Ahmet Türk: Yalvarıyorum, yarınları karartacak işlerin içinde olmayın, Önder: Ahmet abiye kayıtsız kalan insan değildir

HDP’nin Batman mitinginde halka seslenen Kürt siyasetçi Ahmet Türk, referandumun Kürtler açısından önemine dikkat çekerek, “Bütün yaşadıklarımızdan sonra ‘Evet’ demek onursuzluktur. Yalvarıyorum, yarınları karartacak işin içinde olmayın. Yarın hesap veremeyiz” dedi. HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise, “Ahmet abinin dizi toprağa değmemiştir, diz çökmemiştir. İlk defa böyle bir laf kullandı, ucuzundan bir laf değildir, buna kayıtsız kalan insan değildir” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Batman’da düzenlediği “Hayır” buluşması konuşmalarla devam ediyor. Mitingde konuşan Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkan Vekili Gülcihan Şimşek, Kürt halkının önemli bir süreçten geçtiğini belirterek, cezaevlerinde siyasi tutukluların sürdürdüğü açlık grevi eylemlerini selamladı. 12 Eylül darbesi ardından Diyarbakır Cezaevi direnişini hatırlatan Şimşek, “Kürt halkı mücadelesini gösterdi. Kemal Pir, Ali Çiçek ve yoldaşlarını selamlıyoruz. Yoldaşlarımız yaşamı sevdiği için canlarını feda ettiler. Onların mücadelesini ve direnişini sürdüreceğiz. Yaşamak direnmektir” dedi.

‘KÜRT HALKI VARDIR, DİRENİŞİ SÜRECEKTİR’

Kürt halkının 100 yıldır kimliği ve özgürlüğü için mücadele ettiğini vurgulayan Şimşek, “90 yıldır ‘Kürt yoktur’ söylemini AKP hükümeti sürdürüyor. Ne yaparsanız yapın Kürt halkı vardır, direnişi sürecektir” diye konuştu. AK Parti hükümeti ve MHP ittifakı ile anayasa değişikliğine gidildiğini ifade eden Şimşek, “Anayasa içerisinde yine halklar yok, Kürt halkı yok, kadın özgürlüğü yok. Bu nedenle Kürt halkı varlığı, özgürlüğü ve mücadelesi için, ‘Hayır’ diyecektir. Şeyh Said ve Roboski katliamı için ‘Hayır’ diyeceğiz” şeklinde konuştu.

‘SAYIN ÖCALAN İÇİN ‘HAYIR’ DİYECEĞİZ’

Bölgede yaşanan çatışmalı sürece dikkat çeken Şimşek, şöyle devam etti: “Çözüm süreci için ‘Hayır’ diyeceğiz. Sayın Öcalan’ın ‘Eğer isterseniz Kürt sorununu 6 ayda çözerim’ sözünü unutmadık. Buna rağmen AKP hükümeti Kürt halkını tanımamakta ısrar ediyor. Kürt sorunu çözülmezse, Tansu Çiller nasıl gittiyse, Mehmet Ağar gittiyse, siz de gideceksiniz. Kürt halkı alanlarda, zindanlarda sürdürmeye devam ediyor. Sayın Öcalan için ‘Hayır’ diyeceğiz. Gençlerimiz bodrumlarda diri diri yakıldı. Onlar için ‘Hayır’ diyeceğiz. Mehmet Yavuzel, Seve Demir ve Mehmet Tunç’u unutmayacağız.”

‘BU SANDIKLARDA AKP VE MHP’YE OY ÇIKMAYACAKTIR’

Referanduma sayılı günler kalırken sandık yerlerinin değişikliğine dikkat çeken Şimşek, “O sandıklarda ne AKP, ne de MHP’ye oy çıkacaktır. Kürt halkının kazanımlarını yok etmeye çalışıyorlar. İrademiz olan milletvekillerimiz ve belediye eşbaşkanlarımız tutuklu. 89 belediyemiz gasp edildi. Sebahat Tuncel, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve onlarca arkadaşımız zindanlarda. Bunlara ne diyeceğiz, ‘Hayır’ diyeceğiz” diye konuştu.

