Aleviler ne yapmalı? Nasıl yapmalı?

BÜLENT FELEKOĞLU

Hak ve Adalet iki temel yaşam düsturu. Bu iki düstur da bugün iktidar ve yöneticileri tarafından çiğnenmektedir. Biz Aleviler kadim inanç ve kültür süreklerimizde Hak ve Rızalık düsturlarını temel yaşam dinamiğimiz olarak algılamış, yaşamış toplumlarız. Lakin; inanç geleneğimizde ki Hızır kültü Gökkubbe altında ve Toprak Ana üzerinde tüm canlılıkla ve Evrensel hakikatle birbirine dar olma, darına yetişme ve ikrarlaşarak toplumsallaşma temellidir. Hak rızasının olmazsa olmaz koşulu rızalık ilişkisidir. Bu ilişki bozulduğu andan itibaren zulüm ve Nehaklık başlar. İnanç süreklerimizde bu Nehaklık dönemlerinde her nerede olursa olsun karşı durmayı, inancının bir gereği olarak görev sayar. Tarihimiz bu direnişlerle taçlanmıştır.

Bugün parlamentosu lağvedilmiş, tek adam diktatörlüğünü ilan etmiş, fetvalarla yönetme sürecine girilmiş, söz söylenin kelle koltukta gezdiği, tüm iletişim kanallarının gasp edildiği, emeğin hiçe sayıldığı, Din’in zorunlu olduğu, doğa ananın talan edildiği, kültürleri çoraklaştırılmış, halayı yasaklanmış, komşuları ile ilişkisi kalmamış, bir süreç yaşamaktayız. Zaman ve coğrafya  bize sorumluluklar yüklüyor.

Bu düstur ile;

Biz Hak Yol Aleviler ortak amaçlar doğrultusunda halkları bir araya getirmekle yükümlüyüz…

1)           Vatan; bizler için üzerinde sadece belli bir zümrenin hizmetinde olan çoraklaştırılmış toprak parçası değil, Doğa Ananın ovalarında olduğu gibi üzerindeki tüm canlılıkla ve renklilikle rızalık alınması gereken yaşam alanlarıdır. Biz Aleviler için sınır Nehak zihniyetlerin ürünüdür. Hiçbir nehir deryasız olamaz ve her damla mutlak bir deryayı arzular. Hiçbir ağaç meyvasını vermekten çekinmez etrafına çit örüp onu kendisine parselleyen olmadıkça. Bizler Ortak Vatan da tüm renklerimizle varız ve cümlesiyle Hakk rızasını korumak kaydıyla yaşamak istiyoruz.

2            Her coğrafya kendi evladını doğurur. Can doğduğu cografyaya benzer. Bir Doğulu, bir  Karadenizli, bir Egeli, Akdenizli yaşadığı coğrafyanın rengini taşır. Hepsinin tek tipleştirilmesi doğanın kanununa terstir. Kin üretir, öfke üretir, köksüz bırakır. Köksüzlükte bugün görüldüğü gibi başka bir şeye benzeşmeyi getirir. Mutantlaştırır. Emeksiz sahip olma, hırsız kültürünü besler.  Bu coğrafya Anadolu, sınırları renkleri ile belirlenmiş. Halayı, Bozlağı, Horonu, Zeybeği, Çepkisi, Kürd’ü, Türk’ü, Laz’ı, Rum’u, Arab’ı, Çerkez’i, Ermeni’si, Süryani’si ve niceleri. Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Yahudi’si, Alevi’si, Mevlevi’si Vatan dediğimiz cümlesi iledir. Sınırları ise Rıza ile Rızkını paylaşacak cümle Alemdir. Rızık sadece insanın değil cümle nebatatatın ve hayvanatın da hakkıdır. Vatanımızı çoraklaştırıp çöl iklimlerinde kapkara bulutlarla kaplamanıza asla izin vermeyeceğiz.

