‘AİMH kararı yeniden yargılamanın önünü açacak’

AİHM’in “Taş atan çocuklar” hakkında verdiği “makul tepki” kararının emsal olduğunu belirten avukat Hasan Erdoğan, “AİHM kararında çocukların sokakta gösteri yapma hakkının olduğu vurgulandı. Pek çok dosyanın yeniden yargılanmasının önünü açacak” dedi.

Kamuoyunda “Taş atan çocuklar” olarak bilinen ve binlercesi cezaevinde olan Kürt çocuklarının yargılanmasında yeni bir gelişme yaşandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Ferit Gülcü için verdiği karar diğer tüm tutuklu çocuklar için de emsal niteliği taşıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıl dönümü dolayısıyla 9 Ekim 2008 tarihinde düzenlenen eylemde gözaltına alınan Ferit Gülcü, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 11 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. Yargılama AİHM’e taşınırken, AİHM Gülcü’ye ilişkin gösteri yürüyüş hakkının engellenemeyeceği ve tepkinin “makul” olduğu yönünde karar verdi.

AİHM’in kararını değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Yöneticisi ve Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Üyesi avukat Hasan Erdoğan, kararın çocuk haklarını savunduğunu belirtti.

‘POZANTI İLE KAMUOYUNUN GÜNDEMİNE GİRDİ’

2006 yılında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “Kadın da olsa çocuk da güvenlik görevlileri gereğini yapacaktır” sözleri ardından TMK’de yapılan değişikliği hatırlatan Erdoğan, bu süreçten sonra çocukların yargılanmasının önünün açıldığını vurguladı. Erdoğan, şunları aktardı: “Çocuklar yoğun bir şekilde gözaltına alınmaya ve tutuklanmaya başlandı. Asıl ‘taş attan çocuklar’ ve çocuk tutukluluk mevzusunun kamuoyuna yansıması ise maalesef Pozantı Cezaevi sonrası oldu. Çünkü Pozantı Cezaevi’nde çocukların cinsel istismara varıncaya kadar çok ağır işkence, dayak, cebir ve şiddet gördükleri kamuoyuna yansıdı. Bundan sonra tekrar çocuk tutukluluğu, terör suçu ve çocuk meselesi tartışılmaya başlandı.”

‘ÇOCUKLARIN SOKAKTA GÖSTERİ YAPMA HAKKI VURGULANDI’

Çocuklara özgü bir adalet sisteminin uygulanması yönünde çaba gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, çocukların savaşın içinde büyüdüklerini ve bu savaşın en büyük mağdurunun yine çocuklar olduğunun altını çizdi. Erdoğan, “Devlet çocuk olarak görüp çocuk olarak yaklaşmalı. Bu çocukların evleri yakıldı, bu çocukların yaşadıkları semtler yok edildi. Her bir aileden kayıplar var ve bu çocuklar bir şekilde kendilerini ifade etmek için sokağa çıktılar. İşte AİHM kararında da çocukların sokakta gösteri yapma hakkının olduğu vurgulandı” diye belirtti.

‘ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL YARGILAMA YAPILMALI’

Bu çocukların yargılandığı davalarda hukuka aykırılık olduğuna da dikkat çeken Erdoğan, “Çocukların tek bir eylemden yargılanması gerekiyorken ‘Örgüt propagandası’, ‘Taş atmak’, ‘Kamu malına zarar vermek’ ve ‘Örgüt üyeliği’ suçlarından ceza alıyorlar. Çocuklar bu şekilde yaşlarının iki katı ceza aldılar. Çocuklar için özel yargılanma yapılması gerekir. Bu çocukların yetişkinlerle yargılanmaması farklı usullerle yargılanması gerekir” şeklinde konuştu.

Erdoğan, Türkiye’nin de taraf olduğu sözleşmelerde çocukların düşünce ve ifade özgürlüğü ile örgütlenme hakkının olduğu ancak bunların Türkiye’de karşılık bulmadığını söyledi.

