AKP-MHP ittifakını mümkün kılan ne?

7 Haziran seçimleri öncesi propaganda sürecinde Devlet Bahçeli’nin sloganı, ‘’Bilal’i  vereceksin’’ idi.

Görünürde sert bir seçim çalışması yürütmüş, Erdoğan ve ailesini bu propagandanın merkezine koymuştu.

Peki Bahçeli’yi şimdi Erdoğan’a secdeye durdurtan, bütün milliyetçi ve Pan-Türkist emellerinden ‘feragat’ etmesine sebep olan nedir?

Bu 180 derece dönüşün sebep veya sebepleri şöyle sıralanabilir:

-Kürt imha ve soykırımında mutabık olmak,

-Türkiye’deki farklı inanç; Aleviler başta olmak üzere etnik ve dini kimliklerin imhasında anlaşmak,

-Sol, sosyalist, liberal ve sosyal demokrat çevrelerin yaşam ve hareket alanını daraltarak yaşamı onlara cehenneme çevirmek,

-Türkiye’nin sadece islam veya sadece milliyetçilikle denetim altına alınamayacağını anlayan Erdoğan ve Bahçeli’nin milliyetçi-islam ya da Türk-İslam sentezinin yeni bir versiyonu olan ırkçı faşist bir rejimle bütün ülkeyi kontrol altına alma istemi,

-Kürt özgürlük mücadelesini boğmak için, Kandil’i de hedef alan toplu imha harekatını başlatmak.

Kandil hedefli bu imha operasyonu, Kürdistan’ın kuzeyinde toplu katliamlara varacak bir planı da içeriyor.

Sayın Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırılarak devam ettirilmesi ve Kürt iradesini esir almak ve hiçe saymak ise bu ön hazırlığın ilk basamağı olarak karşımızda duruyor.

HDP’nin neredeyse bütün yönetici kadro ve belediye başkanlarının zindanlara doldurulması bu imha hareketinin ikinci basamağı.

İran,  Rusya, Irak ve Suriye’de Esad ile yakınlaşma çabalarını da bu kapsamda bir ön hazırlık olarak değerlendirmek gerekiyor.

Rusya’da Puti’nin İsrail’de ise Netenyahu’nun ayağına kapanmak için ABD’deki lobisine 60 milyon dolar harcatan, Esad’a önce ‘’Esed’’ (Arapçada eşek anlamına gelir) sıfatıyla hitap edip şimdi Esad’a kur yapan; Irak Başbakanı Ebadi’ye ‘’sen benim ayarımda, klasımda değilsin’’ deyip, şimdi de ‘sayın Ebadi’ diye hitap eden Erdoğan’ın bütün kıvranışları ve bütün el ayak öpmeleri Kürt katliamına taraftar bulmak içindir.

Peki, MHP’yi de yanına alarak hazırlamak istediği bu katliam için uluslararası destek bulması mümkün mü?

Değildir.

Bu sebeple Kürt sorununda taraf olan komşu ülkelerle Kürt katliamı üzerinden anlaşmaya çalışıyor.

Ebadi’nin son olarak PKK ve Şengal ile ilgili açıklaması, en azında Irak devletinin bu oyuna gelmediğini ve Erdoğan’ın attığı oltaya takılmadığını gösteriyor.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad bu oyuna gelir mi?

Oldukça zor görünüyor. Bir kere Kürtler Suriye’nin bütünlüğü içinde demokratik bir cumhuriyette yaşamak için savaşıyorlar. DAİŞ’e en büyük darbeleri indiren dinamik askeri bir güç. Bu askeri güç Suriye’deki farklı etnik kimliklerden oluşuyor. Yani Suriye’nin mozaiğinin bir resmi.

Erdoğan ve partisi AKP ise Suriye’yi bugünkü yıkımın eşiğine getiren DAİŞ terör örgütünün hamisi.

Erdoğan ve devleti, ÖSO adı altında yeniden toparladığı DAİŞ’i Suriye’de savaştırmaya devam ediyor. DAİŞ’siz  her barış girişimini sabote ediyor. Esad bu oyuna gelir mi? O da zor görünüyor.

Rusya ve İran’ın Osmanlıdan kalma düşmanlıklar  yanında, Erdoğan tarafından açılan daha çok yeni yaraları unutmaları da zor.

Hele Rusya ya da daha direkt söylemle Putin’in bunları yok sayması mümkün değil. Fakat gerek Putin ve gerekse de İran, devlet politikası gereği, yaralı ve zayıf bir Türkiye’yi mümkün mertebe kullanacaklardır.

İslami faşist diktatörlükle yönetilecek bir Türkiye’nin ne bölgede (DAİŞ, ÖSO, belki Katar ve Suudiler hariç), ne de  dünyada dostları olacaktır.

Türkiye yaklaşık 100 yıllık sömürgeci ve baskıcı sisteminin son günlerini yaşıyor.

AKP-MHP ittifakı bu süreci hızlandıran ‘’tanrının bir nimeti’’dir.

Şayet Kürtler bu tarihi süreci ulusal birlik içinde karşılayabilirlerse, Kürdistan’ı özgürlükle, Türkiye ve Ortadoğu’yu halkların demokrasisiyle buluşturabilirler.

Türkiye’nin bütün muhalif güçleri, sol, sosyalist, liberal, sosyal demokrat, komünist, dindar, dinsiz ve islam olmayan  inanç ve etnik kimlikler Kürt özgürlük mücadelesiyle ortak bir cephe oluştururlarsa faşizmin başarı şansı olmayacaktır.

Kürtler, en kötü senaryoya göre hazırlanmak zorundadır. 2017 baharı çok kanlı hesapların yapıldığı ve uygulanmaya konulacağı bir bahar olacak.

Bunu engellemek başta Kürtlerin ulusal birliği, ulusal karşı koyuşuyla mümkündür.

İkincisi ise bölge halklarıyla oluşturulacak dostluk ve ortak mücadele cephelerinin oluşturulmasıyla.

Üçüncüsü, uluslararası güçlü bir kamuoyu ve diplomasi ayağının oluşturulmasıyla.

Bunlar başarılırsa AKP-MHP faşizmi ve onların savaş planları büyük bir yenilgi ve hezimete uğrayacaktır.

EN SON EKLENENLER