Adıyaman’da 5 bin Alevi göç tehdidi altında

Dicle Eşiyok

Adıyaman’da yapımı süren iki baraj, 5 bin Alevinin yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan göç etmesine neden olacak.

Barajlardan ilki, Yaylakonak beldesinde yapımı süren Gömükan Barajı. Ahval’e bilgi veren yöre halkının anlatımlarına göre; Alevilerin yaşadığı sekiz köyü göçe zorlayan projenin bitmesi durumunda; tarım ve hayvancılıkla geçinen yaklaşık 5 bin aile mağdur olacak ve topraklarını terk etmek zorunda kalacak. Öte yandan Girlevik ve Çatderesi sularının Gömükan Barajı’na akıtılması durumunda bölgede yayın olan tütün tarımı ve hayvancılık da tamamen bitecek.

Adıyaman’ın Yaylakonak beldesinde yapılması planlanan Gömükan Baraj inşaatı ve HES projelerine göre Girlevik ve Çatderesi suları Gömükan Barajı’na akıtılacak. Yaylakonak beldesi sınırları içerisinde ayrıca, Uzunköy HES projesi inşa edilecek.

Bölgede yaşayan halk, baraj ve HES projelerinin hayata geçmesi durumunda bölgedeki sekiz köyün göç etmek durumunda kalacağını, kültürel, doğal ve sosyal hayatın sona ereceğini vurguluyor. Bölgede yaşayan vatandaşların yüzde 95’inin Alevi olduğu belirtilirken adı geçen baraj ve HES’lerin yapılması durumunda Alevi vatandaşların göç etmek zorunda kalacağı, bölgede koruma altında bulunan yaban keçileri ve geyiklerin de yok olacağı ifade ediliyor.

Barajla ilgili Ahval’in sorularını yanıtlayan Yaylakonak köyü muhtarı Hasan Yaşar, “Vatandaş ellerindeki arazileri ekerek zar zor geçiniyor. Siz şimdi bu küçük arazilerin de suyunu keserseniz bu millet ya acından ölecek ya da köyünü terk etmek zorunda kalacak. Vatandaşın tamamı bu baraj ve HES projelerine karşıdır. Bölgede yaşayan vatandaşın üç beş hayvanı, birer parça sulanabilen arazileri var. Bu baraj ve HES’ler yapılırsa bölgede beş bin düzeyinde aile olumsuz etkilenecektir. Bu barajın ve HES’lerin bölgemize yapılmasını istemiyoruz” diyor.

Adıyaman’a yapımı süren barajlardan biri de Koçali Barajı. Merkeze bağlı Kürt Alevi köyleri olan Çatalağaç, Doğanlı, Gökçay, Bağlıca ve Ağaçkonak köylerinin arazilerini su altında bırakacak olan baraj sulama barajı olarak inşa ediliyor. Ancak Koçali Barajı’na Hayır Platformu Avukatı Bülent Çınar, baraj ile zarar görecek olan alanın, Kahta bölgesinde sulanması düşünülen alandan daha büyük olduğuna dikkat çekiyor. “Kahta’da sulama yapılması düşünülen alanın Atatürk Barajı’ndan faydalanarak ve çok daha düşük bir maliyetle yapılabileceğini söyleyen Çınar, “Yörede yaşayan halkımız topyekûn yerinden yurdundan edilmek mi isteniyor, bir asimilasyona tabi mi tutulmak isteniyor?” diye soruyor.

Projenin doğal çevre, canlı ve bitki türlerini yok edeceğine dikkat çeken Çınar, “Baraj doğal koruma alanını ikiye bölmüş olacaktır. Bu proje, yöresinde yaşayan halkımızın ekonomik, sosyal ve ulaşım imkânları yönünden ciddi sorunlar yaşamasına yol açacaktır. Bu barajın yapımıyla asıl hedeflenen orada yaşayan Alevi Kürtlerin asimilasyonu politikasıdır” diye konuşuyor.

Bir Sünni köyü olan ve baraj yapımından etkilenmeyen Koçali köyünün adı verilerek projelendirilen barajın Alevi köylerinin tüm alanını sular altında bırakacağını söyleyen Bağlıca Köyünden Hamdi Yıldırım da, baraj planının ihtiyaç ve gereklilikten ziyade siyasi olduğunu ve yetkililerin projenin yeni değil 40 yıllık bir proje olduğunu söylediklerini belirtiyor:

“İlimizin merkez Doğanlı, Çatalağaç, Gökçay, Bağlıca, Ağaçkonak, Varlık köylerini ve mezralarını kapsayacak şekilde yapılacak olan Koçali Barajı beraberinde birçok olumsuzluğu getirecektir. Bu baraj, başta çevre sorunu olmak üzere, yörede yaşayan halkımızın ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım imkânları yönünden ciddi sorunlar ortaya çıkaracaktır. Masa başında oluşturulup planlanan bu proje sakattır. Kurulacak olan baraj bizim için büyük bir kıyımdır.”

