Aktar: Kışanak ve Tuncel hakkındaki yargılama başlamış değil

Deneyimli hukukçu ve davanın avukatlarından Mehmet Emin Aktar, Sebahat Tuncel ile Gültan Kışanak’ın yaklaşık 10 aydır tutuklu yargılandığı davada, bugüne kadar mahkemenin asıl başkanının katılmadığını belirterek, “Dosya üzerinden yargılama başlamış değil” dedi.

Tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandığı ve “güvenlik” gerekçesiyle Malatya’ya nakledilen davada Kürt siyasetçiler yaklaşık 10 aydır tutuklu. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugüne kadar 3. duruşması görülen davada, mahkemenin asıl başkanı ve üyelerinin katılmaması, yargılamanın geçici olarak görevlendirilen üyelerle yürütülmesi, mahkemenin aldığı bazı kararlar nedeniyle yargılamada kayda değer bir ilerleme yok. Bunu protesto eden avukatlar son duruşmada mahkemeyi terk etti.

Tuncel ve Kışanak’ın avukatları hem davayı hem de söz konusu durumu değerlendirdi. Gültan Kışanak’ın avukatı ve Diyarbakır Barosu eski başkanlarından Mehmet Emin Aktar, dava güvenlik gerekçesiyle Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildiğinden bu yana görülen 3 celsede, bir asıl üye dışında mahkemenin başkanı ve üyelerinin davaya katılmadığına dikkat çekti. Aktar, 3 duruşmada yargılamanın, mahkemenin asıl üyesi olmayan hâkimler tarafından yürütüldüğünü söyledi. Son duruşmada izleyici sayısının sınırlandırılmasına da değinen Aktar, “Görüldü ki güvenlik gerekçesiyle nakledilen dosyada, nakledildiği yerde daha güvenli olması gerekirken bir güvenlik tedbiri yaratıldığını gördük. Bu da bize davanın hangi amaçla nakledildiğini gösteriyor. Davada, usul kurallarının uygulanmasına ilişkin taleplerimiz bugüne kadar karşılanmadı. Bu şekilde davaya devam edemeyeceğimizi söyledik ve duruşmadan çekildik. Önümüzdeki duruşmada umarım bunlar giderilir. Bu hukuksuzluğa bir son verirler” diye kaydetti.

‘MAHKEME DOSYADA OLMAYAN BİR ALGI ÜZERİNDEN SORUMLULUK ALTINDA’

Kışanak hakkında kamuoyunda “örgüte maddi kaynak sağladığı, belediyenin araçlarını barikat ve hendeklerin açılmasında kullandığı” şeklinde bir algı olduğunu ifade eden Aktar, “Dava dosyasında buna ilişkin bir tek iddia bile yok. Hatta bunun tersine bunun olmadığına ilişkin belge var dosyada. Kamuoyunda yaratılan bu tür iddia üzerinden kayyum tayin edildi. Aslında bu nedenle mahkeme de bir sorumluluk altında. Bu dosyayı incelememiş bir hakim, rastgele bir dosyaya çıktığı zaman böyle bir iddiayı düşünerek geliyor. Zaten ilk duruşmada karşılaştığımız manzara da buydu. Mahkeme başkanına şunu hatırlattık: ‘Dosyada böyle bir iddia yok. Siz gazete haberleri üzerinden çıktınız duruşmaya dosya üzerinden çıkmadınız’ dedik. Asıl mesele burada. Dosya üzerinden duruşmaya çıkılmıyor. Dosya üzerinden Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak hakkındaki yargılama başlamış değil gerçekten. Evet ne yazık ki; Kışanak ve Tuncel savunmalarını yaptı. Ama bunun dışında sağlıklı, yargılamayı usulüne uygun sürdürecek heyet ile karşı karşıya değiliz” ifadesini kullandı.

‘ANTİDEMOKRATİK VE KEYFİ BİR YARGILAMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Kışanak’ın avukatlarından Cihan Aydın ise 3’üncü duruşması görülen Kışanak ve Tuncel davasında bir kadastro hâkiminin mahkeme başkanı olarak görevlendirildiğine dikkat çekti. Dava dosyasında, Kışanak hakkındaki suçlamaların önemli bir kısmının milletvekili olduğu dönemde yaptığı siyasi parti faaliyetlerinden oluştuğuna dikkat çeken Aydın, “O dönem kendisi hakkında herhangi bir fezleke düzenlenmemiş. Eğer bir milletvekili hakkında Anayasa’nın 83 ve 14. maddesi yollamasıyla bir suç istinadı varsa, derhal ilgili birim olan Cumhuriyet Başsavcılığının fezleke düzenleyerek bunu Meclis’e göndermesi gerekiyor. Ancak bu işlemlerinin hiçbiri yapılmamış. Dosyada toplanmasını istediğimiz delillere ilişkin maalesef bugüne kadar herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Bu taleplerimiz olduğu gibi duruyor. Aslında bugüne kadar görülen 3 duruşmada sadece şekli bir yargılama yapılıyor. Çünkü karşımızda dosyaya hakim olan, dosyayı bilen bir heyet yok. Her duruşmada değişik yargıçlarla bu işi götürmeye çalışıyoruz. Şu ana kadar ne Sabahat Tuncel ne de Gültan Kışanak bizzat mahkeme önüne çıkarılmadılar. Biz her celsede müvekkillerimiz bizzat mahkeme katılmaları ve savunmalarını yapmaları için talepte bulunmamıza rağmen SEGBİS’te ısrar ediliyor. Müvekkillerimiz de bu uygulamayı protesto ettikleri için SEGBİS’e çıkmadılar. Nereden bakarsanız bakın antidemokratik yargılama ve adil yargılama usullerini tümüyle hiçe sayan bir yargılama usulü var. Müvekkillerimiz bu hukuksuz yargılama sonucunda yaklaşık 10 aydır tutuklu bulunuyorlar. Tamamen antidemokratik ve keyfi bir yargılama ile karşı karşıyayız” diye vurguladı.