Miting alanını dolduran Batmanlıların referandum sonucunu ortaya koyduğunu dile getiren Şimşek, “Sandık sandık çalışacağız. Zindan direnişine ses olmak için, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit için çalışacağız. Taybet Ana için ‘Hayır’ diyeceğiz ve kazanacağız” dedi.

TÜRK: BATMAN’DAN ÖZGÜRLÜK SESLERİ YANKILANIYOR

Ardından görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, platforma çıkarak halkı selamladı. Türk’ün konuşmasından satır başları şöyle:

“Batman tarih boyunca Kürt halkının direnişini yazan kent oldu. Bu alanı dolduran binlere teşekkür ediyorum. Özgür bir yaşam ve birliktelik için büyük çalışmalar yürüttük. Her dönem baskılar halkımız üzerinde süre gelmiştir. Halkımız hiçbir zaman zulme karşı hiçbir zaman baş eğmemiştir. 1980 ve 1994’te halkımıza yönelik büyük yönelimler oldu. Halk özgürlük mücadelesine sahip çıktı ve yükseltti. O yıllarda Kürt halkını sessiz kılmak için büyük baskı uyguladılar. Bugün Batman alanında özgürlük ve birlik sesleri yankılanıyor.

Yeni bir sürece giriyoruz. Eskiden yürütülen zulme karşı halk dimdik durmuştur. Bu referandumda bütün kararları tek bir kişi verecektir. Özgürlüğümüz bir kişinin elinde olacak. Sadece toplumu değil, şahısları bile kontrolü altına almak istiyor.

KEŞKE AKP’LİLER DE BURADA OLSAYDI; ANLATSAYDIK

Uzun yıllardan bu yana siyasetteyim, 12 Eylül zindanlarını yaşadım. Bugün de o zindanları, o uyguladıkları politikaları gündeme getirmek istiyorlar. 94’lerde yıkılan köylerin ve faili meçhul cinayetlerin şahidi olduk. 94 yılında sizin iradenizler parlamentoya giden milletvekilleri cezaevine gönderildi. Onlardan biri bendim. Ama demokrasi mücadelemiz zaman zaman kesintiye uğradıysa da, irademize ipotek konulamadı. Artık halkımızın geleceğine ipotek koymaya çalışıyorlar. Halklar adına bir tek kişi karar verecek. Bir tek kişinin dudağı arasından çıkan kelime yasa olacak. Keşke AKP’ye oy vermiş insanlarda burada olsaydı, bu oyunun irademizi teslim etmek anlamına geldiğini onlarda anlasaydı.

TEK KİŞİNİN YÖNETTİĞİ ÜLKELERİ BİLİYORUZ

Dünyada tek bir kişinin yönettiği ülkeleri biliyoruz. Saddam’ın yürüttüğü Irak, Esad’ın yürüttüğü Suriye, Kaddafi’nin yürüttüğü Libya, ne oldu sonuçları; halklar tekçi anlayıştan dolayı acı çekti. Bunun için tekçiliğe karşıyız. Herkes yeniden düşünsün. Geleceğimizi karartacak olan bu referandumu vicdani muhasebe yaparak baksın. Türkiye’nin geleceği için referandumun önemli olduğunu söylüyorlar. Sadece Kürtler için değil, herkes baskı altında kalacak. Barış istedikleri için yüzlerce akademisyen ihraç edildi. Bu referandumun doğru olmadığını, büyük sıkıntıların yaşanacağını söyleyen her insan hedef haline getirildi. Bugün de bütün toplumu kontrol etmek isteyen anlayış ile karşı karşıyayız.