‘CEZAEVLERİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ İÇİN UYGUN DEĞİL’

AİHM kararının pek çok dosyasının yeniden yargılanmasının önünü açacağını kaydeden Erdoğan, “Emsal bir karar oldu. Çocukların derhal cezaevinden tahliye edilmesi gerekiyor” dedi. Türkiye’deki cezaevi koşullarının çocukların gelişimi için uygun olmadığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye taraf olduğu pek çok sözleşme ve iç mevzuat gereceğinde çocukların tutukluluğuna pozitif yaklaşmalı. CPT raporlarında da Türkiye’deki çocuk cezaevlerinin şiddet ürettiği, çocukların şiddete maruz kaldığını görüyoruz.”

‘TOPLUMUN GELECEĞİ KAYBOLUYOR’

“28 kere yargılanan 17 kere tutuklanan çocuklarla tanıştım” diyen Erdoğan, çocukların cezaevlerinden sonra toplumla bütünleşemediğine dikkat çekti.

Erdoğan, “Çocuğa başka bir alternatif bırakmıyoruz. O çocukların bir kısmı da maalesef hayatta değil. Biz bu alanda 2014 yılında ‘Çocuk cezaevleri kapatılsın’ diye bir girişim başlatmıştık. O girişimde dikkat çekmek istediğimiz buydu. O çocuklar kayboluyor, toplumun geleceği kayboluyor. Biz ezberden ‘Çocuklar toplumun geleceğidir’ deriz ama böyle gelecek sağlanmıyor. Önce çocukluklarını kaybediyorlar sonra inançlarını, beklentilerini, yarınlarını kaybediyorlar. Bu çocuklar için lehe bir takım şeyler yapılması gerekiyor. Ama maalesef cezaevinden çıkan çocukların tekrar toplumla bütünleşmesini sağlayacak bir mekanizma oluşturulmuş değil.”

‘BU ÇOCUKLARIN SUÇLU OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUZ’

“Taş atan çocuklar” yahut “Suça sürüklenen çocuklar” gibi kavramların kullanılmaması uyarısında bulunan Erdoğan, şunları aktardı: “Biz aslında bu çocukların suçlu olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye’de 18 yaşın altında oldukları için bir derneğe üye olamıyorlar. Peki bu çocuklar nasıl kendilerini ifade edecekler? Bu çocukların sert müdahaleye karşı bir şekilde kendilerini savunma hakkı var. Taş atmak bir semboldür, kendilerini ifade etme biçimidir. Biz sürekli bunu ifade ediyoruz. Türkiye’de demokrasi bilinci yeni yeni gelişiyor ve maalesef bu özgürlükler zorla elde ediliyor, çocuk da olsa. Dileriz bu karar ve mahkemelerin bu katı yaklaşımları değişir, dileriz çocuklarımız artık cezaevinde olmaz.”

‘TUTUKLU ÇOCUK SAYISI 10 BİNİN ÜZERİNDE’

Adalet Bakanlığı’nın Türkiye’deki tutuklu çocuklara ilişkin verileri şöyle:

* Cezaevlerinde bin 847’si tutuklu, 731’i hükümlü toplam 2 bin 578 çocuk bulunuyor.

* AKP iktidarı döneminde cezaevindeki çocuk sayısı yüzde 26 arttı. 2002’de çocuk hükümlü sayısı 548 iken bu sayı 2017 yılına gelindiğinde yüzde 33 artarak 731 oldu.

* 2002 yılında bin 497 olan tutuklu çocuk sayısı 2017’de 350 artışla bin 847’ye yükseldi.

Adalet Bakanlığının verileri bu şekildeyken, avukat Hasan Erdoğan ise karakola giden çocuk sayısına bakıldığında tutuklu çocuk sayısının 10 binin üzerinde olduğunu düşündüklerini ifade etti.

Selami Aslan – dihaber

EN SON EKLENENLER