“Alevi paketi” Alevileri sisteme bağlama tuzağıdır

“Kendini nasıl tanımlıyor olurlarsa olsunlar, tüm Alevi kurumlarının 25 yıldır dile getirdikleri ortak talepleri var. Aleviler Cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olarak kabul edilmesini istiyor. Aleviler, zorunlu din derslerinin tüm okullardan kaldırılmasını veya seçmeli olmasını istiyor. Aleviler İslam’ı devlet dini haline getiren Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesini istiyor. Aleviler devletin tüm inançlardan elini eteğini çekmesini ve gerçek laikliğin gereği olarak dini hizmetlerin inanç topluluklarının kendilerine bırakılmasını istiyor. Yine Aleviler devlet tarafından cami imamlarına da, Alevi dedelerine de maaş ödenmesine karşı çıkıyor.”

 

AKP Hükümeti, Alevi hareketini bölüp-parçalamak ve Aleviliği Sünni inanç cenderesine alarak asimile etmek için sıklıkla sonu belli olmayan “Alevi Açılımı” adı altında sayısız çalıştaylar ve toplantılar yaptı.

Ne ki bunlardan bir sonuç çıkmadı. Fakat tüm bu yapılanlardan istediği sonucu alamayan AKP, bir kez daha Alevi hareketini sisteme bağlamak ve asimilasyonu hızlandırmak için Başbakan Davutoğlu’nun ağzından “Alevi Reformu” yapacağını ilan etti.

Yapılan açıklamalara göre AKP’nin asimilasyon paketi şunları içeriyor:

1- Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmiyor, “irfan merkezi” olarak görülüyor. Bir başka deyişle Cemevleri onlara göre cahil Alevi kitlesinin devlet eliyle eğitileceği, ya da daha açık bir deyimle imana(!) getirileceği asimilasyon merkezileri olarak görülüyor.

2- Cemevlerinin elektrik parasının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ödenmesi, su paralarına ise sabit fiyat uygulaması yapılması için yasal düzenlemeler yapılacak.

3- Belediyeler imar planlarında arsa tahsisi konusunda çeşitli dini kurumlara olduğu gibi Cemevlerine de arsa tahsisi yapacak.

4- Kimlerin “dede” olup olmadığına karar verecek, Alevilerin sorunlarını tartışacak(!) bir ”Sertifikasyon Kurulu” oluşturuluyor. 12-13 kişiden oluşacak bu kurulda devletin 4 temsilcisi olacak, geri kalan üyeler ise Alevi konfederasyonları ve dedelerin temsilcilerinden oluşturulacak. Bu kurul vasıtasıyla AKP iktidarı sözde Aleviler arasındaki görüş ayrılıklarını da halletmiş(!) olacak. AKP yine bu kurulla aslında Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir Alevi Diyaneti kurmuş olmaktadır.

5- “Zorunlu din dersleri müfredatında Alevilik dersleri “Ehlibeyt Yolu” adı altında verilecek!

AKP yukarda adı geçen Alevileri Asimilasyon Kurulu (Sertifikasyon Kurulu) eliyle Aleviliği de bir devlet inancı haline getirerek, biz Alevilerin yıllardır halledemediği(!) Aleviliği de tarif ederek, Aleviliği Ali severlik, Ehlibeyt severlik derecesine indirip özünden boşaltarak, Sünni İslam anlayışı içinde sıradan bir tarikata indirgemiş olacak ve yok edecektir.

Oysa aynı AKP çok iyi biliyor ki, İslam içinde de yüzlerce yorum farkı, anlayış farkı, uygulama farkı bulunmakta, binlerce cemaat yaşamaktadır. Ancak bunların böyle olması İslam’ın birliğine halel getirmemektedir. Çünkü öz aynıdır.

Ancak sıra Alevilere gelince Alevilerin “yol bir, sürek binbir” deyişi ile izah ettikleri uygulama farklılıkları sanki Alevilikte farklı Alevilik anlayışı varmış gibi lanse edilerek, bu özgünlüğümüzü kabul etmemektedir. Bırakalım da Alevilerin kendileri nasıl yaşayacaklarına, nasıl ibadet edeceklerine, neye inanıp inanmamaya kendileri karar versin.

Kendini nasıl tanımlıyor olurlarsa olsunlar, tüm Alevi kurumlarının 25 yıldır dile getirdikleri ortak talepleri var. Aleviler Cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olarak kabul edilmesini istiyor. Aleviler, zorunlu din derslerinin tüm okullardan kaldırılmasını veya seçmeli olmasını istiyor. Aleviler İslam’ı devlet dini haline getiren Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesini istiyor. Aleviler devletin tüm inançlardan elini eteğini çekmesini ve gerçek laikliğin gereği olarak dini hizmetlerin inanç topluluklarının kendilerine bırakılmasını istiyor. Eğer devlet inançlara destek verecekse de bunun tarafsız bir kurulca ve tüm inançlara eşitçe yapılmasını istiyor.