YALVARIYORUM, HESAP VEREMEYİZ

Uygulanan politikaları bizden iyi biliyor ve görüyorsunuz. Biz sizlerle bir araya gelerek özgürlüğe yürüyeceğiz. Referandum Kürtler için çok önemli. Genel Başkanlarımız cezaevlerinde, 85 belediyemize kayyum atanmış, arkadaşlarımız içerde, Kürt siyasetini, demokrasi mücadelesi veren insanlar zindanlarda. Yeniden 12 Eylül döneminde yaşatılan zulmü gündeme getirmeye çalışıyorlar. Cizre, Nusaybin, Gever, Sur ve Silopi’de yaşanan vahşet var. Bütün yaşadıklarımızdan sonra, ‘Evet’ demek onursuzluktur. Durumu yarınları düşünmekten aciz olan insanlara söylüyorum. Onlara sesleniyor ve yalvarıyorum, yarınları karartacak işin içinde olmayın. Yarın hesap veremeyiz.

BİZ İNSANIZ, KİMSENİN DÜŞMANI DEĞİLİZ

Bir insanın kötü olması önemli değil. Cumhurbaşkanı vicdani insan da olabilir. Ancak bütün yetkileri verdiğiniz zaman değişecek. Bütün yetkileri kullanacak. Charles halk tarafından sevilen bir liderdi. Ancak bütün yetkileri eline aldığı zaman, insanları açlık ile karşı karşıya bıraktı. İşte tekçi zihniyetin yarattığı problem budur. Tekçi zihniyetin altında diktatörlüğün oluştuğunu herkes biliyor. Bizler demokratik geleceği kurmak için mücadele ettik. Demokrasi ve insanca yaşama talebimiz, Türkiye, Çerkez ve Arap halkına karşı değil. Dedelerimiz anlatırdı; bir Türk bir Kürt komşusuna güvenir ve malını teslim ederdi. Yürütülen ırkçı siyaset, halklarımızı karşı karşıya getirdi. Bugün kin ve öfkeye neden oldu. Siyasetçiler, milliyetçi duygulara dokunarak bu hale getirdi. Biz tüm olumsuzluklara rağmen halkların kardeşliğini savunuyoruz. Biz insanız, vicdan sahibiyiz, kimsenin düşmanı değiliz.

GELECEK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ

Zulmün olmadığı ve insanların buluşacağı bir gelecek için mücadele ediyoruz. Bu sizlerin elindedir, anlamayanların kapılarını çalın. Yarınları karartacak kararlardan onları alı koyun. Biz ikna etmek için yola çıksak, derdimizi duygularımız anlatsak, ikna olmayacak insanımız yok. Eğer Kürdistan’da ‘Hayır’ güçlü bir şekilde ortaya çıkmazsa, bu bizim eksikliğimizdir.

HERŞEY REFERANDUM İÇİN KULLANILIYOR

Kardeşlerimiz bu coğrafyada, ‘Evet’ oyu verdiği zaman, yarın Cumhurbaşkanı ve Başbakan çıkıp, ‘Bütün yaptıklarıma rağmen Kürtler bana destek verdi’ diyecek. Hiç derdimiz yok. Sizin milletvekilleriniz, belediye başkanlarınız zindanlarda. Devletin bütün imkanlarını kullanarak, halkı ‘Evet’ cephesine çekmeye çalışan siyaset anlayışı egemen değil mi? Dünyanın neresinde OHAL koşullarında anayasa değişikliği yapıldı. Bütün her şeyi referandum için kullanıyor. Bütün hukuksuzluğa karşı referandumu meşru göstermek yanlıştır.

KÜRTLERİN BEKLENTİLERİNE CEVAP VERMEYEN ANAYASA MEŞRU DEĞİLDİR

Yüzde 50 oy yeter diyor, Cizre’de Sur’da evi yıkılan ve adresi belli olmayan 350 bin insan sandık başına gitmeyecek. Kazandığınız zaman 350 bin insanın oy kullanamadığı bir seçimi nasıl meşru görecekseniz? Kürtlerin beklentilerine cevap vermeyen, bir anayasa nasıl meşru görülür. ‘Evet’ çıkarsa ne parlamentonun nede bir başkasının sözü kalmaz.”