Köyün muhtarı Erhan Çınar da, 125 yıldır köylerine herhangi bir hizmet verilmediğini, istimlak yapılmadığını ve bu yüzden de çok mağdur olduklarını söylüyor. Yeni yerleşim yeri istediklerini ancak, hala nereye gideceklerini bilmediklerini söyleyen Çınar “Kendi sınırlarımız içinde yer istiyoruz, köylerimizin boşalmasını istemiyoruz” diyor.

Av. Bülent Çınar ise, muhtarların ve vatandaşların ‘siyasi amaç’ vurgusuna katılıyor:

“Yöre halkımız bu coğrafyadan atılmak isteniyor. Bu projenin başka alternatifleri vardır. Sulamanın ve enerjinin sağlanması için daha ucuz bir maliyet ile çevreye zararı olmayan projeler üretilebilir. Olaya daha gerçekçi ve daha somut yaklaşılmalı. Bu projenin ayakları oluşturulurken oluşacak olan zararlarından kesinlikle bahsedilmemiştir. Sadece şu yararı elde edeceğim diye projeler yapılmaz, bu projenin götürüsü nedir, zararı tüm detayları ile hesaplanmalıdır. Halkın yüzyıllardan beri yerleşim alanı olarak kullandıkları yerler kadastro çalışmalarıyla büyük ölçüde orman alanı olarak belirlenmiş geri kalan ise hazine adına kaydedilmiştir. Köylerimizin su haznesini oluşturan ve üzerinde barajın inşa edileceği çayın etrafı yıllarca emek verilerek kol gücü ile verimli tarlalara dönüştürülmüştür. Küçük, ama verimli olan bu arazilere yöre halkı tütün dikerek geçimini sağlamaktadır. Burada geçimini sağlayanlar başka nerede olursa olsun geçinemez.”

KATAM İnşaat Limited Şirketi’ne ihale edilen barajın yapımına karşı köylülerin kurduğu Koçali Barajı’na Hayır Platformu’nun avukatı olan Çınar, “Barajın olumsuz etkileyeceği alanda, sadece Alevi Kürt vatandaşlar yaşamaktadır. Burada yaşayan vatandaşlar yerlerinden yurdundan edilmeye çalışılmaktadır” iddiasını da tekrarlıyor.

Demokratik Alevi Derneği Adıyaman Şube Eş Başkanı Celal Demirci da Alevi köylerini yok edecek baraj projelerini ‘beyaz soykırım’ olarak niteliyor:

“Baraj ve HES projeleri, Alevileri asimilasyon politikasının en büyük aracı olarak Dersim, Adıyaman gibi birçok Alevi coğrafyasında hat safhaya ulaşmış durumda. Maden sahaları ilan etme, acele kamulaştırma, baraj ve HES projeleri, Alevilerin arazilerini elinden alan, Alevileri toprağından çıkartıp zorla göç ettirmeye yönelik hiç durmadan devam eden devlet politikaları arasında yer alıyor. Yüz yıllardır Alevileri asimile etmek isteyen egemen güçlerin yaptığı bu projelerden birisi de Adıyaman’da baraj yapılacak olan köylerde yaşayan yurttaşlara Aydın’da yer tahsis edilmesi. Köylüler, baraj yapılması halinde Aydın’a gönderilerek Türk ve Sünni şehirlerde yaşamını sürdürmek zorunda kalacak hale getirilmek isteniyor.”

Adıyaman’da son yıllarda Hazine ve 2B arazilerinin satışa çıkarıldığını, ancak Alevi köylerindeki Hazine arazilerini Alevilere vermemek gibi zorlaştırıcı politikalar yapıldığını savunan Demirci, “Yapılan iki tane baraj var. Birkaç tane HES var, bu HES’lerle, barajlarla Alevi nüfusu yerinden sökülüyor ama sökülürken bu demografik yapıyı bozmamaya dönük herhangi bir tedbir yok. Mesela Pamukçayı Barajı dedikleri Gökçay’da kurulan baraj altında kalan köylere Aydın’da bir yer tahsis etmeyi düşünüyorlar. Yani Batı’ya gönderip Türkleştirmek, Sünnileştirmek gibi ısrarlı bir çaba var. İşte Gömükan Barajı yapılıyor burada. Tamamı Alevilerin köylerinden oluşan bir bölgede yapılıyor” diyor.

Kaynak: Ahval Türkçe

EN SON EKLENENLER