AF Örgütü: Muhammet ve Orhan için adalet

 

AF Örgütü, Agirî’de geçtiğimiz yıl 12 Ağustos’ta fırının odun deposunda  Muhammet Aydemir ve Orhan Arslan’ın öldürülmesinin aydınlatılması için başlattığı kampanyayı sürdürüyor

Uluslararası Af Örgütü’nün Agirî’nin (Ağrı) Giyadîn (Diyadin) ilçesinde geçtiğimiz yıl 12 Ağustos tarihinde çalıştıkları fırının odun deposunda polislerce öldürülen Muhammet Aydemir (16) ve Orhan Arslan (19) için başlattığı “Diyadin Çocukları İçin Adalet” kampanyası devam ediyor. 10 Haziran 2016’da başlattıkları kampanya kapsamında şimdiye kadar Türkiye’de 3 bin imza toplayan örgüt, kampanyayı büyütmeyi hedefliyor. Af Örgütü, Arslan ve Aydemir’in öldürülmesiyle ilgili tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve sorumluların adalet önüne getirilmesini talep ediyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Ece Milli, kampanyanın son durumu hakkında bilgi verdi.

Valilik izni bekleniyor

Milli, “Muhammet ve Orhan’ın öldürülmesiyle ile ilgili tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve sorumluların adalet önüne getirilmesini talep ediyoruz. Bu talebimizi yetkilere iletmek, yetkilileri bilgilendirmek ve adaletin yerini bulması için çağrıda bulunmayı amaçlıyoruz” dedi. Çocukları öldüren polislerin hala soruşturulmadığını söyleyen Milli, “Soruşturmanın devam edebilmesi için valilik izni bekleniyor” sözlerini kullandı.

‘İnfaz olabilir’

Giyadîn’deki olaya ilişkin Af Örgütü’nün izlediği güvenlik kamerası görüntülerinin olduğunu söyleyen Milli, “Af Örgütü’nün izlediği güvenlik kamerası görüntülerinde saat 21.45 sularında çocuklar telefonlarıyla fırın önünde oynuyor. Daha sonra saat 23.00 sularında Muhammed ailesine güvende olduğunu, odun taşıyacaklarını söylüyor. Yetkililer ise kendilerine silah doğrulttuğunu söylüyor ancak hem olayın meydana geliş şekli hem de ailenin tanıklıkları olaya dair güçlü kanıtlar içeriyor. Ortada bir infaz olabilir. Dolayısıyla soruşturma, araştırma ve ailelerinin adalete erişmesi çok önemli” ifadelerine kullandı.

İşkenceye dair delil topladık

Darbe girişimi ve sonrası yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Milli, “OHAL dönemlerinde kamu güvenliğine öncelik veren uygulamaların olmasını anlaşılır buluyoruz. Ancak bunlar uluslararası hukukun öngördüğü yükümlülükler doğrultusunda olmalı, bu çağrımızı sıklıkla dile getiriyoruz” dedi. Milli, darbe girişiminin hemen ardından gerçekleştirilen gözaltılarla ilgili kapsamlı olarak sahada araştırma gerçekleştirdikleri bilgisini de verdi. Araştırmalar sonucunda resmi ve gayri resmi merkezlerde gözaltında tutulan kişilerin cinsel saldırı ve dayağa maruz kaldıklarına ilişkin güvenilir kanıtlar topladıklarını dile getiren Milli, “İşkence ve kötü muamele yasağı uluslararası hukuk açısından asla taviz verilmeyen konular. Yetkililerin bu tür bulguları araştırması ve işkence, kötü muamele ile mücadele etmek için somut adım atması ayrıca failleri yargı önüne çıkarması gerekiyor” diye konuştu.

İSTANBUL / DİHA

 

 

 

 

EN SON EKLENENLER