ÖNDER: AHMET TÜRK’E KARŞILIKSIZ KALAN İNSAN DEĞİLDİR

Son olarak konuşan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise şunları söyledi:

“Batman’ın bütün fertlerinin ayağının kurbanıyım. Ben sizinle onur duyuyorum. Ben Türküm, Adıyamanlıyım, bir Kürt olsaydım, devlete tirşikçilikten dolayı yakamı kaptırmış olsaydım. Ahmet Abi’nin çağrısına kayıtsız kalamazdım. Ahmet Abi ile yıllardır birlikte siyaset yürütüyorum. Bu bizim için onurdur. Ahmet abi ilk defa ‘Size yalvarıyorum’ dedi, buna kayıtsız kalan insan değildir. Ahmet Türk’ün dizi toprağa değmemiştir, diz çökmemiştir. İlk defa böyle bir laf kullandı, ucuzundan bir laf değildir, Kürt halkının bunu iyi düşünmesi gerekiyor. Bu lafta çok keramet vardır. Bu referandum seçimlerden bile önemli ve belirleyicidir.

MENFAATLERİ OLMADAN BİR BARDAK SUYU KALDIRACAK KİMSE BULAMAZLAR

Anneler ve kadınlar inisiyatif alarak alanı doldurmuşlar. Gençlik nasıl bıraktıysak öyle. Batman iradesinden zerre taviz vermedi. Biz size veriyor muyuz, bak artık belediye de yok. Size bir vaadimiz var mı? Bunların bir menfaati olmadan, bir bardağı kaldıracak 100 insan bulamazsınız. Bizle beraber olmak, polis dayağı, gazlar bombalar, zindan ve zulüm. Halk bütün engellemelere rağmen, gelip alanı dolduruyorsa insan iki dakika tefekkür eder. Burada haysiyet meselesi, onur meselesi var. İş buraya gelince çatallaşıyor. Bunların repertuarında insan onurunun karşılığı yok, çi fayda (ne fayda)?

ÖNDER’DEN SOYLU’YA: BAŞKA EMRİN VAR MI?

Bakan çıkmış, ‘Tek millet demeyenler defolsun’ diyor, hele gel bunu Batman’da söyle. Batman heftreng (gökkuşağı) bir memleket. İnsanları tek bir millete ait etmek ayıptır. Geleceksin, Türk demeyen, tek millet demeyen gidecekmiş. Başka emrin var mı? Biz bunların bu topraklardan gitmesine razı değiliz. Bunlara insanlığı, bir arada yaşamayı, insanlığın ortak yaşam alanını yapmak arzusundayız ve bunun için bu kadar çileye boyun eğiyoruz. Sizde gelin, sizi koymayacağız. Altınıza sergi, önünüze yemek koyacağız.

İNSANLIK SUÇUDUR, YAPMAYIN

Hz. İbrahim her akşam insanları toplar yemek verirdi. Yemekten önce Allah tekdir diyene ikramını sonsuz gösterir. Diyor ki; ya İbrahim onların milyonlarcası beni ret etti, ama ben bir gün tek birinin ekmeğini kesmedim. Bu kadar böyle müptezelleşmeye gerek yok. Tarihe insanlık suçu olarak kalır, yapmayın.

KENDİNİZİ ZORLA TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATMAYIN

‘Valiye emir verdim, yasakladım’ diyor. Aferin, iyi hüner etmişsin, iyi halt işlemişsin. Senin yaptığın ile başkanlık gelirse nasıl hükmedeceğinizi öğreniyoruz. Allah’ın haşa yeryüzündeki halisin, çok beklersin. Nasıl bir sistem arzuladıklarının, filmin fragmanı gibi. Bilmediği bir şey var, o da mazur. Onları da ağırlayacağız bu topraklarda. Ondan önce bu toprakların dilini, inancını yasaklamayı düşünen o kadar ahmak geldi ki, sayamazsın. Öyle bir, üç, beş değil. Hepsinin tarihte menfuru anıyor. Hiçbirinin izi tozu kalmadı, haya ediyorlar. Kendinizi zorla tarihin çöp sepetine attırmayın. Sizi bile biz düşünüyoruz. El haya, vel-iman.

