firması kente akın etti. Başta TOKİ olmak üzere birçok firma kentte binalar yapmaya başladı. Yapılan evlere ise başka yerlerden getirilen kişiler yerleştiriliyor.
HABER MERKEZİ