Yine Aleviler devlet tarafından cami imamlarına da, Alevi dedelerine de maaş ödenmesine karşı çıkıyor.

Ancak AKP Hükümetleri bugüne kadar Alevilerin bu taleplerini görmezden gelmiş, bunun yerine üstüne vazife olmayan işlere girişmiş, Aleviliği yeniden tarif etmeye kalkmış, Alevileri “ateist Aleviler”, “Alisiz Aleviler” veya “öz Müslüman” Aleviler olarak bölmeye çalışmış, bu tür tartışmaları körükleyerek sonuç almak istemiştir.

Yine AKP iktidarı Alevilik bir din mi, mezhep mi, kültür mü tartışmasına müdahil olarak, hatta bu tartışmayı kışkırtıp yönlendirmeye çalışarak, Alevileri karşıt gruplara bölmeye girişmiş, bu yöntemle ve bazı modern “Hızır Paşa”ları kullanarak bazı Alevi çevrelerini yanına çekmiştir. AKP kendisine biat etmeyen Alevileri dışlayacak manevralarla Alevilerin hiç olmazsa bir bölümünü yedeklemeyi amaçlayan bir “böl ve yönet” amaçlı asimilasyon politikasını benimsemiştir.

Meclise getirileceği belirtilen düzenleme de AKP hükümetlerinin önceki “alevi açılımı hamleleri” gibi bütünüyle Aleviliği tanımayan, onu kendi istediği gibi yeniden tanımlamayı, bu vesileyle de Alevileri bölmeyi amaçlayan bir inkar ve imha düzenlemesidir.

AKP Devleti, Türk – İslam sentezi içinde kalarak Aleviliği tanımlamaya çalışıyor. Ancak Alevilik bu tanımlama içine düşen bir inanç ya da din değil. İslam gömleği Aleviliğe dar gelir. Problem de buradan çıkıyor zaten. Kurulduğu günden bu yana TC’nin tutumu ayrımcıdır. Türk devleti, Türk İslam sentezinin parantezi içine düşmeyen bütün inançlara, bütün politik görüşlere, bütün cinsiyet tanımlamalarına ya da kültürel yaklaşımlara bir tavır alıyor ve onları “ehlileştirmeye” çalışıyor.

Çünkü AKP’nin öncülleri de, TC’nin öncülleri de bilinenin aksine Aleviliğin İslam dışı bir inanç olduğunu biliyorlardı ve tüm fetvalarda da Alevilik sapkın bir inanç olarak dile getirildi ve Alevilere buna göre muamele yapıldı.

Bugün ise her ne hikmetse AKP eliyle Alevilere bazı haklar verilmek isteniyor. Elbette soruna derinlemesine bakmazsak, böyle değerlendiririz. Ancak kazın ayağı hiç te öyle değil. Son 30 yıldır Kürt Özgürlük Hareketi vasıtasıyla gidişata yapılan itiraz sonrası işler değişmeye başladı.

Resmi ideoloji ne söylerse söylesin biliniyor ki Alevilerin büyük kısmı Kürt. Geçmişte Alevileri Kürtlük kimliğinden koparabilmek çeşitli girişimler yapıldı. “Biz Aleviyiz ama Türk’üz!” Ya da “Biz Aleviyiz, Kürt değiliz!” “Kürt’ten Alevi olmaz”. Bütün bunlardan amaç potansiyel itiraz dinamiği olarak Alevilerin Kürt hareketi ile ilişkisini kesebilmekti.

Şimdi Alevilik devlet eliyle İslam içi, hatta Hanefi mezhebinin bir alt versiyonu olarak tarif edilmeye çalışılıyor. Diyanet eliyle Aleviliği İslam içine monte etmek amacıyla akademik çalışmalar yapılıyor. Aleviliğin eski Kürt inançlarıyla bağları budanmaya çalışılıyor. Alevi İmam Hatip Liseleri kuruluyor. Cemevleri ise özellikle Cem Vakfı aracılığıyla minaresiz camilere çevriliyor.

AKP aslında bir kadın inancı olan Aleviliği, İslam’da olduğu gibi bir erkek inancına çevirmektedir. Nitekim düzen ile hiçbir sorunu olmayan Cem Vakfına bağlı cemevlerinde camilerdeki gibi haremlik selamlık bölümleri oluşturulmuş, peygamber efendimiz, 12 İmam Hazretleri ve benzeri deyimler inanç ritüellerine yerleştirilmiştir. Oysa Alevilik hiyerarşiye karşıdır.Alevilik rızalığa ve eşitliğe dayalı, özyönetime inanan ve yaşamında bunu uygulayan bir kardeşlik inancıdır. Literatüründe de efendilik kulluk yoktur. Aleviler için herkes eşit ve özgür candır.

Nitekim Alevi kadınlarda AKP’nin ve modern “hızır paşa”ların yaratmak istedikleri erkek egemenliğine dayalı, devlet himayesine girmiş ve dolayısıyla kendisi olmaktan çıkmış bir Aleviliğe yol açacak “Alevi Paketine” itiraz ediyorlar.