BU TÜRKÜLER BEBELERİN KULAĞINDA BUGÜNLERE GELDİ

Mem û Zîn kaç yıllık destan, sana gelene kadar kaç kişi yasaklamaya çalıştır. Mem û Zîn’i unuttu mu bu halk. Bebelerin kulağında bu türküleri söyleye söyleye getirdiler. Buna nasıl mani olacaksın. Kürtlerden bu sisteme ‘Evet’ diyecek olan, anadiline küfür ettirene ‘Evet’ diyecek. Kürtler bunu defalarca göstermiştir, bir daha gösterecektir.

İRADEYE İPOTEK KOYACAKSIN, BAŞKA KAPIYA

Demokrasiyi dilinden düşürmüyorlar. Bundan önceki İçişleri Bakanı neden görevden alındı. Belediyelere kayyum atacaklardı, çünkü seçimle kazanamıyorlardı. Önceki bakan ayıptır, böyle bir şey olabilemez demiştir. O gitti, bütün belediyeleri gasp ettiler, sende o kadar yürek varsa yap bir seçim kim kazanıyor görelim. Demokratik cesaretin varsa, rejim değişikliğini oynayacağına, demokrasi meydanında herkesin saçı önüne dökülsün. Kim halkın iradesine ipotek koyabilir. Bunun adına nerede demokrasi denilir. Halkın iradesine ipotek koyacaksın, başka kapıya.

YAKMAKLA YIKMAKLA BİTMEYİZ

Daha demokratik olacağı söyleniyor, ama neyin demokratik olacağı söylenmiyor. Seçilmiş iradeleri cezaevine dolduracaksın, tutsak alınan arkadaşlarımız hakkında iki şey bulamadınız; şiddetle en ufak bağlantı, yetim hakkına tenezzül. Aylarca propagandasını yaptınız. Ortaya bir tane delil bırakamadınız. Kürtlerden bu sisteme onay almak için sesleri kıstırmak istedi, bir gittik bin geldik. Torunlarımız sana gereken cevabı verirler. Yakmakla yıkmakla tükenmeyiz. Bunu anlamamışlar, 16 Nisan’da göstereceğiz. Sabredin.

ÖCALAN SAYESİNDE ANALAR BAŞINI YASTIĞA RAHAT KOYDU

7 günde binlerce kilometre yol yaptım. Görevimiz olarak, geleceğimiz adına her mihnet kabulümüz. HDP ve bütün Kürt siyasi hareketi, bu topraklarda Sayın Öcalan’ın büyük bir irade ile ortaya çıkardığı barışı getirmek için muazzam irade ortaya koydu. Ben 3 yıl kendisi ile diz dize barış uğruna mücadeleyi birlikte örmenin onurunu yaşadım. Bana bundan dolayı dava açıyorlar. Hakime dedim, benim çocuğuma bırakacağım en onurlu miras. Öcalan’ın posteri önünde resim çektirdiğim için. Asker, polis anneleri başını yastığa rahat koydu. Bunu Sayın Öcalan sağladı. Bu iradenin önünde bütün halk bir oldu. Vaktinde bizi Sayın Öcalan ile korkutuyordu.

2012 AÇLIK GREVİ EYLEMİ BARIŞA KAPI AÇTI

‘Sayın Öcalan her şeyi bunlardan daha iyi düşünüyor’, dediler. ‘Götürsek bunları kovalar’ dediler. Amansız bir tecrit başlattılar. Bu sadece onun şahsına yönelik değil. Sayın Öcalan’a sorduğumda, gülerek bunlar ahmaktır diyordu. Bunlar bir halkın barış iradesine ipotek koyuyorlar. Bu yüzden açlık grevlerinde bulunan yoldaşlarımızın 2012’deki eylemleri barışa kapı açtılar. Açlık belki öldürür veya öldürmez, ama suskunluk mutlaka öldürür. Onları kurda kuşa yem etmeyeceğiz. Onların direnişi ve taleplerini birlikte sahipleneceğiz. 16 Nisan günü bunu unutmadan sandığa gideceğiz.”

Miting sanatçı Çiya’nın ezgileriyle devam etti.

EN SON EKLENENLER