AFAD kampına neden itiraz ediyoruz!

Ali Kenanoğlu Evrensel gazetesindeki “AFAD kampına neden itiraz ediyoruz!” başlıklı yazısıyla Maraş’ta yaşatılmak istenenleri bir bir ele alıyor….

 

Maraş Terolar köyü mera alanına yapılmak istenen AFAD mülteci kampı inşaatı sürerken aynı şekilde direniş ve itirazlar da sürmeye devam ediyor. Direnişteki Maraşlı Aleviler dertlerinin mülteciler olmadığını çok net bir şekilde özetleyip; “Bizim derdimiz mültecilerle değil. Oradaki savaşta mağdur edilerek, yerlerinden yurtlarından edilmiş o mazlum halklarla bir sorunumuz yok. Mülteci olmanın ne demek olduğunu bu coğrafyada Pazarcık, Elbistan, Nurhak’taki Alevi, Kürt yurttaşlar iyi bilirler. Yıllarca mülteci olduk başka ülkelerde. Biz yer seçiminin yanlış olduğunu düşünüyoruz, bunca itiraza rağmen bu ısrara karşı da mücadele etmeye devam edeceğimizi söylüyoruz” diyorlar.

Maraşlı Aleviler itirazlarını ise şu şekilde özetliyorlar; “Şikayetlerimizi vali ve kaymakama aktarıyoruz, ancak bizi dikkate almıyorlar. İş makineleri çalışıyor. Engel olmaya çalışıyoruz. Bizler Maraş’ı yaşadık. İleride bir etnik çatışma çıkmasından korkuyoruz. Elbette mağdur durumdaki sığınmacılara karşı değiliz. Ancak buraya cihatçı çetelerinin IŞİD’in, el Nusra militanlarının yerleştirileceği bir üs kurulacağını düşünüyoruz. Kaygımız bu. Bizi cihatçıları kullanarak göçe zorlayacaklar. Burası dağın başı, cihatçıların eğitim kampı yapacaklar. Başka yer mi kalmadı? Maraş merkeze yapsınlar. Ama yapamazlar çünkü varlıklı aileler karşı çıkıyor.”

Kampın yapılmak istendiği alan Maraş ile Pazarcık ilçesi arasında bir alan ve Kürt-Alevi köylerinin tam ortasında, yaklaşık 30 bin kişilik kampa yerleştirilecek olan Suriyelilerin büyük bir bölümünün rejim karşıtı ve el Nusra-IŞİD gibi terör örgütlerine sempati duyan bir kesim olacağı aşikar. Bu durumun kendisi Alevi köylerinin itiraz etmesi için yeterlidir.

Maraş’a yapılacak olan AFAD mülteci kampları zaten kamuoyunda ilk olarak Hatay’daki Apaydın Kampı ile gündeme geldi. Bu kamp kamuoyunda Nusra’nın eğitim ve dinlenme kampı olarak tartışıldı. Ben bu kampa incelemeye giden heyet arasındaydım. Dönemin Milletvekilleri kampa alınmamış ve kamp bu yönüyle hayli şaibeli bir duruma düşmüştü. AFAD kamplarının kamuoyundaki bilinen yüzü böyledir.

Bu topraklarda devlet tarafından muhalif görülen toplumlara karşı iskan politikaları bilinçli bir şekilde yürütülmüş ve her dönemde zorunlu göçler – sürgünler ve kuşatmalar yapılmıştır. Bugün Kürtler ve Aleviler üzerinde benzer çalışmalar yürütülmekte bir taraftan göçe zorlanan halklar diğer taraftan da Suriye’den gelen rejim muhalifi Sünni mülteciler ile kuşatılmaktadır

Maraş’ta yürürlüğe konan politikanın Malatya, Sivas gibi bölgelerdeki Alevi yerleşim alanlarında da uygulanacağına dair bilgiler aktarılmaktadır. Aynı şekilde Rojava sınırının Türkiye tarafına bir şerit halinde Sünni Arap nüfusun yerleştirilme planları yapılmaktadır. Türkiye Kürtleri ile Rojava Kürtlerinin arasına yerleştirilen Arap nüfus Kürtlerin birbirleriyle olan ilişkisini kesmeye yöneliktir.

Bu politikalar bölgede bin yıldır uygulanmaktadır. Ancak bin yıldır da itiraz, isyan, zulüm, kan, gözyaşı durmamaktadır. Güvenlik politikaları ile iskan politikaları sorunları çözmediği gibi beraberinde yeni sorunlara da neden olmaktadır.

Bugün ülkemizde ve bölgede yaşanan Alevi ve Kürt sorunun yanına böyle giderse yakında bir de Arap sorunu ekleneceği kesindir. Hatta sadece devletle çatışan değil birbirleriyle çatışan topluluklar ile karşı karşıya kalacağımız tehlikeli bir süreç örülmektedir.

Çatışmaların getirdiği kan ve gözyaşının kimseyi mutlu etmeyeceğini en iyi bu ülkede yaşayan insanlar bilmektedir.

Alevi köylerine Sünni Araplardan oluşan bir mülteci kampı yapmanın izah edilebilecek hiçbir gerekçesi yoktur. AKP ve Saray devleti bu politikayla bu topraklara yeni kin ve nefret tohumları ekme peşindedir.

EN SON EKLENENLER