17+ Alevi Kadınlar, AKP’nin nisan ayında meclise sunacağı ‘Alevi Paketi’ne itiraz ederek “AKP ve devlet, kadıncıl inanç olan Aleviliği cinsiyetçi müdahalelerle kadınlardan uzaklaştırarak erkeklerin, devletin ve İslam’ın gölgesinde şekillendirerek cinsiyetçi asimilasyonla erkekleştirmeye çalışmakta. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.

17+ Alevi Kadınlar örgütü AKP döneminde Aleviliğe ve Alevilere yönelik asimilasyon politikalarının arttığının belirtildiği açıklamasında “AKP’nin aynı zamanda Aleviliği muhafazakarlaştırmaya, erkekleştirmeye” çalıştığı vurgulandı.

Yazının girişinde belirtiğimiz gibi Hükümetin 1 Kasım seçimi vaatleri arasında yer alan Alevilere yönelik yeni düzenlemeler içeren paketin tamamlandığı söyleniyor. Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında, ilgili bakanların da katılımıyla uzun süren bir toplantı yapıldığı basında yer aldı. Hükümet yetkilileri “Gelinen noktada Alevilere ilişkin yapılacak düzenleme aşağı yukarı netleşmiş durumda ve önümüzdeki en geç 15 gün içinde tasarı TBMM’ye sunulacak” diyorlar.

Yukarda izah etmeye çalıştık, devletin asıl amacı Kürt hareketi ile ilişkilenebilecek, onlarla ortak davranabilecek tüm toplumsal dinamikleri kontrol altına almaktır. Bunu gerekirse rüşvet vererek, gerektiğinde de zoru kullanarak yapmaya çalışıyor. Bugün gündeme getirilen “Alevi Paketi”nin amacı da budur. Kısaca AKP devleti diyor ki; “bizimle olursanız, bizim gibi düşünür, bizim gibi yaşarsanız size bazı kapılar açarız. Yok eğer bize karşı çıkanların, hak arayanların, özgürlük arayanların safında yer alırsanız size dünyayı zindan ederiz”.

Aleviler ve Alevi kurumları oynanmakta olan bu oyunu deşifre etmek için harekete geçmelidir. Bir yandan bize hak vereceğini söyleyen AKP, öte yandan Kürdistan’da demografiyi değiştirecek adımlar atıyor. Alevi köylerinin ortasına İŞİD kampları kuruyor. Kürdistan’ın insansızlaştırılmış ilçelerine Sünni Arap’ları yani Selefileri yerleştirme planları yapıyor.

AKP’nin bu “Alevi Paketi” bir aldatmacadır. Asıl paket yukarda söylediklerimizdir. Bugün dünden daha çok Kürt ve Alevi ittifakına ihtiyaç vardır. Bu ittifakla AKP’nin Türkiye’yi bir Selefist cennetine çevirmesine engel olabiliriz ancak.

Alevilere hak verme adı altında hayata geçirilmeye çalışılan ve yukarda içeriğini izah etmeye çalıştığımız bu paket Aleviliği bitirme paketidir. Bu paketle Alevilik kendine özgü ayrı bir inanç olmaktan çıkarılıyor. Bu paketle Alevilik devlet eliyle İslam inancı içinde eritilerek yok edilmek isteniyor.

İşin en acı verici yanı da, bu paket Aleviler arasına, Alevi kurumları arasına aşılmaz duvarlar örmek istiyor. Kendi yanına çektiği devşirme, zalimin sofrasından beslenen yol düşkünleri eliyle bizi bölüp, parçalayıp yok etmeye çalışıyorlar. Bizi dün topraklarımızdan sürenler şimdi de inancımızı elimizden almaya çalışıyorlar.

Bize düşen AKP’nin oynadığı bu sinsi oyunu bozmaktır. Bu oyunu bozmanın yolu ise mazlum Kürt halkıyla, Türkiye’nin gerçekten laikçi, devrimci, demokrat kesimleri ile birlikte HDP ve HDK öncülüğünde bir muhalefet hareketi yaratmaktan geçiyor. Bu oyunu bozmak için Aleviler de kendi öz savunmalarını hazırlamalı, devletin tüm baskı ve yıldırma politikalarına direnişle cevap olmalıdır.

Eğer direnişimizi yükseltmez ve AKP devletine karşı mücadele etmezsek; bugün Maraş’ta Alevi köylerinin ortasına İŞİD kampları kuranlar yarın Dersime, Sivas’a, Tokat’a, Malatya’ya, Antep’e kısacası Alevilerin yaşadığı her bölgeye aynı terör kamplarını kurarlar. Bu bilinçle bize düşen sahte açılım paketlerini elimizin tersiyle iterek safımızı direnenlerin yanında belirlemektir.

EN SON EKLENENLER