3            Din, Dil, Irk, Cins canın seçtiği kimlikler değildir. Doğuştan gelir ve Haktır. Hakk katında haktır. Kimliklerimiz üzerinden kendi tarlalarınıza köle devşirmekten vazgeçin. Bu kimlikleri siz vermediniz ki almak ya da asimile etmek istiyorsunuz. Zor ve Zulüm ile Doğa kanunlarını çiğneyenler geçmişte olduğu gibi bugün de tufanlar yaratmanın vebali altındadır. Can doğduğu ananın dilini öğrenecek, doğduğu kimlikle yaşayacak ne vakit kendisi başka bir karar aldı o kendisi ona uyacak. Zorunlu Din dersi demek doğumdan gelen hakları gasp etmektir. Tek dil demek Hakk’ın rızasına şirk koşmaktır. Tek Vatan demek cümlesinin rızkına göz dikmektir. Tek Bayrak demek aynı gök kubbenin altında tüm sancakları inkar etmektir. Unutulmasın inkar inkarı doğurur. Tek millet demek Anadolu’yu bilmemektir. Devşirme kültürün bir sonucudur. Mankurtlaştırmaktır. Doğa Ana binbir rengi barındırırken bu ne küstahlık. Çöl mü olmak istiyorsunuz.

4            Emek ve emekle ortaya gelmiş rızkı, rızasız almak, gasp etmek yolumuzca suçtur. Bu suç bugün Nehaklarca hergün işlenmektedir. Köle bir toplum yaratılmak istenmektedir. Bu şu demektir ben Allah’ın adıyla tüm tarlaları kendimin yaptım. Siz de orda kölelerimsiniz. Tarla benim siz rıza ile boynunu büküp meyvesini veren ağacın dalında ki bir meyveyi aldığınızda hırsız ve günahkarsınız demektir. Yalan ve Talan’ın Fetbazlarca verilmiş Fetvasıdır bu.

5            Biz Aleviler Ortak Vatan da cümlesi ile rızalık temelinde yaşamaya hazırız. Ama önce Nehak gitmelidir. Gitmez ise kendi yolunda daha çok katliam planlamaktadır. Biz Türkiye’nin semalarında halkların birlikte yaşadığı bir yaşam arzuluyoruz. Bu zulmatı daha fazla kan dökülmeden aydınlığa çevirmek istiyoruz. Bu umutla cümle Hakikat elçileri ile yürümek istiyoruz.

Bu temelde Hak Yol Aleviler kapalı dar bir ufukla değil, inancımızın verdiği derinlikle 72 millete nazar etmek düsturu ile Türkiye halklarını Ortak Vatan ilişkisi ile bir araya getirecek bir çaba içerisinde olmalıyız. Yapılacak Adalet kurultayından başlayarak Ortak Vatan şiarı ile ırkçı söylemleri kıran, Hak söyleyeni yalnız bırakmayan, cesaret veren bir çizgide yaklaşmalıyız. Mustafa Kemal İngiliz politikasına boğdurulmadan önceki dinamik değerleri hatırlatmalı ve I. T.B.M.M. ruhunu açığa çıkarmalıyız. Yeni kurulacak partiye de önerilerimizle çölleştirilmiş devşirme Türklükten sıyrılarak, Türkmen geleneğin kadim değerlerine yönelmesi ve birinci mecliste olduğu gibi Anadolu’nun tüm renklerini açığa çıkarmak gibi bir sorumluluğu olduğunu hatırlatmak gerekir. Bu kutuplaşma hiçbir vatan toprağına fayda getirmeyecektir. Hak Yol Müslümanlar ile Muhammet Mustafa ve Ehlibeyt hakikati ile öz paylaşım değerlerini açığa çıkarmalıyız. HDP Kürt Halkının sorumlulukları ile sürece daha bütünleştirici ve kolaylaştırıcı olması Ortak Vatan ilişkisini çok daha geniş bir perspektifte tartışmamızı sağlayacaktır. Unutulmasın zaman tabuları yıkacağımız. Toplumsal ayrışmayı komşuluk ve inanç değerlerimiz ile kıracağımız. Tarihimizle yüzleşeceğimiz bir süreçtir. Çok daha geniş bir ortaklaşmanın zeminidir. Zamanıdır. Başarmamız Muhammet Mustafa ve Ehlibeyt’in başarmasıdır. İsa Mesih’in başarmasıdır. Ebuzer’in başarmasıdır. Hallacı Mansur’un başarmasıdır. Mevlana’nın başarmasıdır. Hacı Bektaş’ın başarmasıdır. Her can bu süreçte karşıtlaştırmadan Nehak zihniyete karşı toplumu bir araya getirerekk halkların büyük halayını kurmakla yükümlüdür. Hızır cümlemizin yardımcısı olsun.

Bülent FELEKOĞLU Tarihçi – Yazar

EN SON EKLENENLER