‘KÜRT HALKININ TALEPLERİ YARGILANIYOR’

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in avukatlarından Şivan Cemil Özen ise, duruşmaya katılmak için Malatya’ya giden avukatların yolda durdurulup duruşmaya yetişmesinin engellendiğine dikkat çekti. Tuncel ve Kışanak’ın yürüttükleri demokratik ve legal siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını hatırlatan Özen, üzerlerine atılı suçlamaların ve istenen hapis cezalarının hukuki bir dayanağının olmadığını söyledi. Tuncel ve Kışanak’ın Yargıtay tarafından onaylanan parti tüzüklerinde yer alan demokratik özerkliği savundukları için “Örgüt üyeliği” suçundan suçlandıklarını dile getiren Özen, bununla da Kürt halkının taleplerinin yargılandığını vurguladı.

‘YAKLAŞIM NEYSE SONUÇ DA ONA GÖRE OLUYOR’

OHAL ilanı ile birlikte mahkeme salonlarında hukuksuzlukların en büyüğünün yaşandığını ifade eden Özen, “Kışanak ve Tuncel duruşmasında da aynı şekilde hukuksuzluğu gördük. En basitinde salon 60 kişilik olmasına rağmen mahkeme heyeti 10 kişiyi almak istedi daha sonra ise ‘20 kişi gelsin’ dedi. Ama biz bunu kabul etmedik. Mahkeme aileleri almadı ama 30 polis alındı. Bellerinde silahlarıyla mahkeme salonuna alındılar. Polisler silahlı girerse, aileleri almazsanız mahkemeye girmeyeceğiz dedik. Duruşmadan çekildik. Düşünün kadastro hakimi Ağır Ceza Mahkemesi başkanı olarak mahkemeyi yönetiyor. İşin ciddiyeti de buradan bellidir. Mahkeme daha ses kayıtlarını çözmedi. Ara kararlar dahi bize ulaştırılmadı. Hukuksuz bir şekilde eş başkanımız tutukludur. Yaklaşım böyle olunca sonuç da bu oluyor. Bunun için biz bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz” diye konuştu.

KIŞANAK’IN 240 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Diyarbakır’da 25 Ekim’de gözaltına alınarak, 30 Ekim’de tutuklanan Gültan Kışanak hakkında 2012-2016 yılları arasında katıldığı basın açıklaması, cenaze töreni ve DTK toplantıları nedeniyle “Örgüt kurma ve yönetme”, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız olarak katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” ve 41 defa “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, Kışanak’ın 230 yıla kadar hapsi isteniyor. Kışanak tutuklanmadan aylar önce Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı BİMER üzerinden yapılan bir ihbarı gerekçe göstererek, Kışanak’ın “PKK ve KCK’ye yardım ettiği” yönündeki iddianın araştırılması için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne yazı göndermişti. Kışanak hakkında inceleme yapan İl Emniyet Müdürlüğü, iddialara dair bulgu ve belgelere rastlanmadığını içeren yazıyı savcılığa gönderdiği ortaya çıkmıştı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 25 Ocak’ta görülen ancak Tuncel’in katılmadığı davada savunma yapan Kışanak, hakkında açılan dava için “Bu dava belediyeye kayyum atamak için hazırlanan ısmarlama bir davadır” savunmasını yapmıştı. Mahkeme Kışanak ve Tuncel’in tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti. Diyarbakır’daki “KCK Ana Davası”nda da “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 10 yıl hapis istemiyle yargılanan Kışanak’ın dava dosyası tutuklu yargılandığı dava dosyası ile birleştirilmişti.

TUNCEL’İN 145 YIL HAPSİ İSTENİYOR

Sebahat Tuncel ise 4 Kasım 2016’da yapılan eş zamanlı operasyonlarda aralarında HDP eş genel başkanlarının da bulunduğu 13 HDP’li milletvekilinin gözaltına alınmasını protesto etmek için Diyarbakır Adliyesi önünde polislerce yaka paça gözaltına alınmış ve 6 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulmuştu. Tuncel hakkında hazırlanan iddianamede, 2012 ve 2016 yılları arasında katıldığı 16 eylem ve etkinlik, DBP’nin PM toplantılarında yaptığı açıklamalar ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantıları suçlama konusu yapıldı. İddianamenin bütününde Tuncel’in DBP Eş Genel Başkanı olduğuna değinilmemiş bunun yerine Tuncel’den “DTK üyesi” olarak bahsedilmesi dikkat çekmişti. “Örgüte üye olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” ile suçlanan Tuncel’in 135 yıla kadar hapis ile cezalandırılması isteniyor. “KCK Ana Davası”nda da “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Kışanak’ın dava dosyası tutuklu yargılandığı dava dosyası ile birleştirilmişti. Ayrı soruşturmalar kapsamında tutuklanan Kışanak ve Tuncel hakkında açılan davalar birleştirilerek, güvenlik gerekçesiyle Malatya’ya nakledilmişti.

EN SON EKLENENLER